CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) siyasi partilerin genel başkanları ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, "KKTC’nin bağımsız ve özgür devlet olarak dünya arenasında yerini alması en büyük temennimizdir" dedi.
Kılıçdaroğlu, siyasi parti liderleri ilk görüşmeyi, Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ile yaptı. Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Sorunları biliyoruz. Çözümü bizim için de sizin için de çok önemli. Kıbrıs’ın önemli bir siyasi partisi için Kıbrıs’ın sorunlarını çözme konusunda ve ortaya koyduğunuz irade bizim de takdir ettiğimiz ve desteklediğimiz bir irade. Demokrasi geliştikçe, insanlar düşüncelerini özgürce ifade ettikçe pek çok açıdan yarar getirecektir. Ben ve arkadaşlarım Kıbrıs’ı yakından izliyoruz. Diğer siyasi partiler de yakından izliyorlar.
Var olan sorunların çözümü için bizler elimizden gelen katkıyı yapıyoruz. Zaten milli bir dava olarak bakıyoruz. Siyasi partiler arasında çok fazla görüş ayrılığı yok zaten. Amacımız Kıbrıslıların özgür, bağımsız, huzur içinde yaşayabilecekleri bir devlet olmaları...
Siyasi partileri bizim Anayasa’mız şöyle tanımlıyor: ‘Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır’ diye. Çok partili yaşam doğruların halk tarafından bilinmesi açısından önemli, iktidar ve muhalefetin olduğu bir yerde demokrasi olabilir. Her yerde bir iktidar olabilir ama muhalefet sadece demokrasilerde.
Ama muhalefetin de önünün açılması lazım. Baskı ortamının, otoriter yapının olmaması lazım. Milli iradenin yargı tarafından temsil edilmesi lazım. Yasama yargı ve yürütme dediğimiz güçler ayrılığının olması lazım. Bu çerçevede, Kıbrıs çok yeni olmakla beraber KKTC çok yeni olmakla beraber demokrasi konusunda önemli mesafeler aldı ve bunu da sürdürüyor. Sizlerle olmaktan çok memnunuz.”
"KKTC zor günlerden geçiyor"
Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay da “Mustafa Kemal’in partisi Cumhuriyet Halk Partisi’ni misafir etmekten memnuniyet duyuyoruz. Sadece iktidarın değil aynı zamanda muhalefet partileri, demokrasi ve insan hakları açısından son derece önemli. Bizler de laik ve demokratik cumhuriyeti önemseyen siyasi parti olarak sizleri aramızda görmekten memnuniyet duyuyoruz. KKTC, son derece zor günlerden geçiyor. Biz Türkiye ile karşılıklı saygıya dayalı ilişkiyi önemseyen bunun için çaba harcayan siyasi parti olarak sizleri aramızda görmekten mutluluk duyuyoruz. İstişarelerimiz eminim çok faydalı olacaktır” dedi.
Özyiğit: Türkiye'nin en tepesindeki kişi tarafından müdahale edildi
Kılıçdaroğlu, daha sonra Toplumcu Demokratik Partisi Genel Başkanı Cemal Özyiğit ile görüştü. Cemal Özyiğit, şöyle konuştu:
“Üzülerek söylemek istiyorum ki ülkemizde durum hiç de iyi değil. Orada esen rüzgarın bize fırtınaya döndüğünü iyi biliyoruz. Orada nezle olmanın, bizde zatürreye dönüştüğünü iyi biliyoruz. Oradaki olumsuz gelişmeler bize kat be kat olumsuz yansıyor. Bir yandan pandemi ile boğuşurken bir yandan da demokratik olmayan düzeyde, müdahalelerin açıkça, Türkiye’nin en tepesindeki kişi tarafından da açık aleni şekilde seçimlere müdahale edilerek yapıldığını görüyoruz. Biz bir süre sonra sizi ziyaret ederek bu konuları, bu ülkede yaşananları, gerçekleri aktarmak istiyoruz. Doğru zeminde hareket edilmesini istiyoruz. Türkiye’deki kardeşlerimizin daha objektif daha gerçekçi olmasını istiyoruz. Bir siyasetçinin bir ara dediği gibi eğer KKTC, Türkiye Cumhuriyeti’nin kalın bağırsağı olarak görülüyorsa, bu hem Türkiye için hem bizim için utançtır. Biz böyle anılmak istemiyoruz. Güzelliklerle anılmak istiyoruz.
