Politika

Kılıçdaroğlu: Bölününce mutlu olunmaz ki

CHP lideri Kılıçdaroğlu, 'Eğer bir ülke bölünüyorsa zaten insanlar mutlu değildir...' dedi...

24 Mart 2011 02:00

T24 - İş adamı Cem Boyner’in TÜSİAD’ın anayasa raporuyla ilgili değerlendirmesinin sorulduğu CHP lideri Kılıçdaroğlu, 'Eğer bir ülke bölünüyorsa zaten insanlar mutlu değildir...'

TÜSİAD’ın anayasa raporunu açıklaıdğı toplantıda söz alan iş adamı Cem Boyner, özetle, , 'insanların mutluluğu ülkenin bölünmesinden önemlidir' demişti.  


Bu değerlendirme, TÜSİAD’ın 2011 milletvekili genel seçimi öncesi düzenlediği ‘Siyasi Parti Genel Başkanları Toplantı Dizisi’nin ilk konuğu olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na soruldu. 

CHP lideri değerlendirmesini şu sözlerle formüle etti: ''İnsanların mutluluğu her şeyin üstünde tabii. Eğer bir ülke bölünüyorsa zaten insanlar mutlu değildir. Hangi insan 'ülkem bölünüyor' diye mutlu olabilir? 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, anayasa çalışması nedeniyle TÜSİAD'ı kutladı. 

Kılıçdaroğlu, raporun tartışılacağını, demokrasilerde fikir özgürlüğünden korkulmaması, herkesin düşüncelerini özgürce dile getirmesi gerektiğini ifade ederek, bunun temel kural olduğunu söyledi. 

Kılıçdaroğlu, CHP olarak Süheyl Batum'un başkanlığında bir ekip oluşturduklarını ve bütün sivil toplum örgütlerine yazarak, ''öngördükleri bir anayasada temel normlar ne olmalıdır, nasıl değişiklikler yapılmalıdır'' diye çalışma başlattıklarını ve bunun da yararlı bir belge olacağını kaydetti. 


CEM BOYNER'İN AÇIKLAMALARI 

Bir gazetecinin, ''İş adamı Cem Boyner'in dün dile getirdiği bir görüş vardı, 'insanların mutluluğu ülkenin bölünmesinden önemlidir' diye. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Kürt meselesinin çözülmesi için federasyon, demokratik özerklik gibi konular tartılışmalı mı?'' şeklindeki sorusunu da Kılıçdaroğlu şöyle yanıtladı: 

''İnsanların mutluluğu her şeyin üstünde tabii. Eğer bir ülke bölünüyorsa zaten insanlar mutlu değildir. Hangi insan 'ülkem bölünüyor' diye mutlu olabilir? 

Bizim siyasetin bir açmazı var, maalesef 19'uncu yüzyılın politikaları ile 21'inci yüzyılda siyaset yapıyoruz. Etnik kimliği getirdik siyasetin odağına koyduk, inançları getirdik siyasetin odağına koyduk. Etnik kimlik siyasetin konusu ise milyonlarca insanların yaşamını yitirdiği savaşlara bir bakın. Eğer inançlar siyasetin odağına konmuşsa yüzyıl savaşları vardı, aynı inançtan. Farklı mezheplerden insanların yüz yıl birbirlerini öldürmeleri... 


'TARİHTEN DERS ALMALIYIZ' 

Türkiye tarihten ders almalı. Biz Doğu, Güneydoğu'ya üçüncü yol olarak gideceğiz dedik. Herkesin inancına, herkesin etnik kimliğine saygı göstererek, onların işsizlik sorunu, onların yoksulluk sorunu bölgenin kalkınmışlığı, kültür, sosyal sorunları... Oraya gideceğiz ve çözeceğiz. Evrensel değerlerle, hukuk içinde kalarak çözeceğiz. Hiçbir düşüncenin önüne baraj konulmasını da istemiyoruz.

'ÜLKENİN BÜTÜNLÜĞÜNDEN YANAYIZ” 

Oturmalıyız, uygarca tartışmasını da bilmeliyiz. Ama ülkenin birliği ve bütünlüğünden yanayım, yanayız. Öyle olmak zorundayız. İnsanımızın mutluluğu için çaba harcamak durumundayız. Var olan siyaset kültürü toplumu ayrıştırıyor, bölüyor, kimlik siyaseti artık yapılmamalı. Toplumların bölünmesi üzerine siyaset bizim açımızdan yüreğimizi kanatıyor. Toplumların bölünmesi değil beraber yaşama kültürünü geliştirmeliyiz. Eğitim politikasını da bunun üzerine inşa etmeliyiz.''

Kılıçdaroğlu’nun TÜSİAD ziyaretinde verdiği mesajlar şöyle: 

Türkiye'de girişim özgürlüğü var mı? Ben inanmıyorum. Eğer siz vergi denetimini bir silah olarak kullanırsanız, (konuşursan seni denetlerim) derseniz burada girişim özgürlüğü olabilir mi?'' 

Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu, hepimizin üzerine titrediği, 1920'lerden bu yana geliştirmek için çaba harcadığımız demokrasi ve özgürlüğü Türkiye'ye getirmek istiyoruz. Ve bu değişimin altına biz yeni CHP olarak imza atmak istiyoruz. Hedefimiz bu...

CHP, seçimden mağlup çıkarsa, yani oylarını anlamlı bir şekilde artırmazsa elbette beklemenin bir alemi yok. Bu konuda parti içi demokrasiyi, etik değerleri getireceğiz. 

Dünyada herhalde basılmamış kitabı imha eden tek ülke var, o da Türkiye Cumhuriyeti. İleri demokrasinin örneği. Daha kitap yazılmamış, basılmamış. Basıyorsunuz ve imha ediyorsunuz. Demokrasiyle bunun bağdaşır bir yönü var mı? Eğer yargıyı siz siyasete, özgürlüklere baskının bir aracı olarak kullanırsanız, bu olacaktır. 

Bir kişinin dışarda türban, başörtüsü takması, pantolon, manto giymesi, çarşaf giymesi bizim ilgi alanımızın dışında ama devlet dediğimiz kurumun içinde olacaksa, konulan kurallara hepimizin uyması gerekiyor. 

CHP'nin işveren dünyasıyla arasında bir mesafe vardı. Biz bu mesafeyi kaldırmak istiyoruz, bu ülke için çalışmak istiyoruz. 

CHP iktidarında asla bürokrasiden korkmayacaksınız. 

Her iş adamının elbette ki farklı bir siyasi dünyası olacaktır, buna saygılıyız. Bir iş adamı çalışıyorsa, üretiyorsa, önündeki engelleri kaldıracağız.