2017 yılında, Diyarbakır Newrozu’nda, polis kurşunuyla hayatını kaybeden Kemal Kurkut’un vurulma anını çeken gazeteci Abdurrahman Gök, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddialarıyla, 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada ikinci kez hakim karşısına çıktı. Gök, duruşmada “Gizli tanık beyanları doğru değildir, yalandır, kabul etmiyorum” dedi.
Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada, Gök ve avukatları Resul Tamur, Mehmet Emin Aktar hazır bulundu.
Duruşmada, dosyaya konan “Sabır” kod adlı gizli tanığın, polis tarafından öldürülen Kemal Kurkut’un örgüt üyesi olduğu ve Gök’ün Kandil’den aldığı talimatla haber yazdığı, fotoğraf çektiği yönündeki iddiaları Gök’e soruldu.
"Gizli tanığın beyanları yalan"
Gazete Karınca'da yer alan habere göre, gizli tanığın beyanlarını kabul etmeyen ve beyanlarının doğruluğunu “sıfır” olarak niteleyen Gök, “Gizli tanık beyanları doğru değildir, yalandır, kabul etmiyorum” dedi.
Gizli tanığın kendisinin gazetecilik yaptığı, iletişim fakültesi mezunu olduğu yönündeki beyanlarının “gizli bilgi olmadığını” kaydeden Gök, kendisi hakkındaki bu bilgilere internetten rahatlıkla ulaşılabileceğini söyledi.
Gizli tanığın Kemal Kurkut için “örgüt üyesi” ifadesini kullanmasının “rencide edici” bir durum olduğunu ifade eden Gök, “Gizli tanığın ifadesine göre ben Kemal Kurkut’un fotoğrafını talimatla çekmişim. Sanki ben Kemal’le, polis onu öldürürken fotoğraf çekmek için anlaşmışım gibi bir ifade var. Gizli tanığın söylediği doğru değil” diye konuştu.
Gök’ün avukatı Mehmet Emin Aktar, yargılama dosyalarında sık sık karşılaşılan gizli tanık durumunun facia olduğunu, söz konusu dosyada da aynı durumun yaşandığını dile getirdi.
Gizli tanık ifadelerinin hükme esas alınmaması gerektiğini dile getiren Aktar, müvekkilinin mesleği gereği Kemal Kurkut’un öldürülmesini fotoğrafladığını, bu nedenle yargılandığını kaydederek, “Bu bir husumet davasıdır” ifadesini kullandı.
Avukat Resul Tamur, gizli tanığın Gök’ün 2016-2017’de Diyarbakır’ın Sur ilçesinde örgüt adına faaliyet yürüttüğüne dair beyanlarına dikkat çekerek, müvekkilinin söz konusu tarihte gazetecilik yaptığı için Irak’ta bulunduğunu ve bu tarihlerde orada gazetecilik oturumu aldığını belirterek, buna ilişkin belgeyi dosyaya sunduklarını kaydetti.
Tamur, gizli tanık “Sabır”ın gazeteci Semiha Alankuş hakkında da benzer beyanlarda bulunduğunu, Alankuş’un yargılandığı Diyarbakır 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi tarafından beraat ettirildiğini vurgulayarak, gizli tanığın ifadelerinin hükme esas alınmamasını istedi.
Tamur, Alankuş’un beraat kararını da mahkemeye sundu.
Cumhuriyet Savcısı’nın mütalaasını hazırlamak için dosyanın kendisine gönderilmesi talebini kabul eden mahkeme, duruşmayı 30 Eylül’e erteledi.