-KILIÇDAROĞLU: ROJİN DE AGOP DA BİZİM ANKARA (A.A) - 18.12.2010- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlara, "Sizin partiniziz, bizi kucaklayın" diye seslenerek, "Fırat'ın doğusu da batısı da bizim. Berivan da Hakan da bizim. Rojin de Agop da bizim. Ferhat ile Şirin de Mem-u Zin de bizim. Bütün toplumu kucaklayacağız" dedi. Kılıçdaroğlu, 1,5 saat süren kurultay konuşmasında, her kesimden partisine destek istedi, iktidara gelmeleri halinde yapacaklarını anlattı, parti içi demokrasi sözü verdi. Bugün minarelerde ezan okunuyorsa, Mustafa Kemal'in yüceliğine bakılması gerektiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, 12 Eylülcülerin "Atatürk'ün vasiyetini çiğneyerek", Türk Dil ve Türk Tarih kurumlarını kapatıp, buraları devlet dairesi haline dönüştürdüklerini kaydetti. Kılıçdaroğlu, bunu, Mustafa Kemal'in, halkın partisinin düzelteceğini söyledi. "Vasiyete sahip çıkacağız, çünkü biz inançlıyız, hukuka sahip çıkacağız; hukukun üstünlüğüne inanıyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, yeni, demokratik, güçlü, hak ve özgürlükleri koruyan, bunları güvence altına alan, çağdaş bir anayasa yapacaklarını bildirdi. "Siyasi Partiler Yasası, Türkiye'de demokrasinin önünü tıkamıyor mu? Recep Bey, hangi milli iradeden söz ediyor?" sorusunu yönelten Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında, halkın iradesini parlamentoya yansıtacaklarını, bugünkü lider sultasını yıkacaklarını, vatandaşın, gidip milletvekillerini seçeceğini, yeri geldiğinde de milletvekilinden hesap soracağını anlattı. Kılıçdaroğlu, "ucube" diye nitelediği yüzde 10 seçim barajını da kaldıracaklarını belirtti. -"GELİN CHP'YE"- Kılıçdaroğlu, yapılan anketlerde her 2 vatandaştan 1'inin yolsuzluğun arttığını söylediğini belirterek, Türkiye'nin en temel sorunlarından birinin bu olduğunu söyledi. "Demokrasi, temiz siyaset, hesap sorulmasını mı istiyorsunuz; gelin CHP'ye" çağrısında bulunan Kılıçdaroğlu, temiz, ahlaklı siyaseti arzu ettiklerini, hesap vermenin görevleri olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, partisinin iktidara gelmesi halinde yapacaklarını şöyle sıraladı: "CHP iktidarında, siyasi ahlak yasasını çıkaracağız, siyasete ahlak getireceğiz, her milletvekili mal varlığını internet sitesinde yayınlayacak. Alın teriyle kazanılmış paradan, herkes onur duymalı. Ama birilerini dolandır, sahtekarlık yap, ihaleye fesat karıştır, çık siyasette memleketi yönet, izin vermezler, yedirmeyeceğiz onu. Bu ülkeye dürüst, temiz siyaset getireceğiz. Bunun için Mecliste kesin hesap komisyonu oluşturacağız. Verilmeyecek bir hesabımız yok. Vatandaştan aldığımız 5 kuruşun dahi hesabını vermek, bizim için onurlu görevdir. Bunun için iktidarı yönetmeye talibiz. Kara parayla siyaset olmaz. Birileri diyordu ya dışarıda parası varsa, bizim olsun diye, senin kara, haram parana bizim ihtiyacımız yoktur. Dokunulmazlıklar 21. yüzyıl Türkiye'sine yakışmıyor, ayıptır bu. Bu ayıbı kaldıracağız, kürsü dokunulmazlığıyla sınırlayacağız. Köşeyi dön diye değil, millete hizmet et diye vatandaş seni milletvekili yaptı." -"DEMOKRASİ EKSENİNDE ÇÖZECEĞİZ"- Kılıçdaroğlu, Güneydoğu'nun, ciddi, çözülmeyen sorunlardan biri olduğunu dile getirerek, sorun çözülmüyorsa kabahati siyaset kurumunda aramak gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, görmezden, duymazdan gelinmesi, "asker ne istediyse verdik" denilmesinin, işi baştan savmak olduğunu kaydederek, bu konuda en tutarlı partinin CHP olduğunu, 1989'da yazdıkları raporu, şimdi yenilediklerini, sorunu çözeceklerini söyledi. Bunu, toplumsal uzlaşmayla, kardeşçe, Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkarak çözeceklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, çözümün başında Lozan Antlaşması'nın olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, yurttaşlık hukuku, insan hakları çerçevesinde bu sorunu çözmek zorunda olduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti: "Biz, birilerinin yaptığı gibi Güneydoğu'da 'size modern hapishane yapacağız' demeyeceğiz. Dışarıda, başka yerlerde çözüm aramayacağız. Akılla, mantıkla, insan haklarına, özgürlüklerine sahip çıkarak, demokrasi ekseninde çözeceğiz. Fırat'ın doğusu da batısı da bizim. Berivan da Hakan da bizim. Rojin de Agop da bizim. Ferhat ile Şirin de Mem-u Zin de bizim. Bütün toplumu kucaklayacağız. Biz Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşlarıyız. Bizi kimse ayıramaz. Siyasetçinin görevi toplumu ayrıştırmak değildir. Kimlik, inanç temelinde siyaset yapmayacağız; o 19. yüzyıl politikaları. İnsan temelli siyaset yapacağız. Başbakan'ın, 12 Ağustos 2005'de Diyarbakır'da yaptığı mitingde, bir genç fabrika kurulmasını istiyor, bir kaç kez söylüyor, Başbakan duymamazlıktan geliyor, sonra 'bedavacılığa alışmayın' diyor. Kim yapacak? Biz, fabrika kuracağız, istihdam yaratacağız. Buradan Doğu, Güneydoğu'daki bütün yurttaşlara sesleniyorum, etnik kimliklerinize saygılıyız, inançlarınıza da saygılıyız; biz üçüncü yoluz. İnsan odaklı, sosyal demokrat, halkçı bir partiyiz, sizin partiniziz, bizi kucaklayın. Etnik kimliklerinizi, inançlarınızı sömürdüler; senin derdin var, biz onu çözmeye hazırız. Onun için biz üçüncü yol, çağdaş yoluz, derdini çözmek benim borcum. 19. yüzyıl politikalarının arkasına kimse çıkmasın." Kılıçdaroğlu, AB yetkililerine, "Bize kimse çifte standart uygulamasın. Biz nasıl net, tutarlı politikalardan yanaysak, AB yetkililerinin de Türkiye'ye karşı aynı netlik ve tutarlılıkta, görüş bildirmesini isteriz" diye seslendi. -"KORKAKLAR HER GÜN ÖLÜR"- Daha önce CHP'de parti içi demokrasiyi getireceğine dair verdiği söze işaret eden Kılıçdaroğlu, bu sözünün arkasında olduğunu bildirdi. Kılıçdaroğlu, tüzük kurultayının geleceğini, "Tüzüğü göreceksiniz; nasıl ki çok partili rejimi getiren bir CHP varsa, parti içi demokrasiyi getiren, çağdaş bir tüzükle yeni CHP olacak. Bütün siyasi partilere bu örnek olacaktır. CHP'deki bütün demokratik kanalları açacağız. Başkanlık Divanı önüne gelin imza atın, bunu kaldıracağız. Yeni araçlarımız bütün Türkiye'de olacak, vatandaş araçlarda, bir kaç dakika içinde hiçbir bedel ödemeden CHP kartı alacak. Çünkü biz, düşünce özgürlüğünü savunuyoruz, çağdaşlığı, demokrasiyi istiyoruz, önce kendi içimizde yapacağız" diye konuştu. CHP'nin, bürokratik devlet solculuğu yapan bir parti değil, halkın partisi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, CHP delegesi, üyesi, sempatizanı olmanın önemli olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, yaratılan korku imparatorluğunu yıkmaları, özgürlüğü, barışı, hoşgörüyü ülkede egemen kılmaları gerektiğini kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "İşadamı, sanayici, esnafa sesleniyorum, kapalı kapılar arkasında Hükümetin sizi nasıl tehdit ettiğini, cezalar yağdırdığını biliyorum, ama artık ayağa kalkın, korkmayın, beraber yürüyelim. Memurlara sesleniyorum, siz devletin işini yapacaksınız, siyasi partinin değil, çekinmeyin, yürekli olun, siz de ayağı kalkın. Çiftçi kardeşlere sesleniyorum, sen de ayağa kalk, CHP saflarına gel, sen de yürekli ol. Mehmet Haberal içeride, ona rapor veren 4 üniversite hocası, başınızı kaldırın, özgürsünüz, vicdanınız özgür sizin. Üniversite hocaları siz de ayağa kalkın, üniversiteleri ayağa kaldırın. Adalet değil siyaset dağıtması istenen yargıçlar, sizler de itiraz edin, isyan edin. Medya, halkın iktidarında özgür olacaksınız, siz de kalkın ayağa. Korkaklar hergün ölür, yürekliler ise bir gün." Kılıçdaroğlu'nun, salonda bulunan delegelere, partiye destek verenlere "Ayakta mısınız?" diye sorması üzerine salondakiler ayağa kalktı. Kılıçdaroğlu "Yeter artık diyeceğiz; ezilmeye, sömürülmeye, korku imparatorluğuna yeter. Hazır mısınız?" diye sordu ve "Hazırız" cevabı aldı. Kılıçdaroğlu, "Ben de hazırım" diyerek, sözlerini tamamladı.