T24 Haber Merkezi/Gökçer Tahincioğlu
Kurultaylar partisi CHP’nin 37. Kurultayı, birçok açıdan tarihe geçecek. Pandemi koşulları altında yapılan kurultaya, hem alınan önlemler, hem Kemal Kılıçdaroğlu’nun, delegelerin oylarına sunduğu, oybirliğiyle kabul edilen “İkinci Yüzyıl Çağrı Beyannamesi” damga vurdu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay konuşması için yaklaşık bir saat kürsüde kaldı. Kılıçdaroğlu, kurultayın TBMM’nin açılışının 100. yılında yapıldığına dikkati çekerek, “Bu kurultay, bizi Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. yılına, 2023’e taşıyacak olan kurultaydır. Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırma kararlılığımızı gösterdiğimiz kurultaydır” diyerek sözlerine başladı.
Milyonların ve tüm dünyanın aklı ve yüreğinin kurultayda olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, “100 yıl önce Atatürk nasıl bütün mazlum ülkelere örnek olduysa, bizim de dünyaya örnek olmamız gerekiyor” diyerek, hazırlanan manifestoya verdiği önemi işaret etti.
CHP lideri, “Kurultay, alçakgönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı kurultayıdır. İşsizliğin, yoksulluğun, adaletsizliğin, liyakatsizliğin, kayırmacılığın, umutsuzluğun nasıl ortadan kaldırılacağını açıklayan bir kurultaydır” diyerek hedeflerini de sözlerinin başında açıkladı.
Büyük buhran tespiti
Türkiye’nin cumhuriyet tarihinin en ağır buhranını yaşadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Buhran” kavramının birkaç kez altını çizdi. Adalet yürüyüşünün son durağı olan Maltepe’deki konuşmasını anımsatarak, “Maltepe’de, son değil yeni başlangıçtır demiştim. Önümüzdeki duvarı yıkacağız demiştim. 31 Mart yerel seçimlerinde duvarın arkasına geçtik. O duvarı şimdi, dostlarımızla birlikte ve milletimizin ferasetiyle parça parça yıkacağız” diye konuştu.
“79 yılda 714 milyon dolar, 18 yılda 2 trilyon 400 milyon dolar harcandı”
Bunun için ikinci yüzyıla çağrı beyannamesini hazırladıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin elini kolunu 5 sorunun bağladığını vurgulayarak, bu başlıkları şu sözlerle sıraladı:
1- Demokrasi: Yasama, yargı ve medya bir kişinin vesayeti altındadır. Demokrasi kağıt üzerinde kalan bir sözcük haline gelmiştir. Saray, ne diyorsa yargı onu yapıyor. Egemen güçler ne diyorsa saray da onu yapıyor. Saray, talimat veriyor, Osman Kavala, Selahattin Demirtaş içeride kalacak diyor, yargı gereğini yapıyor. Cezaevlerinde onlarca gazeteci var. Saray da egemen güçlerin sözünü dinliyor. Trump, saraya talimat verdi Rahip Brunson derhal serbest kaldı. 20 Temmuz sivil darbe sürecini yaşıyoruz. TBMM’nin yetkileri kısıtlanmıştır.
2- Ekonomi: Türkiye’yi bu duruma getirenleri sorgulamak zorundasınız. Ekonomik bağımsızlığımız tehlike altındadır. Mısır’daki sağır sultan da duysun. 1923-2002 tam 79 yılda 57 hükümet kuruldu. Bu süre içerisinde 714 milyar dolar kaynak kullanıldı. Osmanlı’nın borcu ödendi, fabrikalar yapıldı. 2003-2020, 18 yılda harcanan para, yani bu AKP iktidarında harcadığı para, 2 trilyon 400 milyar dolar. Baraj mı yaptılar, PETKİM mi yaptılar. Bu rakamlara havaalanı, şehir hastanesi dahil değil. Onların bedelini torunlar ödeyecek. Bunlar için para yok elinde. Bütün fabrikaları sattılar. Parayı ne yaptıklarını kimse bilmiyor. Topraklarımızı, vatan toprağını sattılar. Sorması lazım vatandaşın, bu parayı harcadın da bu işsizlik, bu sefalet ne. Lale Devri’ni yaşayanlarla vatandaşların hayatı farklıdır. Ayrıca borç batağındayız. Osmanlı’nın son döneminde nasıl Duyun-i Umumiye kurulduysa, 12 Eylül 2019’da Borçlar Genel Müdürlüğü kuruldu. Ayrıca Londra’daki bir avuç tefeciye 83 milyonu çalışır hale getirdiler. Dün, bir günde ödenen faiz 48 milyar 703 milyon dolar. Bugün akşama kadar da 48 milyon 703 milyon dolar ödenecek. 178 milyar 154 milyon dolar faiz ödediler bugüne kadar.
