Politika

Kılıçdaroğlu, Alman bakan ile görüştü: FETÖ, gazeteci ve akademisyenleri baskı altına almanın bahanesi oldu

"Yayın hayatları FETÖ'ye karşı mücadeleyle geçen Cumhuriyet ve Sözcü, FETÖ'den suçlanıyor"

06 Haziran 2017 12:43

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile görüşmesinde 15 Temmuz’la ilgili olarak "Darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığı konusunda bir şüphe yok. Sizin de olmasın" dedi. Cumhuriyet ve Sözcü örneklerini veren CHP lideri, 'FETÖ’nün, gazetecileri ve akademisyenleri baskı altına almanın bahanesi haline getirildiğini savundu.

Cumhuriyet gazetesinin Ankara Büyükelçisi Erdem Gül'ün haberine göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’e, Türkiye’de medyanın ve gazetecilerin halini Cumhuriyet ve Sözcü gazetesi örnekleriyle anlattı. Kılıçdaroğlu, "Yayın hayatları FETÖ'ye karşı mücadeleyle geçen Cumhuriyet ve Sözcü şimdi FETÖ'den suçlanıyorlar. FETÖ bahanesiyle gazeteciler hapiste, akademisyenler işlerinden atılıyor" dedi.

Kılıçdaroğlu ile Gabriel’in görüşmesinin önemli başlıkların birini de Türkiye’de ifade özgürlüğünün içinde bulunduğu durum ve gazetelerle gazetecilerin halleri oluşturdu. Edinilen bilgilere göre Kılıçdaroğlu Gabriel’e, 15 Temmuz darbe girişimini tanımlarken, "Darbe girişiminin FETÖ tarafından yapıldığı konusunda bir şüphe yok. Sizin de olmasın. Ancak FETÖ ile mücadele, gazetecileri, akademisyenleri baskı altına almanın bahanesi haline getirildi” ifadesini kullandı. 15 Temmuz sonrası OHAL ilanını gündeme getirerek, FETÖ ile mücadele yöntemini eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:

FETÖ ile değil gazetecilerle mücadele: 15 Temmuz sonrası iktidarın izlediği yöntemin Fetö’ye karşı mücadeleyle ilgisi yok. Örnek Cumhuriyet gazetesine yapılanlar. Ardından bugünlerde daha yeni Sözcü gazetesine yapılanlar. Her iki gazetenin yazarları, yöneticileri tutuklu, hapiste. Bu iki gazetenin de yayın hayatları FETÖ’ye karşı mücadeleyle geçti. Türkiye’de yaşayan herkes bunu bilir. Ama her iki gazetenin mensuplarını şimdi FETÖ bahanesiyle tutukluyorlar, aylarca hapiste tutuyorlar. Ahmet Şık her

Ahmet Şık her dönemde hapiste: OHAL çerçevesinde amacın FETÖ ile macadele olmadığının bir başka önemli örneği Cumhuriyet gazetesi çalışanı Ahmet Şık’ın durumu. Ahmet Şık, FETÖ’nün en önemli mağdurlarından biri. FETÖ ile mücadele deyince adı akla gelen birkaç gazeteciden biri. Ama Ahmet Şık, AKP ile FETÖ ortaklarken de cezaevindeydi. Şimdi FETÖ ile mücadele deniliyor, Ahmet Şık yine tutuklu.

Tahliye ettirmiyorlar: Halen 150’nin üzerinde gazeteci, aylardır cezaevlerinde tutuklu. Ve tahliye edilmelerine de yargı üzerine yapılan baskılarla izin verilmiyor. Atilla Taş, Murat Aksoy ve başka bazı gazeteciler, çıktıkları duruşmada mahkeme tarafından tahliye ediliyor. Ancak başka bazı gerekçe ve iddialar bulunarak serbest kalmalarına, cezaevinden çıkmalarına izin verilmiyor.

İhraç edilen akademisyenler: OHAL’i FETÖ ile mücadele gerekçesiyle ilan ettiler. Ancak OHAL, FETÖ ile mücadele için değil, gazetecilerin, akademisyenlerin cezalandırılması için kullanılıyor. OHAL sayesinde üniversitelerde çok sayıda öğretim üyesini, akedemisyeni ihraç ettiler. OHAL’in süresi uzatılıyor ve akademisyenlere yönelik ihraçlar da sürdürülüyor.