Bu ülkeyi kara para aklama, uyuşturucu ticaretinin merkezi, insan ticaretinin merkezi, faili meçhul cinayetlerin odak noktası olarak görülmesini istemiyoruz. Bu nedenle Türkiye’deki yönetimle karşılıklı saygıya dayalı eşitler düzeyinde ilişki istiyoruz. Öteden beri haykırışımız bu yüzden. Bakın Cumhurbaşkanı müdahale ile seçildi, başbakan müdahale ile atandı, bakanların müdahale ile belirlendiği açık ve net. Şu anda sizinle de görüştüler. Karşı binada Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi’nin temsilcileri var onların önüne koyduğunu yapıyorlar.
Yeniden Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC ilişkilerin saygıya dayalı eşitler düzeyinde baştan kurgulanması şart. Önümüzdeki dönemlerde yapabileceğiz. Açık ve net ki şu andaki Türkiye’deki yönetimden bunu beklemek, ölü gözünden yaş beklemekle eş değerdir. Bizim bütün mücadelemiz uluslararası hukukun içine gidebilmektir. Bunun da bize göre iki toplumlu iki bölmeli anayasal eşitliğe dayanan, bir federal çözümden geçtiğini görüyoruz, bu konuda düşüncelerimiz farklı olabilir.”
Kılıçdaroğlu: Bir ülkenin iç işlerine müdahale etmeyi asla doğru bulmayız
Kemal Kılıçdaroğlu ise şunları söyledi:
“Biz KKTC’nin ayakları üzerinde duran bir devlet olarak yükselmesini isteriz. Uluslararası arenada kazanmasını isteriz. Bizim dileğimiz bu.
Türkiye Cumhuriyeti ile KKTC arasındaki ilişkiler derin ve köklü ilişkilerdir. Ama bu köklü ilişkiler dominant olarak ele alınmamalı, asla doğru kabul edilemez. Her ülkeye de KKTC’ye de saygı duymalıyız. Bizim görevimiz KKTC’nin önündeki engeller konusunda ortak mücadele etmek, devletin saygınlığını korumaktır. Varsa sorun ortak akılcı çözümler üretmektir.
Bir ülkenin iç işlerine müdahale etmeyi asla doğru bulmayız. Bir başka ülkeye müdahale etmek asla doğru değil. Bunlar hiçbir ülkeye yarar getirmedi bugüne kadar. Daha önceki görüştüğüm Sayın Genel Başkanlara da ifade ettim. Kıbrıs’taki demokrasi anlayışı bizden biraz daha ileride. Bize düşün görev varsa hazırız. Sitem ediyorsunuz ‘müdahale ediliyor’ diye; onu doğru bulmuyoruz. İçişlerine müdahale ettiğiniz anda var olan bütün dostluğu yerle bir elde edersiniz.”
Kılıçdaroğlu daha sonra; Demokrat Parti Genel Başkanı ve KKTC Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu ve Yeniden Doğuş Partisi Genel Başkanı ve KKTC Ekonomi ve Enerji Bakanı Erhan Arıklı ile de bir araya geldi.
Erhan Arıklı, Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Gerçekten zor bir dönemdeyiz. Hem KKTC’nin içinde bulunduğu iç siyasi sıkıntılar, hem de dış politikada çok önemli bir eksen değişikliği yaptık. Bu konuda özellikle dış politikada yeni uygulamaya koyduğumuz iki devletli çözümün, Türkiye Cumhuriyeti’nde iktidarı ile muhalefeti ile yankı bulması ve destek bulması bizim için çok önemliydi. Benden önceki konuşmalarınızı dinlediğimizde sizin de CHP olarak iki devletli çözüme destek verdiğinizi bir kez daha dünya kamuoyuna ilan etmeniz, bizi ziyadesiyle memnun etti. Bu açıdan şükranlarımızı sunuyoruz.”
"KKTC'nin bağımsız devlet olarak dünya arenasında yerini alması en büyük temennimiz"
Kılıçdaroğlu ise şöyle konuştu:
“50 yıldır, Kıbrıs’ta kimsenin burnu kanamadı. İki ayrı toplum var. İki toplumun huzur içinde barış içinde yaşamasını isteriz. İki toplumun da kendi bağımsız iradelerinin uluslararası hukuk zemininde tanınmasını isteriz. O zaman iki toplum eşit olmuş olur. KKTC’nin bağımsız ve özgür devlet olarak dünya arenasında yerini alması en büyük temennimizdir.