3- Siyasi bağımsızlık ve dış politika: Türkiye, egemen güçlerin taleplerini yerine getiren bir ülke haline düşürülmüştür. Hiçbir hükümet Süleyman Şah türbesindeki bayrağı indirmedi. Süleyman Şah Türbesi, bu ülkenin namusudur. Ama bunlar oradan bayrağı indirip, türbeyi kaçıran vatan hainleridir. 27 Şubat 2020, Suriye’de 36 askerimiz şehit oldu. Sorumlusu kim? Kanları yerde duruyor. Özür dilenmesini beklerken, koşa koşa Moskova’ya gideceksiniz. Böyle bir dış politikanın onuru yoktur. 9 Ekim 2019, Trump’ın gönderdiği mektup. Cumhuriyet tarihindeki en ağır hakaretleri içeren mektuba cevap verilememiştir. Emevi Cami’nde namaz kılma hayali kuranlar, 3,5 milyon Suriyeli’yi Türkiye’ye getirmiştir. Cumhuriyet tarihinde, hiçbir devlet başkanı, aldatıldım dememiştir ve aldatılmamıştır. İlk kez bir kişi, herkes tarafından aldatılmıştır. 18 Şubat 2018, Erdoğan, şunu söylüyor; Sayın Obama ile defalarca konuştuk ama hep aldatıldık. Sen Dışişleri Bakanlığı’nı devredışı bırakır, rüşvet alanları büyükelçi atarsan, egemen güçlerin taleplerini yerine getiren biri olursun.
4- Eğitim: 18 yılda 2 trilyon 400 milyar dolar harcandı ama hala birleşik sınıflar var. 1, 2, 3. Sınıflar aynı sınıfta ders görüyor. Bilgi çağından kopartıldık. Suudi Arabistan, Malezya’daki üniversitelerin ürettiği bilgi sayısı, bizimkinden fazla artık. Bir ülkeyi işgal etmeye gerek yok, eğitim sistemini bozmanız yeter. Kendi çocuklarını denek olarak kullanan tek ülkeyiz.
5- Toplumsal barış: Toplumsal barışımız temelden dinamitlenmiştir. Toplum ayrıştırılmıştır. Oysa bu ülkede 83 milyon huzur içinde yaşamalıydı. İktidar, başta Kürt sorunu olmak üzere ötekileştirme politikası uygulamaktadır.
Millet ittifakına “Dostlarımız” vurgusu
Kılıçdaroğlu, bu sorun başlıklarını, kuryelerle, özgürlüğünden ödün vermeyen gençler, apartman görevlileri her gün şiddete uğrayan kadınlarla çözeceklerini belirtti. CHP lideri, daha sonra yeniden “dostlarımızla çözeceğiz” ifadesini kullanarak, “Bu sorunları Millet ittifakını oluşturan dostlarımızla çözeceğiz. Önümüzdeki ilk seçimlerde dostlarımızla birlikte iktidar olacağız. Firavunların iktidarını yıkıp, halkın iktidarını kuracağız. Her firavunun bir Musası, her Davut’un bir İbrahim’i vardır. Kibir ve öfkeyle bakmayacağız. İkinci yüzyıla çağrı beyannamesini bunun için hazırladık” vurgusu yaptı.
