-KILIÇDAROĞLU: PADİŞAH MISIN SEN KARDEŞİM? TBMM (A.A) - 11.01.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, RTÜK Yasa Tasarısının Başbakan Recep Tayip Erdoğan'a televizyon kapatma yetkisi verdiğini belirterek, "Padişah mısın sen kardeşim? Bu yetkiyi nereden alıyorsun?" dedi. Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, bir kısmı TBMM Genel Kurulunda kabul edilen RTÜK Yasa Tasarısı ile Başbakan'a televizyon kanalı kapatma yetkisi verildiğini ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ''Padişah mısın sen kardeşim? Bu yetkiyi nereden alıyorsun? Bu yetkiyi sana veren Adalet ve Kalkınma Partisi milletvekilleri hiç düşünmüyorlar mı? Yasaklarla mücadele etmek için buraya geldiniz. Şimdi yasağı savunan yasakçıbaşı çıktı karşımıza. Böyle bir anlayış olabilir mi? Başbakan işi gücü bırakacak artık, zaten bırakmıştı, televizyon kanallarını izleyecek, beğenmediği zaman açacak telefonu 'şunu iptal edin kardeşim' diyecek. 4. Murat'ta bile böyle yetki yoktu. Sözde yasaklarla mücadele edeceklerdi, Türkiye'yi yasaklar ülkesi haline getirdiler.'' Yolsuzlukları dile getirdikleri için onlarca tazminat davası açıldığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Sanıyorlar ki biz korkacağız. Bizim yüreğimiz var. Biz korkmayız'' dedi. -''YARGIYI ÇALIŞTIRMAYAN SENSİN''- Yargının sorunlarının çözülmediğini, görmezlikten gelindiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, yargının sorunlarına bütünlük içinde bakmak gerektiğini vurguladı. İktidarın yargıç ve savcı açığının giderilmesi açılan sınavlarda ''dilediğini almak' istediğini öne süren Kılıçdaroğlu, bir bakanın ''sınav yapıyorduk, Danıştay bizi engelledi'' dediğini kaydetti. Danıştay'ın ''objektif yapılmadığı'' için sınav iptali yaptığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Yandaşlarımızı alacağız... O zaman suçlu Danıştay oluyor. Haklının hakkını teslim eden bir yargı sisteminin eleştirildiği bir demokrasi olabilir mi? Danıştay'ı rakip görüyorlar'' dedi. Kılıçdaroğlu, 3 bin 600 boş kadronun sağlıklı sınavlarla doldurulması gerektiğini ifade ederek, Danıştay'ın sözlü sınavın kamera ile görüntülenmesi kararının aşılması için yasa getirilmeye çalışıldığını anlattı. Kılıçdaroğlu, ''Daha gelmedi, gelecek. Bunun mücadelesini parlamentoda vereceğiz'' diye konuştu. Bilirkişilik kurumunun yıllar yılı eleştirildiğini, iktidarın çözüm üretmediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''İktidar kılını kıpırdattı mı? Kıpırdatmadı. Dönüp diyor ki, bu yargı çalışmıyor. Yargıyı çalıştırmayan sensin. Yargı var olan sorunları çözmek istiyor, sen o sorunların çözülmesine değil çözülmemesine katkı veriyorsun. Sorun buradan kaynaklanıyor'' dedi. -''ADLİ TIP KURUMUNU DA KENDİLERİNE BENZETTİLER''- Adli Tıp Kurumunu da eleştiren ve ''Adli Tıp Kurumunu da kendilerine benzettiler'' değerlendirmesini yapan Kılıcdaroğlu, şunları söyledi: ''Bizim adamlarımız olsun, bizim istediğimiz şekilde karar çıksın... Olur mu? Delil ile oynamak, delili karartmak bir Adli Tıp Kurumunun görevi olabilir mi? Siyasal iktidara yanaşma olacağım diye, onlara hoş görüneceğim diye var olan delilleri karartmak mümkün olabilir mi? Adli Tıp Kurumuna kendi adamlarını atadılar. Hizbullah davasında 5 yıl dosya Adli Tıp Kurumunda bekledi. Bunlardan biri çıkıp da arkadaş niye 5 yıl bekledi diye Adli Tıp Kurumuna sordu mu? Sormazlar. Ama Yargıtay'a, Danıştay'a hemen yüklendiler. Adli Tıp Kurumunu es geçtiler. 5 yıl dosyayı hangi gerekçeyle, niye tuttun? Bilen yok.'' -''YAVUZ HIRSIZ MİSALİ''- CHP Lideri Kılıçdaroğlu, ilgili yasaya göre 10 üyenin boşalması halinde HSYK'nın Yargıtay'a üye seçmesi gerektiğini, 30'dan fazla üye boşalmasına rağmen HSYK'nın üye atamasının engellendiğini belirterek, ''Yasayı ihlal ettiler. Dosyalar birikmeyip de ne olsun. Siz engel oluyorsunuz ve geriye dönüp yargıyı suçluyorsunuz. Yavuz hırsız misali'' dedi. Yargıtay'ın üye ve daire sayısının indirilmesini öngören yasa tasarının Adalet Komisyonunda beklediğini, bölge adliye mahkemelerinin kuruluşunu öngören yasanın 2005'de