Yaşam

'Kayakçı Aslı'nın ölümü cinayet değil, kaza'

Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık, milli kayakçı Aslı Nemutlu’nun ölümü için “cinayet”

15 Ocak 2012 02:00
T24 - Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık, milli kayakçı Aslı Nemutlu’nun ölümü için “cinayet” denilmesine tepki gösterdi. Olayın bir kaza olduğunu söyleyen Ayık, kar perdelerine ilişkin iddialarla ilgili olarak ise “Kar perdeleri ağaçtan yapılır, önüne ağ konulamaz” dedi. 



Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Özer Ayık, Palandöken Dağı'ndaki Kayak Evi'nde düzenlediği basın toplantısında 17 yaşındaki milli kayakçı Aslı Nemutlu'nun ölümüyle ilgili değerlendirmede bulundu.

Kayakçı Aslı Nemutlu'nun ölümünün tüm Türkiye'de derin üzüntüye neden olduğunu ifade eden Ayık, sporcuya Allah'tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diledi.

Özer Ayık, kazayla ilgili Erzurum Cumhuriyet Savcılığın gerekli soruşturmayı başlattığını, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç'ın talimatıyla görevlendirilen müfettişlerin olayı soruşturmak amacıyla kentte bulunduğunusöyledi. 

Üzücü kazanın her yönüyle soruşturulduğunu ifade eden Ayık, basın toplantısının savunma ve suçlu arama değil, bilgilendirmeyi esas aldığını belirtti.


‘Tamamen bir kaza’

Yaşanan kazayla ilgili bilgi veren Ayık, ''Yaşanan bu kötü olay tamamen bir kazadır. Bu kazanın en masum ve en suçsuz tarafı rahmetli kızımız Aslı'dır. Maalesef bu kaza onun başına gelmiştir. Olayı gören bütün yetkili arkadaşlarla da konuştuk. Dediğim gibi olay tamamen bir kaza. Aslı kızımızın bunda hiçbir suçu yok. Hızlı bir şekilde kayarken dengesini kaybetmiştir. Daha sonra toparlamaya çalışırken kayağının birisi maalesef ayağından çıkmıştır. Zaten kayağının birisi ayağından çıktıktan sonra artık küçük büyük mutlaka bir kazanın olması kaçınılmazdır. Kayağının biri çıktıktan sonra düşmüş sonra da sürüklenerek pistin kenarında bulunan kar perdelerine çarpmış ve de maalesef hayatını kaybetmiştir'' diye konuştu.


Dünyadaki kazaları hatırlattı 

Tüm spor branşlarında olduğu gibi kayak sporunda da zaman zaman istenmeyen kazaların yaşandığını dile getiren Ayık, şunları kaydetti:

''Uluslararası Kayak Federasyonu'nun (FIS) resmi web sitesinde açıkladığı istatistiki bilgiler buradadır. Çok çarpıcı rakamları belirtmek istiyorum. Dünyanın en üst düzey kayakçıları arasında yapılmış bir istatistik. Her yıl alp disiplininde her 100 sporcudan 28 tanesi kazalar sonucu çok ciddi sakatlıklar geçirmektedir. Snowboard da bu oran yüzde 40'a yakındır. Dolayısıyla dünyanın en iyi ve üst düzey kayakçıları bile her yıl alp disiplininde yani kızımızın branşında her yıl en üst düzey 100 kayakçıdan 28'i çok ciddi kazalara ve yaralanmalara maruz kalmaktadır. Geçen hafta salı günü Amerika Birleşik Devletleri'nin kayakçılarından birisi olan Sarah Burke, çok kötü bir kaza geçirdi. Şu an da ölümle pençeleşmektedir. Yine geçen hafta sonu dünyanın en meşhur kayak merkezlerinden biri olan Andora'da 2 kayakçı kaza sonucunda hayatını kaybetmiştir. 1'i Rus, 1'i Fransız vatandaşıdır.''


