Karar gazetesi yazarı Taha Akyol, Prof. Dr. Yekta Saraç'ın 8 yıllık görev süresini tamamlamadan YÖK başkanlığından ayrıldığını belirterek, "Prof. Saraç’ın sıradan bir veda yerine iyi yönetim kavramının bu ilkelerini hatırlatması elbette çok şey anlatıyor. Bu ilkeleri gerçekten hayata geçirebildi mi? Yetkisi ve gücü dahilinde evet… Zaten kendisi de “gücümüz nispetinde” diyor.
Şehir Üniversitesi’nin kapatılması bütün üniversite tarihimizde bir kara lekedir. Fakat siyasi bir tasarruftu.
OHAL döneminin yargısız tasfiyeleri… İndekse giren tek bilimsel yayını olmayan profesörlerin yahut YÖK Kanunu’ndaki üç yıl şartına uymadan bir yıllık, hatta 6 aylık profesörlerin rektör atanması…
Türkiye’nin yüz akı üniversitelerinden biri olan Boğaziçi’ne ‘partili’ Melih Bulu’nun atanması… Ama bunlar KHK düzenlemeleriyle yapılan kanun değişikliklerinin sonucuydu." diye yazdı.
Türkiye'nin asırları kapsayan bir bilim ve üniversite sorunu olduğuna işaret eden Akyol, "Her devirde siyasetin üniversiteye müdahalesi akademik değerlere ve gelişmeye zarar verdi, bugün de zarar vermektedir. İdeoloji, felsefesizlik ve nepotizm gibi bilim-karşıtı köklü kültürel hastalıklarımız da var.
Türkiye Bilimler Akademİsi’nin “Türkiye Bilim Raporu 2020” adlı araştırmasını önemle tavsiye ederim. (www.tuba.gov.tr)
Rapora göre, 1980’lerde Türkiye ile Güney Kore, “1 Milyon kişiye düşen bilimsel yayın” sayısında benzer seviyelerdeydi. Bugün G. Kore bizim üç katımızdan fazla bilimsel yayın yapıyor!
Güney Kore’nin milli geliri bugün bizim dört katımız!
Bilimsiz kalkınma olamayacağını bir anlasak artık." ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...