CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 17 yıldır ülkeyi yöneten AKP'nin Türkiye'yi milyarlarca dolar borçlandırdığını belirterek "17 yılda AKP'yi iktidara getiren AKP seçmeni kardeşlerimiz saygı duyarız ama Türkiye'nin artık vicdan muhasebesi yapması gerekir" dedi. Kılıçdaroğlu, "Atalarımız o fabrikaları, tütün, buğday satarak kurdular. Silah fabrikalarını, kağıt fabrikalarını kurdular. Şimdi bu fabrikaları satarak domates alıyoruz, tütün alıyoruz" diye konuştu.
Seçim çalışmalarını İzmir'de yürüten Kılıçdaroğlu, Bergama ilçesinde yaptığı konuşmada ekonomik krizden bahsederek, üretime vurgu yaptı.
"Vatandaş soğan kuyruğuna sokuldu"
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:
Bir parti düşünün 17 yıl ülkeyi kesintisiz yönetmiş olsun. 17 yıl tek başına, 17 yılda istediği kanunu, genelgeyi çıkarsın istediğini atasın. 17 yılda 82 milyondan vergi toplasın, 17 yılda 70 milyar dolar özelleştirme yapsın, milyarlarca dolar borçlansın. Sonra da vatandaşı soğan kuyruğuna soksun.
"Türkiye'nin artık vicdan muhasebesi yapması gerekir"
17 yılda AKP'yi iktidara getiren AKP seçmeni kardeşlerimiz saygı duyarız ama Türkiye'nin artık vicdan muhasebesi yapması gerekir.
17 yılda bizim babalarımızın kurduğu fabrikaları sattılar, 500 milyar liralık borcun altına girdi. Neden çocuklar yatağa aç giriyor. Neden bir yılda 1 milyonu aşkın insan işsiz kaldı?
İşsizliği bilir mi onlar, bir annenin çocuğunun karnını doyuramaması ne demektir. Acaba Saray'da oturunlar bunun ne demek olduğunu biliyor mu? Adam Meclis'in kapısında kendisini işsizim diye yakıyor, kendisini asıyor tık var mı yok.
"Fabrikaları satarak domates, tütün alıyoruz"
Dert hepimizin derdi. Dolayısıyla bu sorunu aşmak hepimizin sorunu. Birlikte mücadele edeceğiz, demokratik yollardan mücadele edeceğiz. İşsizlik nasıl sonlanır. Üreteceksiniz. Bunun başka yolu yok. Bizim atalarımız o fabrikaları, tütün, buğday satarak kurdular. Silah fabrikalarını, kağıt fabrikalarını kurdular. Şimdi bu fabrikaları satarak domates alıyoruz, tütün alıyoruz.
Dünyayı tersine döndürdüler. Batının egemen güçleri Türkiye'nin 82 milyonluk nüfusunu kim doyuracak kavgasında. Hem borçlandırıyorum, hem ürün satıyorum hem de üzerine faiz alıyorum diyor.Son 16 yılda Türkiye Cumhuriyeti Londra'daki bir avuç tefeciye 149 milyar faiz ödedi. Kim ödedi biz ödedik. Faizler yükseldi niye yakayı ele verdiniz.
Vatan hepimizin, bayrak hepimizin. Bayrağımızın altında şerefimizle yaşamak isteriz. Birilerine el avuç açmak istemeyiz. Çiftçi ürettiğinin karşılığını alamıyor. Patatesi, eti, domatesi sıfır vergiyle getiriyorlar. Sonra köylüye dönüp neden zam yaptın diye soruyor. Elektriğe, suya, doğalgaza, ilaca zam yapan sensin e onları da vergisiz ver bak bakalım nasıl oluyor. Esnafı da suçluyorlar. Esnafın ne günahı var? Suç varsa yargılarsın ama başta birileri kalkıp esnafı, çiftçiyi terörist ilan eder mi?
"PKK'nın saldırdığı genel başkan kimdi?"
PKK'nın saldırdığı genel başkan kimdi? Silahlı saldırıya uğrayan kimdi? Nasıl oluyor da bütün bu iftiraları atıyorlar. Milliyetçilik demek el aleme avuç açmamak demektir, üretmek demektir.
Milliyetçilik demek silah fabrikasını satmamak demektir. Dünyanın neresinde olmuştur bu. Kendi fabrikasını götürüp Katar ordusuna satsın. Bunun neresi Milliyetçilik.
Kavgadan bıktık, huzurlu bir Türkiye istiyoruz. Her evde huzurun olmasını istiyoruz. Yeni dertler ekleniyor. Bakın Yeni Zelanda'da Cuma namazına giden 49 Müslüman acımasızca katledildi. Kınıyorum. Barışı ve huzuru sağlamak zorundayız.