Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu hizmete açılan Karadeniz Sahil Yolu'nun imar planlarını iptal etti. Ama plansız kalan yolu yıkmak mümkün değil.
Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından yapılan imar planına karşı Fındıklı ve Ardeşen’de yaşayanlar 2005 yılında Danıştay’a ayrı ayrı dava açtı. Her iki ilçede yaşayanlar da dava dilekçelerinde sahil yolunun vereceği zararları tek tek anlattı. Dilekçelerde sahil yoluna alternatif güzergâhlar olduğu vurgulandı. Projenin şehircilik ilkelerine aykırı olduğu, planlamanın yanlış olduğu, görüntü ve gürültü kirliliğine neden olacağı anlatıldı. Ayrıca sahil yolunun denizle yerleşim yeri arasında bir bariyer görevi göreceğini, deniz varlığının bölgenin gelişiminde etkili olduğu ve bunun unutulmaması gerektiği ifade edildi. Danıştay, 2009’da iki davada da aynı kararı verip yolun imar planlarını iptal etti.
Bakanlık itiraz etti
Dönemin Bayındırlık, günümüzün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kararı temyiz etti. Radikal'den Serkan Ocak'ın haberine göre, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, davayı 8 yıl sonra karara bağladı. Kurul, Karadeniz Sahil Yolu projesinin imar planlarını iptal eden Danıştay kararını onadı. Karadeniz Sahil Yolu’nu plansız hale düşüren karar, oy birliği ile alındı. Davayı açan Karadenizliler, yargı yoluyla kazandıkları başarıyı yola karşı mücadele veren ancak 2005’te uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden avukat Cihan Eren’e ithaf etti.
Etkisiz karar
Karadeniz Sahil Yolu 2007’de tamamlandı. Yol hizmete açıldı. Davanın avukatlarından Yakup Okumuşoğlu şunları söyledi: “Karar, ne yazık ki icrası mümkün olmayan ‘etkisiz yargı’ kararlarına eklenen yeni bir örnek olarak arşivimizde yer alacak. Kararı uygulamak, uygulatmak için davayı kazanmak yetmiyor. Bize bir de hukuka bağlı idare lazım. Bu dünyada kararın uygulanacağına dair umudumuz ise yok. Bu sebeple kararın icrasını biz artık öbür dünyaya bıraktık.”
Trajikomik durum
Davacılardan Hasan Sıtkı Özkazanç ise yapılan deniz dolgusu ile yolun yanlışlığının bu kararla bir kez daha teyit edildiğini belirterek şöyle konuştu: “Trajikomik olan, davalar esnasında bilirkişilerin ve davacıların önerdikleri güney yolu geçişleri Ardeşen, Fındıklı, Arhavi ve Hopa’nın güneyinden geçecek şekilde Artvin , Rize, Trabzon ve Giresun illerini kapsayan 1/100 binlik çevre düzeni planına konmasıdır. Akla ‘bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’ deyişi geliyor. Tek tesellimiz bu davalar ve verilen mücadele sonucunda Karadeniz Sahil Yolu’nun yanlışlığının herkes tarafından anlaşılmış olmasıdır.”