Politika

Karar yazarı Çakır: Başsavcılığın İstanbul'daki 8 bin bilirkişi arasından neden sürekli aynı kişinin CHP’li belediyelere yönelik dava dosyalarına baktığını açıklaması lazım

29 Ocak 2025 09:29
Karar yazarı Elif Çakır, "İstanbul Başsavcılığı '8 binden fazla bilirkişisi olan İstanbul’da neden hep aynı bilirkişiyi tercih ettiklerini' net bir şekilde açıklaması gerekiyor. Bu 'biricik bilirkişiyi' hangi özelliğinden dolayı İmamoğlu’na ve CHP’li belediyelere yönelik dosyalarda 'İstanbul’daki 8 bin bilirkişi arasından sürekli aynı kişi'yi tercih ettiklerini izah etmeleri lazım." dedi.
 
İmamoğlu, “turpun büyüğü” dediği bilirkişi için “Hep bizim dosyalara bakması tesadüf olabilir mi?” diye sormuştu; yapay zekâ ne yanıt verdi?
 
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, "Turpun Büyüğü" başlıklı basın toplantısında açıklamalarını ve toplantı devam ederken İmamoğlu hakkında başlatılan resen soruşturmayı köşesine taşıyan "Elif Çakır'ın İmamoğlu yargı sistemine 'kral çıplak' dedi" başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
 
"İmamoğlu’nun verdiği bilgiye göre İstanbul’da 8 bin 806 'bilirkişi' olmasına rağmen İstanbul Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere dava açılan bütün CHP’li belediyelerin dosyalarının tamamına S.B isimli 'bilirkişi' atanmış.
 

 

Ekrem İmamoğlu ve diğer CHP’li belediyelerle ilgili dava dosyalarına 1.891 kişi arasından sürekli S.B’nin seçilmesi tesadüf olabilir mi? Ya da uzmanlıkla izah edilebilir mi?

İstanbul Başsavcılığı jet hızıyla hatta kendisinin suç duyurusunda bulunmasına gerek kalmadan, ismini yazana, çizene başlattığı soruşturma ile bu 'bilirkişinin' çok ama çok kıymetli, korunması, kollanması gereken biriciklikte kritik öneme sahip olduğunu ortaya koydu.

O yüzden 'biricik bilirkişi' demekle yetinmek istiyorum.

İmamoğlu bu 'biricik bilirkişi'nin ismini ilk olarak Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemle ilgili bir davada görmüş. Olmayan bir rapor savcının iddianamesine varmış gibi girmiş. İmamoğlu’nun avukatları durumu fark etmişler, itiraz etmişler ama buna rağmen olmayan rapor iddianameye varmış gibi girmiş…

'Biricik bilirkişi' mahkemeyi aldatmış, adil yargılamanın önüne geçmeye çalışmış demek doğru olmaz çünkü avukatların itirazlarına rağmen savcı iddianamesine olmayan raporu bile bile koymuş.

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun bu iddianamenin savcısı ve hakimi hakkında inceleme başlatması gerekiyor. Sonuçta bugün mevcut HSK’daki üyelerinin çoğunluğu 2014 yılında yargılamalardaki usulsüzlükleri, kumpasları bitirmek vaadiyle Yargıda Birlik Platformunu kuranlardan oluşuyor.

Normalde işlemesi gereken süreç bu. Peki HSK’nın FETÖ taktiklerine benzeyen yargıdaki bu kumpas sistemiyle ilgili disiplin süreci başlatır mı? Başlatabilir mi? Başlatsa bile neticelenir mi?

Devam edelim.

İETT hakkında yürütülen dava dosyasına yine 8 bin 806 bilirkişi arasından yine 'biricik bilirkişi' atanmış. İETT avukatları kamu ihalelerinde yetkisi olmadığı gerekçesiyle 'biricik bilirkişinin' atanmasına itiraz etmişler. Savcı 6 ay beklemiş, cevap vermemiş.

Belediyeleri denetleme konusunda en uzman kurum, Sayıştay’dır. İmamoğlu’nun bahsettiği davalarda, Sayıştay denetçisi olarak görev yapmış 3 kişilik uzman bilir kişi heyeti konuyu incelemiş, bir yolsuzluk, usulsüz olmadığını tespit etmiş, ama mahkeme bunu kabul etmemiş! Üçüncü bilirkişi raporu alınmasına karar vermiş!

Mahkeme bu kez başka üç emekli Sayıştay denetçisinden bilirkişi raporu istemiş. Yeni bilirkişi raporu da gelmiş. Yine usulsüzlük ve yolsuzluk olmadığını yazmışlar.

İmamoğlu’nun eleştirdiği bilirkişinin raporunun, 6 Sayıştay denetçisinin yazdığı iki raporun tam tersine olması, sorun sayılmamış, ‘biricik bilirkişi’ye yeni görevler, vazifeler verilmiş.

Bilirkişiliğin ne kadar önemli olduğu, davalara yön verdiğini bellidir.

Seçilecek bilirkişiye göre davada hüküm çıkabilir!

***

2024 Eylül ayında İSFALT ile ilgili yürütülen soruşturma dosyasına yine aynı 'bilirkişi' atanmış.

Beşiktaş ve Esenyurt belediyeleri ile ilgili yürütülen soruşturma dosyasına da yine aynı 'bilirkişi' atanmış.

Bütün bunların tamamı tesadüf mü?

***

Bu 'biricik bilirkişi' iktidarın yargıyı nasıl dizayn ettiğini ayan beyan ortaya koyuyor.

Ekrem İmamoğlu deşifre ettiği 'bilirkişi' üzerinden yargı sistemine 'kral çıplak' deyince İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ülkenin tepesinden tolu gibi soruşturma yağmuru yağdırmaya başladı.

Oysa mesele net. Buradan kaçış yok. İstanbul Başsavcılığı '8 binden fazla bilirkişisi olan İstanbul’da neden hep aynı bilirkişiyi tercih ettiklerini' net bir şekilde açıklaması gerekiyor.

Bu 'biricik bilirkişiyi' hangi özelliğinden dolayı İmamoğlu’na ve CHP’li belediyelere yönelik dosyalarda 'İstanbul’daki 8 bin bilirkişi arasından sürekli aynı kişi'yi tercih ettiklerini izah etmeleri lazım."