-KILIÇDAROĞLU: BAŞBAKAN, İTİRAZ EDECEĞİMİZİ DÜŞÜNÜYORDU TBMM (A.A) - 05.10.2010 - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, CHP'nin, yeni anayasa çalışmalarına koro halinde itiraz edeceğini düşündüğünü ancak şimdi kendisinin kaçtığını, ezberinin bozulduğunu'' savunarak, Erdoğan'a, ''Niye kaçıyorsun, gel meydana oturup tartışalım'' çağrısında bulundu. Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grubunda yaptığı konuşmada, Brüksel'de AB yetkililerine, referandum sürecinde üniversitelerin görüş beyan ettiğini duyup duymadığını sorduğunda, ''hayır'' yanıtını aldığını söyledi. Kılıçdaroğlu, ''Sizin ülkenizde böyle bir referandumda üniversiteler konuşur mu?'' sorusuna ise ''Konuşur'' yanıtının geldiğini belirtti. Türkiye'de anayasanın değiştiğini ancak üniversitelerin suskun kaldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''O zaman burada bir sorun yok mu? Niçin üniversiteler konuşmuyor?'' sorusunu yöneltti. Kılıçdaroğlu, bir ülkede üniversitelerin, üniversite gençliğinin susmasının, o ülkede demokrasinin askıda olduğu, çalışmadığı, ülkenin geleceğinin parlak olmadığı anlamına geldiğini söyledi. CHP iktidarında üniversitelerin yönetsel, bilimsel, mali özgürlüğüne ve özerkliğine kavuşacağını anlatan Kılıçdaroğlu, bunun için YÖK'ü kaldıracaklarını kaydetti. Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın YÖK'ü kaldırmaktan söz ettiğini belirterek, ''Şimdi söz ediyor mu; hayır. Çünkü onun amacı üniversitelere demokrasi gelsin, üniversiteler özerk olsun değil. Amacı, özerk olmayan, 'bana itaat eden, benim sözümden çıkmayan bir üniversiteyi nasıl yaratırım?' O üniversiteyi yarattı, bununla da gurur duyabilir. Evren'in devlet başkanı olduğu dönemdeki üniversiteler ile Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakan olarak görev yaptığı dönemdeki üniversiteler aynı; sessiz'' diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2008 ve 2009 yıllarındaki yurt başvurusunda bulunan öğrenciler ile yurda yerleştirilen öğrenci sayılarını karşılaştırdı. Üniversitelerin sayısının artırıldığı yönündeki açıklamalara işaret eden Kılıçdaroğlu, ''Bu üniversitelerin sayısı kadar öğrenci yurtlarının sayısı arttı mı? Yurt yapmak çok mu zor, devletin bütçesinde kaynak mı yok?'' diye sordu. Kılıçdaroğlu, devletin bütçesinde yeterli kaynağın bulunduğunu belirterek, ''Amaç öğrencileri üniversitelere kazandırmak değil, onları belli karanlık odaklara tutsak durumunda bırakmak. Gençlere sahip çıkmayacaksın, yurt yapmayacaksın, sonra ahkam keseceksin. Kendi gençliğine sahip çıkmayan bir iktidar, ülkenin geleceğine sahip çıkamaz'' dedi. -''EZBERİ BOZULDU''- Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın, referandumdan 4, 13 ve 20 gün sonra çeşitli platformlarda anayasa değişikliği yapılmasına yönelik açıklamalarda bulunduğunu ifade ederek, bu açıklamalardan bölümler okudu. Erdoğan'ın 21 gün sonra Bulgaristan'a giderken, ''ayakları yerden kesilince'' açıklama yaptığını, 2011'de gündemde böyle bir çalışmanın olmadığını söylediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bu kişi ülkeyi yöneten kişi, yani Başbakan. Referandum sonrası söylediğine bakın, şimdi söylediğine bakın. Söylemi ile eylemi tutmayan bir başbakana ne denir? Söylüyorsan, arkasında dur, konuştun madem. Başbakan'ın kafasında şu var 'biz ne dersek CHP itiraz edecek'. Koro halinde bizim itiraz edeceğimizi düşünüyordu. Biz 'hay hay, buyur gel' dedik. Şimdi kendisi kaçıyor çünkü ezberi bozuldu. Niçin kaçıyorsun Sayın Başbakan? Bu anayasa topluma dar geliyor. Özgürlükleri, hakları genişletelim, üniversiteleri özerk yapalım. Niye kaçıyorsun, gel meydana oturup tartışalım. Meclisin işi çokmuş... Parlamentonun işi olabilir. Uyum Komisyonu kurmak zor bir şey değil ki, her partiden 2 milletvekili oturur, uzlaşırlar, konuşurlar, bir adım atmış olurlar. Başbakan'ın açıklamasından sonra öyle anlaşılıyor ki TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin çark etti, 'buna gerek yoktur' demeye başladı. Sen referandumdan sonra grup başkanvekilleriyle konuşacağım demedin mi, bir AKP Grup Başkanvekili, 'bizimle görüştü' diye açıkladı. Sayın Şahin, siz iktidarın mı yoksa parlamentonun mu Meclis Başkanısınız?'' -''BİR ŞEYİ İÇİME SİNDİREMEDİM''- Kılıçdaroğlu, referandum sürecinde bir çok şeyin tartışıldığını ancak Erdoğan'ın referandum için gittiği Diyarbakır'da ''Diyarbakır Cezaevi'nde büyük işkenceler oldu, yıkıp, daha modern bir hapishane yapacağım'' şeklindeki sözlerini ''içine sindiremediğini'' söyledi. Kılıçdaroğlu, Diyarbakırlılara, ''Dünyanın hangi demokrasisinde bir başbakan gelir, eski hapishaneyi yıkıp, daha güzel, modern hapishane yapacağım der?'' diye sordu. Kemal Kılıçdaroğlu, ''CHP Genel Başkanı olarak ben Diyarbakır'da aynı şeyi söyleseydim, yer yerinden oynar, kıyamet kopar, ne AB ne ABD ne İstanbul ne Diyarbakır ne televizyonlar ne gazeteler kalır. 'Şu CHP'ye bakın, bu bölgeye hapishane sözü verilir mi' derler, dediklerinde de haklı olurlar. Başbakan söylediğinde niye bir tek cümle dahi bir yerde kullanılmadı. Bu çifte standardı da vicdanı olan her yurttaşın vicdanına havale ediyorum'' diye konuştu. Bu arada CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, grup toplantısı öncesinde milletvekilleri sıralarına birer demet çiçek bıraktı. CHP, geçen yasama yılında izleyicilerin yoğunluğu nedeniyle yer bulamayan milletvekilleri ve gazeteciler için bu dönem önlem aldı. Bu yerlerin belirlenmesi için kırmızı şerit çekildi. Grup toplantısını yöneten İnce, milletvekili danışmanlarının, milletvekillerine yer tutabilmek için toplantılara geldiğini, danışmanların görevinin bu olmadığını belirterek, izleyicilerden yer konusunda hassas olmasını istedi.