13 maddelik manifesto
Kılıçdaroğlu, 13 başlıktan oluşan manifestoyu şöyle özetledi:
Yeni anayasa, Kürt sorununa çözüm
1- Yeni anayasa: Birinci hedef yeni anayasa. Yeni anayasa ile güçlendirilmiş demokratik parlamenter sisteme geçeceğiz. Güçlü demokratik parlamenter sistem için geniş toplumsal mutabakat sağlanacak. Darbe hukukundan arınmış, yeni bir anayasa yapılacak. Bugüne kadar anayasalar hep vesayetçi kurumların baskısıyla oldu. En son OHAL koşullarında yapıldı. Biz bütün tarafların katılımıyla, darbe hukukundan arınmış bir anayasa yapacağız. Cumhurbaşkanının tarafsız olması sağlanacak, partili cumhurbaşkanlığı uygulamasına son vereceğiz. Kuvvetler ayrılığı olacak. Vesayete son vereceğiz. Düşünceyi ifade, örgütlenme, basın özgürlüğü koşulsuz güvence altına alınacak. Hukukun üstünlüğünden vazgeçen devlet organize suç örgütü haline dönüşür. Bir kişinin baskısıyla, bir devlet yönetilmez.
2- Toplumsal barış: Başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunlar, demokrasi temelinde ve TBMM öncülüğünde çözülecek. Türkiye’nin tam bağımsızlığı ve demokrasisi güçlendirilecek. Kürt sorununu egemen güçlerin manivela olarak kullanmasına asla izin vermeyeceğiz. Kadın erkek fırsat eşitliği sağlanacak. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi öncelikli devlet politikası haline getirilecek. Tüm terör örgütleriyle, yeraltı örgütleriyle mücadele, ödün verilmeksizin çözülecek. Yeraltı örgütleri güçlerini, Meclis’teki kimi yerlerden alıyorlar.
3- Liyakat sistemi: Devlet hizmetlerinin partizanca, çıkar amaçlı olmasının önüne geçilecek. İşi ehline vermek devlet politikası olacak. Güreşçiler, banka yönetim kurulusu üyesi, akademik hırsızlar rektör, rüşvetçiler büyükelçi olmayacak.
4- Seçim yasası değişecek: Milletin vekili millet seçecek. Seçim barajı kaldırılacak. Genel başkanlar değil, vekili millet seçecek. Cinsiyet kotası getirilecek, kadınların parlamentoda temsili yasal güvenceye alınacak. Bütün partiler bu kotaya uymak zorunda kalacak.
5- Siyasi ahlak yasası: Yasa çıkacak. Vatandaşla, siyasetçi arasındaki güven inşa edilecek. İş takipçisinden milletvekili mi olur? Kendisi hacdayken pusula ile oy kullanan adamdan vekil mi olur.
6- Kamu ihale kanunu yeniden düzenlenecek: İsrafı nasıl oluyor da itibar kabul ediyoruz. Devlette itibar israfı önlediğimiz ölçüde artar. Kul hakkı yemek en büyük günahsa, vatandaşın vergisinin hesabını siyasetçi vermiyorsa, kul hakkı ile karnını doyuruyor demektir. Halkın iktidarında hastanenin kaça yapıldığını vatandaş bilecek. Kamu özel yatırımları ile vatandaşın parasını alan bütün yatırımları inceleyeceğiz, düzenleyeceğiz.
7- Sayıştay gerçek işlevine kavuşacak, Ulusal Vergi Konseyi kurulacak, TBMM’de Kesin Hesap Komisyonu oluşturulacak: Ulusal Vergi Konseyi’nin raporları Resmi Gazete’de yayımlanacak, TBMM’de kesin hesap komisyonu kurulacak. Başkanı muhalefetten olacak. Biz iktidar olacağız ama bu komisyonun başkanını muhalefetten seçip, hesap vereceğiz.
8- Güçlü bir Stratejik Planlama Teşkilatı kurulacak
9- Eğitim sistemi tüm bileşenlerin ortak çabasıyla yeniden yapılandırılacak.