‘Cinayet başlığı üzdü’

Ayık, mili kayakçı Nemutlu'nun ölümüne ilişkin bazı gazetelerde ''cinayet'' başlıklı haberlerin çıktığını anımsatarak, şöyle devam etti:

''Basında bazı haberler çıktı, bizi çok üzdü. Cinayet başlığı atıldı. Arkadaşlar cinayet bir kişiyi hedef alarak, belli bir kişiyi seçerek kasten isteyerek, planlayarak, o kişiyi öldürmektir. Bu olayla cinayetin uzaktan yakından bir alakası yoktur. Kullanılan kelime bizi ziyadesiyle üzmüştür.


'Bir turistin de başına gelebilirdi' 

Bir gerçeği de bilmenizi istiyorum. O pistte o anda kayak kayan yönetim kurulumuzun üç üyesinin çocuğu da vardı. Mustafa Efendioğlu'nun kızı o pistteydi. Aslı'dan 3 kişi sonra o kayacaktı. Yönetim kurulu üyemiz Okan Gültekin'in kızı da o pistteydi. Yönetim kurulu üyemiz Gülen Sumuroğlu hanımın oğlu da o pistteydi. Dolayısıyla bu kaza bir başka sporcunun başına da gelebilirdi. Bu kaza hiç sporcu olmayıp turist olarak bu dağa gelen bir kayakçının da başına gelebilirdi. Sonuçta şunu bilmenizi istiyorum. Bu olay tamamen bir kaza ama şanssız ve kötü bir kaza. Aslı kızımızı bulan bir kaza. Onun da hiç suçunun olmadığı bir kaza.''


'Kar perdesi güvenlik için kullanılmaz' 

Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Ayık, kazanın gerçekleştiği ve basında sürekli tartışma konusunu oluşturan kar perdesi ile ilgili şöyle konuştu:

''En çok bilgi karmaşası yaratan ve akıllarda soru işareti bırakan kar perdesi ve güvenlik ağı meselesi var. Maalesef çok yanlış bilgilerle birkaç gündür kamuoyu bilgilendirildi. Bilgilerin tamamı yanlış veya eksik. Kar perdesi çok farklı bir şey, güvenlik ağı çok farklı bir şey. Bazı basın organlarımızda, 'Avrupa'da plastik ağlar yani güvenlik ağları kullanılırken, biz hala tahta kullanıyoruz' diye haberler çıktı. Bunlar tamamen birbirinden farklı olaylar. Her şeyden önce elma ile armudu birbirine karıştırmamamız gerekiyor. Kar perdesi genelde alp disiplini ve snowboard pistlerinde uygulanır. Alp disiplini ve snowboard pistlerinde uygulanan bu yöntem pistlerin ve yakın çevrelerinde bulunan kar taneciklerinin rüzgar tarafından pistin dışına taşınmasını engellemek veya azaltmak amacıyla uygulanan bir sistemdir. Kar perdesi hiçbir zaman güvenlik için kullanılmaz.''


‘Oraya ağ konulamaz’

Kar perdelerinin dünyanın her tarafında uygulanıp, kullanıldığını ifade eden Ayık, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bazı basında çıkan bilgilerle ilgili olarak, 'Bu kar perdeleri plastik olmalıdır' diye ifadeler de var. Hayır arkadaşlar, kayak pistlerinde kullanılan kar perdeleri kesinlikle ve kesinlikle doğa dostu olan, dönüşümü ve dayanımı en uzun süren ağaçlardan yapılır. Bu dünyanın her tarafında böyledir. Kayak pistlerinde kullanılan kar perdeleri dünyanın her yerinde ahşaptan yapılır. Bunu da kamuoyunun bilmesini istiyorum. Kar perdelerinin önüne herhangi bir minder ağ konulmaz. Çünkü konulduğu zaman kar perdesinin amacı ortadan kalkar. Kar perdesinin önüne bir şey koyduğunuz zaman rüzgarın giriş ve çıkışı olmazsa kar perdelerini de rüzgar söker, atar veya onun önüne ağ gibi bir şey koyduğunuz zaman onun önünde kar birikmesini engellemiş olursunuz. Biriken karı da sürekli snow tracklarla piste yaymak zorunda olduğunuz için bu işlemi de gerçekleştiremezsiniz. Yani kar perdelerinin önüne bir şey koyarsanız kar perdeleri işlevini, amacını yitirmiş olur. Kar perdelerinin önüne herhangi bir minder ve ağ gibi bir materyal kesinlikle koyamazsınız.''

