Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, yasakların ülkesi olmanın kalite ve değer kaybına mahkûm olacağını belirterek, "Mesela sosyal medyaya kişilik hakları açısından düzenleme getirmemek bir eksikliktir ama buradan yola çıkarak kısıtlama planlamak, kelimenin tam anlamıyla yasak demektir. Yapacağınız şeyin adını kısıtlama ve yasaklama kelimeleriyle tarif ettiğinizde tamamen böyledir. Zaten, ülkede sadece iktidarı rahatsız eden sosyal medya mesajları senelerdir fiilen soruşturma, tutuklama ve mahkeme konusu haline gelmişken üzerine bu istikameti göstermenin maksadı bellidir." diye yazdı.
Mustafa Karaalioğlu, baroların düzenlediği protestoların yasaklanmasını ve Şehir Üniversitesi'nin sudan sebeplerle kapatılmasının da yasaklama, kısıtlama ve nefes aldırmama olarak değerlendirerek, "Ülkenin bir kısmı bir başka kısmının gözü önünde ve sözümona onların menfaatleri icabı yasaklanıp, kısıtlanıp mahrum bırakılmaktadır. Ne bilindik ve işe yaramaz bir hikaye oysa…
Acaba 28 Şubat’ı yaşayanlar, rollerin değiştiği bu sahneyi tebessümle mi, acı tebessümle mi izliyor? Bağırış, çağırış yahut protesto değil. Düşenin elinden tutmayı geçtim, o da değil. Sadece, yasağa, baskıya bakıp hayıflanabilen, iç geçiren acı bir tebessüm… Ne hazin ki haktan, hukuktan, hele vicdandan bahis açıldığında bir acı tebessüme dahi muhtacız bugün…" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...