10- Gelecek nesiller için yaşanabilir dünya teslim etmek için ekosistem kurulacak
11- Aile destekleme sigortası olacak, asgari gelir desteği sağlanacak. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir baba çocuğuna pantolon alamadığı için intihar etmemesi lazım. 18 yıldır yapamadı, bir yılda yapacağız.
12- Yeni merkez-yerel dengesi oluşturulacak: Yerel yönetimlerin gelirleri arttırılacak, kayyum uygulamalarına son verilecek, seçimle gelen başkanlar ancak seçimle gidecekler.
13- Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatı kurulacak. İran, Irak, Suriye ve Türkiye kurucu ortak olacak.
Delegelerin oyuna sunuldu
Kılıçdaroğlu, konuşmasını tamamladıktan sonra, beyannameyi, salondaki delegelerin oylarına sundu. Oybirliğiyle kabul edilen beyanname ayakta alkışlandı.
CHP Kurultayı'ndan notlar
“Hedef iktidar” başlığıyla yapılan kurultay için 4 bin kişilik Bilkent Odeon ‘da, basın, delegeler, onur üyeleri, adaylara ayrı bölümler ayrıldı.
Ana salonda, çalınan şarkılar ilgi çekti. Kılıçdaroğlu, beklentinin aksine salona basına daha önce tanıtılan, “Hak Hukuk Adalet Yüreğimiz Kaplı Cesaret” adlı rap şarkısıyla girmedi. Eşiyle, maskeli biçimde salona giren Kılıçdaroğlu, salonu turlamadan selamladı.
Başkan aday adayı olduklarını açıklayan eski Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı, Tolga Yarman ve İlhan Cihaner, 13.00’ten itibaren aday olabilmek için gerekli 68 imzayı toplamaya çalıştı.
Kurultayın ikinci gününde 52 kişilik PM için seçim yapılacak. Çarşaf liste yöntemiyle yapılacak seçim için, genel başkanlık yarışını rahat kazanması beklenen Kılıçdaroğlu’nun, belli isimleri işaret edeceği, 75 kişilik anahtar liste hazırladığı belirtiliyor. Kılıçdaroğlu, bu listeyi oluştururken, il başkanları ve belediye başkanları ile görüştü. PM’de Anadolu temsiliyetinin artması, daha az bilinen ancak genç, dinamik isimlere de yer verilmesi bekleniyor. Parti dışından PM’ye davet edilebilecek isimler de olduğu söyleniyor.
Kurultayda, seçim için 44 sandık ve bu sandıklara bağlı 132 kabin hazırlandı. Her kabinde 10 kişi oy kullanacak. Oturma düzeni de sosyal mesafeye göre yapıldı. 1356 delege ile önceki dönem genel başkanlarının hangi koltuklara oturacağı tek tek belirlenerek minderlere isimler yazıldı.
Kurultayın başında Deniz Baykal dışındaki eski genel başkanların konuşmaları ekrandan yansıtıldı.
Divan Başkanlığı’na seçilen Özlem Çerçioğlu, Atatürk’e teşekkür ederek konuşmasına başladı, “İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmek, kadına karşı şiddet ve kadın cinayetlerine göz yummak demektir. Sözleşmenin yanındayız, yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. Çerçioğlu, Kuvayı Milliye, Hrant Dink, , Uğur Mumcu, Deniz Gezmiş, Bülent Ecevit ve Atatürk isimlerini sıralayarak, böyle bir nesilden geldiklerini söyledi. Sözleri salondan büyük alkış aldı.
Kılıçdaroğlu; kurultay konuşmasında, ne Ayasofya tartışmalarına, ne Ayasofya’daki ilk cumanın Lozan Andlaşması'nın yıldönümünde yapılmasına ne de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın, Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret olarak yorumlanan, kılıçla yaptığı hutbe konuşmasına değindi. Kılıçdaroğlu, “Hedef iktidar” başlığı altında yapılan kurultaydaki konuşmasını bütünüyle 2023 seçimi ve manifestosu üzerine kurdu, güncel tartışmalara girmeden, manifestoya yoğunlaşılmasına özen gösterdi.