Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, sınırsız bir yetki sahibi olunduğunda bitmek tükenmek bilmeyen tedirginliklerin yaşanacağını savunduğu yazısında, "Bu da sistemin meşruiyetini sağlayan yüzde 50+1 dengesidir. Ve eğer böyle bir limitle bağlıysanız, hergün borsa izler gibi, döviz tabelasına bakar gibi o rakamın altında mı üstünde mi olduğunuzu izlemek zorunda kalırsınız. Erdoğan’ın başarısı da derdi de bu rakamdır. O rakam ve o rakamım hassa bileşenleri nedeniyledir ki hiçbir temel meselenin çözümüne el atamazsınız. Bazı seçmen kesimlerinin ve bilhassa da tabanınızın kafasını karıştıracak cesur hamleleri aklınıza getiremezsiniz.
Temel meselelere el atmak ve bunları çözmek gibi bir hedef var mıydı, sorusu ayrı bahis ama sistemin tabiatı gereği uzun zaman alacak, iç politikada slogan üretmeyecek bir konuya odaklanmak zaten imkansızdır. Bırakın temel problemleri, ekonomi gibi rutinde yönetilmesi bile işe yarayacak alandan slogan üretmek zorunda kalırsınız. Ki, Türkiye ekonomisinin bugünkü içler acısı manzarası da komplo teorileriyle seçmen kitlelerini etkilemek adına atılan yanlış adımların eseridir." ifadelerini kullandı.
"Hukuk paketi ilan ederken düşüncelerinden dolayı insanları hapse gönderir, milletvekili dokunulmazlığını kaldırır üstüne bir de parti kapatmaya teşebbüs edersiniz." diyen Mustafa Karaalioğlu, "Çünkü, elinizin ağır olduğunu göstermeniz şarttır. Çünkü, yüzde 50+1 gevşemez bir mengenedir; çok sıkar. İçerideki hamaset varken dışarıda makulü aramanıza izin vermez. Hem o, hem öteki olmaz. İçeride de makul olarak, hukuka yaslanarak, demokrasiye insan haklarına yol vererek yüzde 50+1’i bir korku hattı olmaktan çıkarmak mümkün -mümkündü- ama buna da alışkanlıklar izin vermez." diye yazdı.
Yazının tamamı için tıklayın...