-Kılıçdaroğlu: Mevlana beraberliğimizin çimentosudur KONYA (A.A) - 17.12.2011 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın adaletli gelir dağılımını ve sosyal adaleti yüz yıllar öncesinden vurguladığını ve öğütlediğini belirterek, ''İşte Mevlana budur, işte İslam budur'' dedi. Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın 738. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Etkinlikleri çerçevesinde Mevlana Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Şeb-i Arus törenine katılarak, bir konuşma yaptı. Bütün insanlık için yüksek bir değer ifade eden Hazreti Mevlana'nın yaşadığı ve yattığı yer olduğu için Konya'yı ''şan ve şerefi yüksek bir şehir'' olarak niteleyen Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın ruhaniyetinin Konya'nın manevi iklimini beslemeye devam ettiğini kaydetti. Mevlana gibi değerlerin dünyaya ancak bin yılda bir geldiklerini belirten Kılıçdaroğlu, ''Ne mutlu Konyalı kardeşlerime ki onlar Mevlana'nın hemşehrisi, komşusudurlar'' dedi. Mevlana'nın ölüm gününe ''düğün gecesi'' derken insanlığa verdiği mesaja işaret eden Kılıçdaroğlu, bugün insanlar için soğuk, ürkütücü ve dramatik bulunan ölümün Mevlana'da 'düğün gecesi'ne dönüşmesinin ''sevmek'' ile açıklanabileceğini ifade etti. Mevlana'nın hayattan bezmiş, dünyadan bıkmış bir kişi olmadığını, tam tersine hiç ölmeyecekmiş gibi dünya için çalışmış bir insan olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Öyleyse işin sırrı nedir? Bu duygu, bu düşünce, bu tutku, bu neşe nereden kaynaklanıyor? Aslında buradaki 'düğün gecesi' kavramı tek başına Mevlana'nın bütün söylediklerinin hülasasıdır. Mesele sevmektir. Şöyle der Hazreti Mevlana: 'Dünyada sevgiye dair ne varsa ben orada varım, savaşa dair ne varsa ben orada yokum'. Mevlana'nın ruhunu coşturan, duygularını kanatlandıran, düşüncelerini besleyen asıl kaynak budur. Mevlana'nın hayatla olduğu kadar hayatın bütün nimeti, neşesi, külfeti ve eziyetiyle de barışık olmasının sebebi budur. Mevlana'nın ölümle bu denli barışık olmasının sebebi de budur. Yani varlığını ve benliğini kuşatan sevgidir. Sevgi olmazsa barış da olmaz. Mevlana, ete kemiğe bürünmüş sevgidir, barıştır, aşktır. Mevlana İslam'dır, İslam'a aittir. Onu hakikate götüren yol Peygamber'in yoludur, Kur'an'ın yoludur. Çünkü İslam barış demektir, çünkü İslam barış dinidir.'' -''Göründükleri gibi oldular''- Mevlana'yı, eserlerini ve mesajlarını evrensel hale getirenin İslam dini olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın bir deha olduğunu, aksi takdirde ilahi hakikati bu kadar yüksek bir sanat ve estetikle ifade edemeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın en ümitsiz zamanda bile insanlığa ümit aşılayabildiğini belirtti. Yaşadığı 13. yüzyılı ''Bu coğrafya için bir kaos asrıdır'' diye niteleyen Kılıçdaroğlu, Haçlı ve Moğol saldırılarının İslam coğrafyasını tam bir yangın yerine çevirdiğini, o döneme çaresizlik, yalnızlık ve umutsuzluk duygularının egemen olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ''Büyük felaketler, büyük travmalar, büyük yıkımlar insanların sadece maddi varlıklarını tahrip etmez, değerler sistemini de alt üst eder, iç dünyalarını da yıkıma uğratır. Şayet böyle zamanlarda insanın iç dünyasındaki yıkımı tamir edecek, insanı asli benliğine döndürecek gönül mimarları çıkmazsa toplumların kurtuluş şansı kalmaz. Bir yanda Mevlana bir yanda Hacı Bektaş bir yanda Yunus Emre, hasılı tüm Anadolu erenleri insanı sevgi ve barış potasında yeniden yoğurarak, şekillendirerek yepyeni, taptaze bir toplum inşa etmişlerdir. Peki bu insanlar bunu nasıl başarmışlardır? Tek bir izahı var. Evrensel bir yol izlediler. Sevgili Peygamberimizin metodunu uyguladılar. Göründükleri gibi oldular yani sözlerine ve hayatlarına riya karıştırmadılar.'' -''Mevlana bizimle çağdaştır''- ''Mevlana gibi bir değere sahip olmak ile olmamak arasındaki fark, gündüz ile gecenin farkı gibidir'' diyen Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın insanlığa adeta bir insan olma kılavuzu hediye ettiğini kaydetti. Mevlana'nın ''İlim ve hikmet helal lokmadan doğar, aşk ve incelik helal lokmanın ürünüdür'' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, insana verdiği değerin sonucu olarak onun düşüncelerine saygı göstermeyi de esas aldığını dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın bu konuda, ''Düşünce özgürlüğü kutsaldır. Düşünceler sorgulanamaz. İnsanın içi bir özgürlükler alemidir. Düşünceler latiftir, onlara hükmolunamaz. Bunlar, havadaki kuşlar gibidir'' dediğini anımsattı. Tevazu ve yokluğun Mevlana'nın en belirgin vasfı olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, bu konuda da Mevlana'nın ''Sarığım, cübbem, başım / Üçü de on para etmez / Benim ismimi cihanda işitmedin mi sen? / Ben kimse değilim, ben yokluğum'' sözlerini aktardı. Kılıçdaroğlu, Mevlana'nın yaşadığı yüzyılda kalmış bir değer olmadığını vurgulayarak, Mevlana'nın bizlerle çağdaş olduğunu belirtti. Aynı sözcükleri kullananların dilinin değil, aynı referansları kullananların dilinin ortak olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle tamamladı: ''Mevlana bugün de birlik ve beraberliğimizin çimentosu olmaya devam etmektedir. Mevlana bizim zihin coğrafyamızdaki bütün toplumların ortak bayrağıdır. Mevlana gibi değerleri çekip aldığınız zaman zihin dünyanız paramparça olur. Yüzyıllardır tekrarlanan, az önce de tekrarlanan ve her tekrarladığımızda da ruhumuz okşayan, insanlığımızı hatırlatan Mevlana'nın yedi öğüdüyle sözlerime son vermek istiyorum: Cömertlik ve yardım etmede akarsu gibi ol. Şefkatte ve merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol. Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol. Tevazuda toprak gibi ol. Hoş görmede deniz gibi ol. Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.''