Politika
Kılıçdaroğlu: CHP Genel Başkanları sömürgeciliğe karşı tavizsizdir ANKARA (A.A)
05 Kasım 2011 18:16
-Kılıçdaroğlu: CHP Genel Başkanları sömürgeciliğe karşı tavizsizdir ANKARA (A.A) - 05.11.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''CHP Genel Başkanlarının tartışılmayacak en temel özelliği, sömürgeciliğe karşı tavizsiz ve çelik gibi duruşlarıdır. Bu duruş Atatürk'ten, Baykal'a kadar CHP Genel Başkanlarının değişmez ortak duruşu, onurlu tavrıdır'' dedi. Kılıçdaroğlu, eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in ölümünün 5. yılı nedeniyle partisinin Ankara İl Başkanlığı tarafından JW Marriott Hotel'de düzenlenen anma etkinliğindeki konuşmasında, ''Hem CHP'ye, hem de onun her biri kahraman olan merhum Genel Başkanlarına laf söyleyenlere değinmek istediğini'' ifade etti. Kılıçdaroğlu, ''Şunu çok iyi bilsinler ki CHP'nin tarihi aynı zamanda, baştan sonra Türkiye'nin emperyalizmle mücadelesinin tarihidir'' dedi. CHP'nin her genel başkanından alınacak büyük dersler olduğunun da altını çizen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ''CHP Genel Başkanlarının tartışılmayacak en temel özelliği, sömürgeciliğe karşı tavizsiz ve çelik gibi duruşlarıdır. Bu duruş Atatürk'ten, Baykal'a kadar CHP Genel Başkanlarının değişmez ortak duruşu, onurlu tavrıdır. Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesini yürüten kadrolarına hiç bir ahlaki, tarihi, siyasi anlayış ortaklığı bulunmayanlardan İsmet İnönü'yü, Bülent Ecevit'i anlamalarını elbette beklemeyeceğiz. Milli Mücadele kadrolarını takdir edemeyen bir siyasi anlayıştan, bu ülkeye geçmişte hizmet vermiş, devlet ve siyaset adamlarının değerini bilmelerini beklemek, elbette aşırı bir iyimserlik olacaktır. Bu insanlar adeta devleti yeniden kurmuş, yeni bir rejim icat etmiş, Türkiye'yi sıfırdan inşa etmiş gibi davranmaktalar. Biz ise sadece kendi siyasi parti büyüklerimize değil, bu ülkeyi ayakta tutmuş, hizmet vermiş büyük kalkınma çabalarına imza atmış her devlet adamımıza her siyasetçimize büyük minnet duyguları beslemekteyiz ve beslemeye de devam edeceğiz." 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de siyasetçilerin birbiri hakkında yanılabileceğini ancak bunların asla kan davası şeklinde olmayacağını, gelip geçeceğini kaydetti. Sheaksper'in ''Siyasetçileri görevdeyken değil, görevden sonra değerlendirin'' dediğini hatırlatan Demirel, herkesin Ecevit'in hizmetlerini değerlendirmekte rahatça zamanı olduğunu söyledi. Kendisinin bir deneme yapacağını belirten Demirel, şöyle devam etti: ''Benim işimin ne kadar zor olduğunu biliyorsunuz değil mi? Çünkü ben ne söylesem istismara çok müsaittir. İki kere iki dört de desem bana ispatla derler. Onun için ben bu toplantıya gelirken çok düşündüm 'Ne söyleyeyim' diye...Bir deneme yapacağım, siyasetçileri aslında devirler etkiler, devirler de siyasetçiden etkilenir. Aslında siyasetçiler de birbirinden etkilenir. Sanıyorum geçen süreçte en güzel uygulamasını biz yaptık. Birbirimizi etkiledik, devirleri etkiledik. Merhum Ecevit 45 yıllık siyasi hayatını Başbakan olarak tamamladı. 45 sene milletvekili olacaksınız, bu süre sonunda Başbakan olarak anılacaksınız. Bunun çok örnekleri yoktur. Kaldı ki bu 45 sene Türkiye'nin ve dünyanın çok çalkantılı dönemleridir. İnişler, çıkışlar olmuştur. Siyasetçi, siyaset bundan etkilenmiştir. Merhum Ecevit siyaset hayatı boyunca 10 defa genel seçime girmiştir. Bakalım 10 defa genel seçime girmiş kaç kişi olacaktır Türkiye'de...'' -''Biz de ona uymak mecburiyetinde kaldık''- Siyasetçilerin birbirinden etkilendiğini tekrarlayan Demirel, ''Siz zannediyor musunuz ki biz birbirimizden bir şey öğrenmedik? Merhum Ecevit yollara çıkıp da kasketi giyip, mavi tişörtle, seçim otobüsü ile güvercinle falan ortaya çıkınca Türk siyasetine yeni bir şey geldi. Biz de ona uymak mecburiyetinde kaldık. Yarışta yarışanlar ne kadar güçlüyse yarış da o kadar keyiflidir'' dedi. 12 Mart müdahalesi sonrası ''yaptığınız iş anayasaya aykırıdır'' dediğini ancak arkasından ''şapkayı aldı gitti'' dediklerini anımsatan Demirel, ''Ben de dedim ki; şapkayı alıp gideceğim gayet tabii, şapkayı bırakacak halim yok ya. Başka da cevabım yoktu'' ifadelerini kullandı. 12 Eylül müdahalesi sonrası ise Bülent Ecevit ile aynı helikopterle İstanbul'dan Gelibolu'ya götürüldüklerini, yanlarında eşlerinin de olduğunu hatırlatan Demirel, yağmur sularının helikopterden içeri girdiğini hiç kimsenin de konuşmadığını anlattı. Kendisinin fabrikaların üzerinden geçerken duramayarak, eşine ''bu fabrikaları hep biz yaptık'' dediğini belirten Demirel, ''Nazmiye hanım tok sözlü biridir, 'yaptınız da ne oldu, gittiğimiz yere bak' dedi'' şeklinde konuştu. Gittikleri yerde kendisine telefonlar geldiğini ve Ecevit ile konuşup konuşmadığının sorulduğunu belirten Demirel, kendisinin ise konuşmadıklarını ancak aynı denize baktıklarını söylediğini bildirdi.