Bunun kolay olmadığını biliyoruz. Ama sonuçta önemli bir adımdır, önemli bir söylemdir. Arkasının doldurulması lazım. Bunun belli bir zamana ihtiyacı var, onu da gayet iyi biliyoruz. Ama sizler el birliği yaptığınız sürece, bizler Türkiye’de el birliği yaptığımız sürece gittiğimiz her platformda bunu dillendirdiğimiz sürece, haklılığımızı anlattığımız sürece, çünkü bugüne kadar, KKTC; ‘adada barış olsun, huzur olsun’ diye her türlü fedakarlığı yaptı. Annan Planı’na evet dedi, ama karşıda her şeye hemen hemen hayır diyen bir yapı var. Eğer siz hayır diyorsanız, o zaman iki ayrı devlet olacak, siz ayrı biz ayrıyız. Dolayısıyla biz kendi irademizi koyarız, kendi kendimizi yönetiyoruz, parlamentomuz var, anayasa mahkememiz var, yargımız var, yürütme organımız var, bakanlıklar var görevlerini yapıyorlar.
Bu kolay bir süreç değil. Zor bir süreç. 50 yılı aşan bir zaman dilimi içinde KKTC, rüştünü ispat etmiştir. Bağımsız bir devlet olma hakkı vardır. Bu mücadelenin yapılması lazım. Bizim görevimiz size destek olmaktır. Eğer bir yerde aksama olursa, giderme konusunda da ortak irade koyarız.
Eşitler arası bir mücadele olarak bunu da ifade edeyim. Kıbrıs’ın içişlerine müdahale etmeyi asla doğru bulmuyoruz. Kıbrıs’ın içişlerine müdahale edilmemeli. Kıbrıs bağımsız bir devlet olarak görülmeli. Kıbrıs ile Türkiye arasındaki ilişkiler de hukuk zemininde, karşılıklı anlayış içinde sorunlara birlikte çözüm arayan, yeni geldiğinde birlikte çözen, saygılı, iki karşılıklı devlet olmalı diye düşünüyoruz.
Bayrağınız var biz saygı duyacağız, bizim bayrağımız var, siz saygı duyuyorsunuz. Parlamentonuz var saygı duyuyoruz, bizim parlamentomuza siz saygı duyacaksınız. Dolayısıyla demokrasi kültürünüz oldukça gelişmiş durumda. Biz demokrasi açısından bazı sorunlar yaşıyoruz. Ama her halükârda bizler karşılıklı dayanışma içinde pek çok sorunu aşabiliriz diye düşünüyorum.”
Erhan Arıklı, Kılıçdaroğlu’na KKTC’nin içişlerine müdahale ile ilgili olarak, “Muhalefet partileri, bu arkadaşlar, bu siyasi partiler maalesef, müdahaleden sadece Türkiye’den yapılan müdahaleyi anlıyorlar. Oysa AB’nin veya ABD’nin hemen her dönemde açık müdahaleleri vardır. Annan Planı döneminde, büyükelçilerin bile mitinglere katıldığını biliyoruz. Ona hiç ses çıkarmayanlar, meseleyi tek taraflı olarak anlamaları üzüntü verici” dedi.
"Bağımsız devlet söyleminin güçlü olmasının yolu karşılıklı saygıya bağlı"
Kılıçdaroğlu ise Arıklı’ya şu yanıtı verdi:
“AB’ye gittiğimde Kıbrıs’a karşı çifte standart uyguladıklarını söyledim. Doğrudan Ticaret Tüzüğü o kadar yıl geçmesine rağmen, işleme konmadı, komisyonlarda bekliyor. Her karşılaştığım AB yetkilisine KKTC’ye çifte standart uyguladıklarını bunun da AB etik değerleri ile bağdaşmadığını her ortamda söyledim, söylemeye de devam ediyorum. Biz herhangi bir ülkenin içişlerine müdahalesini doğru bulmayız. Ama bir ülkede insan hakları ihlali varsa, dünyanın ortak sorunudur. Onun dışında sizin demokrasi anlayışınız, siyaseti eleştirmeniz, farklı görüşlere sahip olmanız, bizim açımızdan sadece saygı duyulması gereken bir olay. Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkiyi de eşitler arasında egemen iki devletin ilişkisi olarak algılamak ve görmek istiyoruz. Bunu yapmazsak, sizin bağımsız bir devlet söyleminiz havada kalacak. Bu bağımsız devlet söyleminin güçlü olmasının yolu da karşılıklı saygıya bağlı.”
Demokrat Parti Genel Başkanı ve KKTC Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu ise şöyle konuştu:
“50 yılı aşkın süre içinde, yanımızda olduğunu, anavatan Türkiye olarak zaten hep belirttiniz. Bugün her ülkede siyasi partiler arasında sıkıntılar olabilir. Ama Türkiye Cumhuriyeti’nden bizim beklentimiz, KKTC’nin savunucusu olmanızdı, yapıyorsunuz, teşekkür ederim. AB’de söylediğiniz olaylar, bizim de ısrarcı olduğumuz olaylar, hak ettiğimiz olaylar. Hak ettiğimiz olayları kazanmak için uğraşıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak destek olmanız da bizim lehimizde olacaktır.”