Yaşam

Kentsel tarım geleneksel tarıma alternatif olabilir mi?

Şehirler büyüyor, gıda ihtiyacı artıyor ancak kaynaklar sınırlı. Gökdelenlerin terasları ya da hobi bahçeleri çözüm olabilir mi?

09 Aralık 2018 20:29

Miriam Brink koyu yeşil bir yaprağı koparıp çiğniyor. Hobi bahçecisi olan Brink teşhisi koyuyor; bu bir "kereviz." Brink'in taze sebze için artık süpermarkete gitmesine gerek kalmadı. Bir buçuk yıl önce Bonn'daki "ŞehirMeyveleri" (StadtFrüchtchen) adlı bahçeyi kurduğundan bu yana tarım yapıyor. Bir arkadaşı ile birlikte bu araziyi bulup kiralayıp bahçeye çevirmişler. Şimdi 30 üyeleri var. 80 metrekarelik bir alanda 20 adet yükseltilmiş sebze yatağında sebze yetiştiriyorlar. Sonbaharda dahi hasat oldukça zengin: Kereviz, lahana, sarı domatesler...

Bahçenin işbirliği yaptığı çok sayıda ortağı var. Onlardan biri Bonn Bilim Dükkanı (WILA Bonn) adlı sivil toplum kuruluşu. Bonn Bilim Dükkanı da kentsel tarım ile ilgileniyor. Fraunhofer Çevre, Güvenlik ve Enerji Teknolojileri Enstitüsü ile beraber bu projenin ortağı konumundalar.

Kentsel tarım: Ütopya mı gerçek bir alternatif mi?

New York'taki Columbia Üniversitesi eski Profesörü Dickson Despommier 1999 yılında bir çözüm bulduğunu düşündü: Dikey bahçe. Prensip şuydu: Faydalı bitkiler şehirlerde yüksek binaların içine ekilecekti. Bu şekilde gökdelen çiftlikleri onbinlerce kişiye gıda sağlayabilecekti.

Ancak milenyuma girildikten sonra bu projenin çok da fizibilitesi olmadığı ortaya çıktı. Bu arada dünyadaki pek çok ülke benzer fikirleri araştırıyordu. Bunlardan en önde gelenlerinden olan Hollanda'da bilim insanları 2010 yılında Hertogenbosch kentinde PlantLab'i kurdu. Web sitesine göre akla gelen her türlü tohum bu 3 bin metrekarelik 3 katlı binada yetişiyor. Geleneksel tarıma göre çok daha fazla ürün alınabiliyor zira bu alanda bütün yıl tarım yapılabiliyor ve sebzeler de hemen üretildikleri yerde tüketilerek uzun mesafeler kat etmiyor. Şirketin reklamı "Gezegene dost, yerel üretim."

Ucuz alternatifler

Berlin'deki düşünce kuruluşu Dünya Beslenme Enstitüsü'nden Wilfried Bommert kentlerde yüksek teknoloji ile üretilen sebze ve meyve üretimine eleştirel yaklaşıyor.

Bommert "Gökdelenlerde dikey çiftlik kurmak mümkün ancak bu çok maliyetli. Orada yetişen bir marul 1 dolar yerine 2 dolara mal olur. Yani bunun sadece varlıklılar için çekici olduğu bir gerçek" diyor. Dünyanın varlıklı olmayan bölgeleri için daha ucuz bir çözüm bulmak gerekiyor.

Kenya'nın Nairobi kentinde nüfusun yoğun olduğu Kebira mahallesinde "kese bahçeciliği" yapılıyor. Toprak kalitesi uygun olmadığını için Kebiralılar uygun toprağın olduğu keselerin içinde sebze yetiştiriyor.

İçinde uygun toprağın olduğu bir kese tohumlarıyla birlikte 15 euroya mal oluyor ve her 3 ila 6 gün arasında hasat yapılabiliyor. Fransız yardım kuruluşu Solidarités projeyi 2008 yılında başlattı.

Avrupa'daki kentler tekrar düşünmeli

Bommert Avrupa'daki kentlerin de bunu gelecekte düşünmek zorunda kalacağını söylüyor. "İklim değişikliği üretim yaptığımız alanları değiştirmeye zorluyor. Avrupa, ihtiyacının dörtte üçünü gelişmekte olan ülkelerden ithal ediyor ki bu ülkeler de kuraklık ve sellerle mücadele ediyor yani sonsuza kadar tedarik için mevcut olmayacaklar.

Bommert özellikle yerkürenin güneyinde bunun hissedileceğini aktarıyor ve "Ancak biz Almanya'da da bunu halihazırda hissediyoruz. Bu yaz beklenen hasadın yüzde 50'sini alabildik. Kentlerin önceki büyük üretim sarmalından çıkması gerekiyor" diye ekliyor. Bommert kent yönetimlerinin kentsel tarıma sahip çıkması gerektiğini söylüyor ve Berlin'in bu konuda iyi bir örnek teşkil ettiğini belirtiyor.

Ancak Alman Kentsel İşler Enstitüsü'nden Stephanie Bock kentsel alanların buna yeterli olmadığı görüşünde. Bock "Berlin gibi bir kentte bütün mevcut alanları tarım için kullanamayız ve kullansak bile tüm kentin ihtiyacını karşılayacak arz yaratılamaz" diyor. Bock geleneksel tarım ve kentsel tarımın bir arada olduğu bir kombinasyona ihtiyaç bulunduğu ifade ediyor.

Ancak Bonnlu Miriam için bahçesi şehirde sürdürülebilir gıda üretimi için çok iyi bir örnek oluşturuyor. Miriam sadece bu bahçeden yaptığı hasatla karnını doyurup doyuramayacağını merak ediyor. "Bunu umuyorum" diyor ve ekliyor "Biz yapamasak da belki gelecek nesiller yapabilir."

Anne Höhn

© Deutsche Welle Türkçe