Ayık, kar perdelerinin dünyanın değişik kayak merkezlerindeki örneklerini fotoğraflar halinde göstererek, söz konusu yerdeki kar perdelerinin de ahşaptan yapıldığını bildirdi.

Ayık, Konaklı Kayak Merkezi'ndeki kar perdelerinin yerlerinin hazırlanan planda yabancı ve yerli uzmanlarca belirlendiğini, Universiade Kış Oyunları'nın öncesi kar perdelerinin hepsinin tamamlandığını ifade etti.


'Her tarafı ağlarla çevirmek doğru değil' 

Ayık, güvenlik ağının plastik materyal ve çubuklarla yapılan bir özelliğe sahip olduğunu belirterek, ''Güvenlik ağı plastik materyalden yapılan ve plastik çubuklarla kar üzerine yerleştirilen adı üstünde güvenlik amacıyla uygulanan ağlardır. Güvenlik ağları, her yarışta mutlaka olması gereken kuraldır. Yarış pistinin tamamını her iki yönden güvenlik ağlarıyla çevrelemek zorundasınız. Bu FIS'in kuralıdır. Biz de yaptığımız tüm yarışmalarda Universiade sonrası yapılan tüm yarışmalar da dahil olmak kaydıyla, yarışmalarımızın tamamında bu güvenlik ağlarımızı kullanmış bulunmaktayız'' dedi.

Güvenlik ağlarının kullanımıyla ilgili bilgi veren Ayık, şöyle konuştu:

''Dağın tamamında, pistlerin tamamında güvenlik ağı kesinlikle kullanılmaz. Yarışmalarda kullanılır. Yarışma alanıyla sınırlıdır. Bunun haricinde dağda tehlike oluşturabilecek yerler, noktalar, bölgeler varsa oralara güvenlik ağı çekilir. Veya yasak olan geçilmesini, gidilmesini istemediğiniz noktalar varsa oraya bu ağlardan çekersiniz. O bölgeye geçişin ve gidişin engellenmesi için. Şu an Palandöken ve Konaklı'yı gezerseniz bizim böyle tehlikeli yerlerde güvenlik ağımızın olduğunu göreceksiniz. Kazanın olduğu pistte bile sağ tarafta 2 bölgede parça parça o anda bile güvenlik ağlarımızın olduğunu fark etmişsinizdir. Güvenlik ağı bu pistlerin hepsinde uygulanan bir yöntem değildir. Kaldı ki Konaklı'da 100 kilometrenin üzerinde pist vardır. Bunların hepsinin her tarafını ağlarla çevrelemek kayağın ruhuna, kayağın tabiatına aykırıdır. Ancak tehlikeli görülen noktalara bunlar çekilir.''

Ayık, dünyadaki en önemli kayak merkezlerinin pistlerinin hepsinde güvenlik ağının bulunmadığını, söz konusu uygulamanın yarışmalarda zorunlu hale geldiğini kaydetti


'Güvenlik zafiyeti yok' 

Palandöken ve Konaklı Kayak Merkezlerinde güvenlik zafiyetinin bulunmadığını ifade eden Ayık, şöyle devam etti:

''İşaret yön ve ikaz levhalarımızla, uyarı levhalarımızla, yazılarımızla ve de gerekli yerlerdeki güvenlik ağlarımızla bütün önlemler de alınmış bulunmaktadır. Dolayısıyla o kazadaki rahmetli kızımızın en son çarpıp durduğu kar perdelerinin önünde bir başka materyalin olması söz konusu değildir. Kar perdelerinin yapılış amacı ve uygulanışı çok farklı, güvenlik ağlarının yapılışı ve uygulanışı çok farklı. Dağda aşağı yukarı tehlike oluşturabilecek tüm alanların, tüm sert cisimlerin tamamı minderlerle kaplıdır. Dolayısıyla bu dağda hiçbir şekilde güvenlik zafiyeti söz konusu değildir. Siz de gezdiğinizde dağın her tarafındaki sert maddelerin sert cisimlerin koruyucu minderlerle kaplı olduğunu göreceksiniz.''


