Oran, kalp hastası olan çocukların kendilerine çoğu zaman nefes darlığı, çarpıntı ve çabuk yorulma şikâyetiyle geldiğin belirterek, “Dudaklarda morarma gibi şikâyetlerle gelirler. Özellikle yeni doğan döneminde çok aşırı terleme ve emerken çok çabuk yorulma şikâyetleriyle geliyorlar. Daha sonra yapılan muayenesinde kalbinin delik olduğunu fark ediyoruz. Bazen de sağlık ocaklarında bu ilk tanı konuyor. Oradaki arkadaşımız bir ses duyuyor ve bize yönlendiriyor. Sonraki incelemeler de eni, boyu mm.lik olarak ölçüyor, oradaki basınçlar tek tek ölçülüyor. Daha sonra da anjiyo yapılıyor gerekirse uygun zaman da ameliyatla kapatılıyor. Son yıllarda önemli gelişmeler oluyor dünyada. Bazıları ameliyatsız bir şekilde çapları yerleri uygunsa ameliyatsız olarak kapatılıyor. Çocuk böylece büyük bir açık kalp ameliyatı geçirmemiş oluyor. Bu ameliyat İstanbul, Ankara, İzmir’de yapılıyordu. Konya’da da yapalım dedik. Yrd. Doç. Dr. Derya Çimen’le bu yola girdik, üç hastaya bir gün verdik. 3 Haziran Cuma günü arka arkaya 3 hastanın da kalplerindeki delikleri kapattık. Kapatma işlemi bir iki dakikalık bir işlen ama çocuğun hazırlanması, uyutulması, steril hale getirilmesi, damar yoluyla damara girilmesi bunlar zaman alıyor ama işlem birkaç dakika sürüyor” dedi.
Ameliyatta, Ar-Ge merkezlerinde değişik firmaların geliştirdikleri cihazları kullandıklarını belirten Oran, “Türkiye, Avrupa, Asya gibi dünyada birkaç marka var. Ülkemizde üretilmiyor dışardan alıyoruz. Kalbe koyduğumuz zaman genişleyerek o deliği kapatıyor. Taktığımız bu cihaz daha sonra çıkartılmıyor. Zararı da şu ana kadar görülmedi. Dünyada firmaların istatiklerine göre 10 binden fazla kişinin kalbi bu şekilde kapatılmış. Cihaz titatyum ve nitrelden yapılmış bir soy metaldir. Vücuda herhangi bir reaksiyonu yoktur. Büyüklükleri mercimek kadardır. Her yaşta için kullanılabilir olabilir. Yeni doğan döneminden yetişkinliğe kadar. Bu cihazın masrafını SSK’lılara devlet ödüyor” diye konuştu.
Çocuklardaki kalp delikleri hakkında da bilgi veren Oran, “Canlı olarak doğan her 100 bebekten biri kalp hastalığı ile doğmaktadır. Ülkemizde her yıl dünyaya gelen bebeklerden yaklaşık 3 bin kadarında kalp karıncığı ya da kulakçığında delik bulunmaktadır. Bunlardan küçük bir bölümü zaman içinde küçülüp kapanmakla birlikte, hepsinin mutlaka yakından izlenmeleri ve uygun zamanda kapatılmaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Kalp delikleri ve kalpteki deliklerin önemiyle ilgili de konuşan Oran,
“İnsan kalbi dört odacıktan oluşmaktadır. İki tanesi üsttedir ve bunlara kulakçık ismi verilir, iki tanesi de alttadır, bunlara da karıncık ismi verilir, bunlardan sağdakinde kirli kan ve soldakinde de temiz kan bulunmaktadır, bu odacıklar bir bölme ile birbirinden ayrılmıştır ve normalde kanları birbirine karışmaz. Bazı bebeklerde bu bölmelerde delik veya delikler olur. Kan sol kulakçıktan veya karıncıktan sağa doğru geçer, temiz kan kirli kanla karışır ve kalbin sağ odacıklarında yüklenme, genişleme ve sonuçta kalp yetmezliğine neden olur. Akciğer damarında basınç yüksekliğine bağlı çocuklarda gelişme geriliği ve sık üst solunum yolu enfeksiyonlarına yol açar. Bazı aileler nasıl olsa zamanla kapanır diyerek bebeklerinin kalbindeki deliği önemsemediklerini görüyoruz. Eğer deliğin küçük olduğu görüldüğünde, kendiliğinden kapanması beklenir de çocuk kontrollere getirilmezse daha büyük zararlara neden olabilir. Çocukların teşhis için zamanında doktora götürülmemesi veya kontrollere gelmemeleri nedeniyle her yıl bir çok çocuk mağdur olmakta, sonradan düzeltilmesi mümkün olmayan zararlara uğramaktadır. Bu nedenle anne ve babaların çocuklarının kalbindeki deliği önemsemeleri ve en küçük bir şüphe durumunda bir sağlık kuruluşuna götürmeleri gerekiyor” dedi.
Hastalığın belirtilerini anlatan Doğan, “Yenidoğan bebekte devamlı veya ağladığı zaman artan morarma, zor nefes alma, solunum sıkıntısı, emerken terleme, gelişme geriliği, kilo alamama, sık tekrarlayan solunum yolu veya akciğer enfeksiyonları ilk bulgular olabilir. Kalbinden üfürüm ismi verilen farklı bir sesin duyulması, başka nedenlerle çekilen bir akciğer filminde kalpte büyüme fark edilmesi, bayılma, göğüs ağrısı ve çarpıntı da kalp hastalığı lehine değerlendirilmelidir. Delikler çok küçükse bir kısmının ameliyatına gerek duyulmuyor. Ancak geniş delikler çocuklar ileri yaşlara gelmeden uygun bir yaşta kapatılmalıdır. Çoğu zaman geniş olan kalp delikleri, kalp zarından alınan bir parçanın kullanılması ile kapatılmaktadır. Bu işlem açık kalp cerrahisi ile yapılmakta, akciğer kalp makinasına bağlandıktan sonra, çocuğun kalbi geçici bir süre durdurulmakta, tamir işlemi bittikten sonra kalp tekrar çalıştırılmaktadır. Son yıllarda artık kalpteki uygun olan deliklerin ameliyat olmaksızın ve kalp kateterizasyonu ile özel bir cihaz yerleştirilerek kapatılmaları mümkün olmaktadır. Dünyada bu güne kadar binlerce çocuğun tedavisi ameliyatsız olarak gerçekleştirilmiştir. Ülkemizde de artık bu tedavi yöntemi başarıyla uygulanmaktadır. Günümüzde kadın-doğum uzmanları tarafından, hamilelik süresince ultrasonla ve tarama testleriyle anne adayları izlenmektedir. Eğer kalple ilgili şüpheli bir bulgu fark edilirse, fetal ekokardiyografi ile kalpteki delikler daha anne karnındayken gösterilebilmektedir” diye konuştu.
Başarılı bir ameliyatla sağlıklarına kavuşan 3 çocuğun ailesi ise ameliyattan sonra rahat bir nefes aldıklarını söylediler.
zedhaber