çıkarıldığını, ancak bu mahkemelerin henüz kurulmadığını kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Niçin yasayı uygulamıyorsunuz? Buradan TBMM Başkanı Sayın Mehmet Ali Şahin'e bir çağrı yapıyorum: Bu parlamentodan çıkan yasaların uygulanıp uygulanmadığını da bir bak bakalım. Bunun sorgulanması lazım'' diye konuştu. Yargıtay da dahil yargının pek çok alanının yeniden düzenlenmesine ihtiyaç olabileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Ama yargının sorunlarına önyargıyla değil objektif yaklaşmamız lazım. Yargının sorunlarını çözmemiz lazım. Birilerini suçlayarak, karalayarak bu olayı çözemeyiz. Sağlıklı projelerle yola çıktığımız zaman bu sorunu aşarız' dedi. -''BU YAPININ DEĞİŞMESİ LAZIM''- Adalet Akademisinin ''sözde özerk'' olduğunu ve gerçek anlamda özerkliğe kavuşturulması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, adli kolluk sisteminin kurulması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, ''Bu yapının değişmesi lazım. Bu yapı değişmedikçe adalet kavramı her zaman tartışma konusu olur'' dedi. Mahkemelerin ihtisaslaşması gerektiğini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, ''Bir konuda uzmanlaşmış bir yargıcı bir başka davaya bakar hale getiriyoruz. Göz uzmanını alıyorsunuz beyin cerrahı olarak görevlendiriyorsunuz. Yargıyı uzmanlaştırmamız lazım'' diye konuştu. Kemal Kılıçdaroğlu, adalet hizmetlerine bütçeden ayrılan payın çok az olduğunu, pul parası yok diye tebliğ yapılamadığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, ''8 yıldır yargı ihmal edildi. AKP'nin düşündüğü yargının sorunlarını çözmek değil yargıyı ele geçirmektir'' görüşünü dile getirdi. Tutuklu sayısının giderek arttığını, büyük kısmının daha hakim önüne çıkmadığını belirten Kılıçdaroğlu, ''Biz de buna adalet diyoruz. Bu adalet, Adalet ve Kalkınma Partisinin adındaki adalet sözcüğü ile eş anlamlıdır, yani adaletsizdir. İnsanları yıllarca içerde tutacaksınız, yargıcın önüne bile çıkmayacak ve siz buna adalet diyeceksiniz'' şeklinde konuştu. Kılıçdaroğlu, birikmiş davaların büyük çoğunluğunun elektrik hırsızlığı, karşılıksız çek ve icra davaları olduğunu bildirerek, ''Bu davaların ortaya çıkış nedeni de Adalet ve Kalkınma Partisinin izlediği ekonomi politikasıdır. Bu politika toplumu bu hale getiriyor'' diye konuştu. -''8 YILDIR NE YAPTINIZ?''- Bütün bunları Hizbullah davası dolayasıyla dile getirdiğinin kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Masum insanları domuz bağı ile bağladılar, betonlara gömdüler ve 10 yıl içerde kaldılar. Şimdi dışarı çıktılar ve 'pişman değiliz' diyorlar. Toplum rahatsız, toplum vicdanı rahatsız. Ama rahatsız olmayan AKP kanadı. Hemen Yargıtay ve Danıştay'ı suçladılar. Siz peki ne iş yapıyorsunuz? Siz iktidar değil misiniz? İktidar çözüm üretme yeridir. Eğer şikayet ediyorsanız o koltuklarda ne işiniz var? Geciken adaletin adalet olmadığını herkes biliyor. Siz kalkacaksınız şikayet edeceksiniz. Sizin göreviniz ne? Niye çözmediniz sorunları. Bu saydığım sorunların tamamı çözülebilirdi. Tamamı için en azından onlarca çözüm üretilmiş sorunlar. Yıllardır çözün, çözün diye herkesin bağırdığı sorunlar. 8 yıldır otuyorsunuz. 8 yıldır ne yaptınız?'' ''İktidara yakın bir gazetede Yargıtay Üyesi Nihat Ömeroğlu'nun 10 Ağustos 2010'da 'Tutukluk süresi ve toplumu bekleyen tehlike' başlıklı yazı yazdığını, tehlikenin gerçekleştiğini'' belirten Kılıçdaroğlu, ''Ağustos ayından bu yana yazının gereğini bile yapmadınız. Uyan iktidar, toplumu bekleyen tehlike var, diyor. Kulaklarını tıkadılar'' diye konuştu. Yargının sorunlarını çözmek için samimi olarak yola çıkmak ve önyargılı olmamak gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, ''Yargıyı ele geçirme düşüncesiyle yola çıkanlar, yeni sorunların ortaya çıkmasına yol açarlar. Yargıyı ele geçirmek için iktidarı kullanmaya başladılar. 'Yargıtay çözmüyor ben nasıl çözüleceğini biliyorum, Danıştay konuşuyor, haddini bildireceğim'... Bu tuzağa ülke aydınlarının düşmemesi lazım. Sorunlar var çözüm akılla ve mantıkla bulunmalıdır'' dedi.