Adı pistte yaşatılacak

Ayık, milli kayakçı Aslı Nemutlu'nun adının yaşatılması için yarışmalar düzenleneceğini, bir piste onun adını vereceklerini söyledi.

Olayın meydana geldiği gün Gençlik Olimpiyatları için kafile başkanı olarak yurt dışında bulunduğunu anımsatan Ayık, kazayı duyar duymaz uçakla Türkiye'ye geldiğini ve kazayla ilgili yeterli bir bilgi sahibi olmadığı için basın açıklamasının bugüne kaldığını hatırlattı. 


Ambulans iddiası 

Türkiye Kayak Federasyonu Başkanı Ayık, bir gazetecinin ambulansın antrenman sahasında bulunmadığını, kazanın yaşanmasının ardından olay yerine intikal ettiğini hatırlatması yönündeki soruyu şöyle yanıtladı:

''Şimdi ambulans bildiğim kadarıyla olay olduktan yaklaşık 25 dakika sonra olay yerine intikal etmiş. Ambulansla ilgili şunu söylemek istiyorum. Federasyon olarak bizim sorumluluğumuz yarışlar esnasında alanda ambulans ve sağlık ekipleri ile diğer güvenlik önlemlerinin alınmasıdır ve biz yarışlarla ilgili hiç eksiksiz bu önlemlerin hepsini tamamen alıyoruz. Bu yarışla ilgili de 5 Ocak'ta Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ile yazışmamız var. Yarışlar esnasındaki ambulans ve benzeri sağlıkla ilgili işler Türkiye Kayak Federasyonu'nun sorumluluğundadır. Yarışlar dışında bizim federasyon olarak böyle bir sorumluluğumuz yok. Kızımızın başına gelen olay, bir milli takım çalışması da değil. O anda milli takım kampı, milli takım çalışması, milli takım faaliyeti de yok. Şöyle düşünün Fenerbahçe futbol takımı kendi antrenmanını yaparken federasyondan bir sağlık hizmeti beklememektedir. Dolayısıyla bizim, yarışlar esnasında bir sorumluluğumuz vardır.''


'Ne çok kayak uzmanı varmış' 

Ayık, milli kayakçı Nemutlu'nun ölümüne ilişkin ayağından kayağının çıkması konusunun da normal olduğunu söyledi. 

Talihsiz kazayla ilgili bir anda kayak uzmanlarının çoğaldığını ifade eden Ayık, ''Bizi üzen, sevinsek mi üzülsek mi bilmiyoruz. Meğer Türkiye'de ne kadar çok kayak uzmanı varmış. Yüzlerce uzman çıktı bir anda. Herkes bilgi verdi. Tamamen futbolun konuşulduğu bir programda futbol yorumcuları bile kayağı tartıştılar, kayağı yorumladılar. Dolayısıyla bunlar hep üzücü şeyler. 'Mutlaka her tarafta ağlarımız olmalı' diyen kayak adamlarımız da oldu ama onların şu an görev yaptığı yerlerde 1 metre ağ yok. Palandöken ve Konaklı'nın tehlike arz eden her yeri ağlarla kaplı. Fakat çoğu merkezde 1 metre ağ bile yok.


'Bu dağ sahipsiz değil'

Bir şekilde federasyon sanki bu işte sorumluymuş gibi 'hazır sendelemişken hepimiz birden vuralım, hepimiz birden kendi hesaplarımızdan önce intikamımızı alalım' diye bir durum esti. Fakat gerçekler hiç de öyle değil. Palandöken ülkemizin gurur kaynağı kayak merkezlerinden bir tanesidir. Bu böyle de devam edecek. Bu dağ hiçbir şekilde sahipsiz değil.''