CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu referandumdan “hayır” çıkması durumunda “Cumhurbaşkanının istifası mı istenecek” iddiasının doğru olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanını parlamento seçmedi ki, halk seçti. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı yine görevine, görev süresinin sonuna kadar devam edecek” dedi. Kılıçdaroğlu, “hayır” çıkmasının bir meşruiyet tartışması yaratmayacağını da söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu, Best FM’de yayınlanan “Ufuk Karcı’yla Konuşan Türkiye” programında, anayasa referandumuna ilişkin soruları yanıtladı.
"'Hayır' çıkarsa 17 Nisan sabahı Türkiye rahat bir nefes alacak"
Kılıçdaroğlu, referandumdan ‘hayır’ çıkması durumunda 17 Nisan sabahı itibariyle Türkiye’yi ne beklediği konusunda ise, “Hayır’ çıkarsa 17 Nisan sabahı Türkiye rahat bir nefes alacak. İki, Sayın Cumhurbaşkanı makamında oturacak. Üç, Sayın Binali Yıldırım Başbakan olarak görevini sürdürecek. Dört, bakanların hepsi görevlerinin başında olacak. Beş, parlamento eskiden olduğu gibi yasa tasarılarını ve tekliflerini görüşecek. Dolayısıyla herhangi bir sorun olmayacak. Yani bugünkü sistem olduğu gibi yoluna devam edecek. Şu söyleniyor, ‘acaba hayır çıktığı zaman Cumhurbaşkanı’nın istifası mı istenecek’, hayır, bu da olmayacak. Neden, cumhurbaşkanını parlamento seçmedi ki, halk seçti. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı yine görevine, görev süresinin sonuna kadar devam edecek” dedi. Kılıçdaroğlu, “hayır” çıkmasının bir meşruiyet tartışması yaratmayacağını da söyledi.
"Parlamento 'erken seçime gidelim’ derse, gidilir"
“Bir erken seçim gündeme gelebilir mi” sorusuna da Kılıçdaroğlu, “O tamamen parlamentonun görevi. Parlamentoda, diyelim ki çoğunluğu temsil eden Adalet ve Kalkınma Partisi ‘biz ülkeyi yönetemiyoruz, sıkıştık, dolayısıyla bir erken seçime gidelim’ derse, gidilir. ‘Hayır, gerek yok denirse bu karar verilir. Burada yetki bir kişide değil, yetki tamamen 550 kişinin görev yaptığı parlamentodadır. Parlamento nasıl isterse öyle bir karar verecektir” yanıtını verdi.
"'Hayır diyenler terörist' diyorlar, böyle bir şey mümkün mü?"
“'Hayır diyenler terörist' diyorlar, böyle bir şey mümkün mü” diye soran Kılıçdaroğlu'nun, Ufuk Karcı'ya yaptığı değerlendirmeler şöyle:
“Bir kişi, bir kararnameyle tüm devleti ele geçirebilir. İstediğini istediği makama getirebilir. Bana bunun doğru olmadığını çıkıp söylesinler, ama diyemiyorlar. FETÖ’nün devletin içine sızması 35 yılı buldu. Şimdi 35 yıla gerek yok. 24 saatte devletin tüm kademelerini başka bir terör örgütü ele geçirebilir. Böyle bir yetkiyi bir kişiye hangi gerekçeyle hakla verebilirsiniz? Bu yetki Meclis'te olmalı, parlamentoda konuşulup, tartışılmalı.”
Yeni düzende bütçe Meclis'te reddedilirse geçici bütçenin Meclise gelmeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Türkiye onuncu sınıf ülke haline geliyor. Siyaset kurumu hesap verebilir olmalı. Cumhurbaşkanı ile başbakan çok farklı görüşlerden oluşur ve seçilirse sistem kilitlenir iddiası doğru değil. Cumhurbaşkanı, başbakanın işine karışmadığı müddetçe sistem kilitlenmez. İkisinin de fonksiyonu farklıdır. Cumhurbaşkanı taraflı olursa problem çıkar. Devletin organlarının uyum içinde çalışmasından sorumlu biri taraflı olamaz" değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş: Her 'Hayır' diyen terörist değildir; Cumhurbaşkan'ımız ve Başbakan'ımız asla bunu söylememiştir!
"Halbuki 'evet' diyen de 'hayır' diyen de bu ülkenin vatandaşıdır"
Bir manavın, bakkalın 18 yaşındaki oğlunun milletvekili seçilip seçilmeyeceğini soran Kılıçdaroğlu, "Elbette hayır. Kimseyi kandırmasınlar. Bu referandum siyasi partilerin yarışacağı bir seçim değil. Bu herkesi ilgilendiren bir seçim. Geleceğimizi düşünerek karar vermek zorundayız. Yapılan değişikliğin halka anlatılması gerekirken, muhalefeti ya da STK’ları 'terörist' diye ilan etmek bir zaafın sonucudur. Vatandaşa neden 'evet' demeleri gerektiğini anlatamıyorlar. Halbuki 'evet' diyen de 'hayır' diyen de bu ülkenin vatandaşıdır. Unutmamak gerekir ki; anayasa metinleri toplumsal uzlaşma metinleridir" dedi.
“Hayır çıkarsa herkes kendi görevine devam edecek, görevini yapacak ve sınırlarını bilecek”
“Hayır çıkarsa herkes kendi görevine devam edecek, görevini yapacak ve sınırlarını bilecek” ifadelerini kullanan Kılıçdaroğlu, “Vatandaş tarafından bir mesaj verilmiş olacak. Demokratik parlamenter sistemi daha da güçlendirmek gerekecek. Parlamentoda çoğunluğu temsil eden AK Parti eğer 'biz ülkeyi yönetemiyoruz, erken seçime gidelim' derse gidilir” şeklinde konuştu.
"Suriye’nin derinliklerine inilmemesi gerekiyor"
Fırat Kalkanı Harekâtının doğru verilmiş bir karar olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “Suriye’nin derinliklerine inilmemesi gerekiyor. Daha derine girilmesini doğru bulmuyoruz. Münbiç mi, Rakka mı henüz net değil. Çok fazla git-gel yaşanıyor. Devlet iyi yönetilmediği için bunlar oluyor. Bu arada biz hiç bilgilendirilmiyoruz. Bu çok vahim bir bir durumdur. Yanlışları biz hatırlatmak zorundayız” açıklamasında bulundu.
Eşiyle oturup gündemi değerlendirme şansının olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Sabah kaçta çıktığım akşam kaçta eve geleceğim belli olmuyor. Uyku dışında tüm hayatım dolu. Hafta sonları kitapçıları gezerdim, şimdi vakit olmuyor. Çok severdim bunu yapmayı, mahrum kalmış oldum” ifadelerini kullandı.