İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Demirkesen, erkeklerde kalp ve damar rahatsızlıklarının ilk belirtisinin cinsel işlev bozuklukları olduğunu söyledi.
Erkeklerin damarları erken tıkanıyor
2025'te erkekler yatakta mutsuzlaşacak
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Demirkesen, Ulusal Üroloji Kongresi için geldiği Antalya'da yaptığı açıklamada, cinsel işlev bozukluklarının birçok hastalığın belirtisi olabileceğini vurguladı.
Prof. Dr. Demirkesen, cinsel işlev bozukluklarının altında hem psikolojik hem de nörolojik sebeplerin yatabileceğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"Damar bozukluklarının ilk belirtisi, erkeklerde cinsel işlev bozukluklarıdır. Metabolik sendrom dediğimiz gizli bir takım metabolizmik bozukluklarla birlikte seyrettiğini düşündüğümüz ereksiyon ya da sertleşme işlevindeki bozukluğun iyi incelenmesi gerekiyor. Bunun altında yatan sebebin ortaya konulması çok önemli. Bu tip problemi olan kişilerin de gerek hayat şeklini değiştirerek, gerekse bir takım tedaviler eşliğinde buna mutlaka önlem almaları gerekiyor. Sertleşme bozukluğu deyip geçmemek lazım. Bu işlev, yanında hayatı tehdit edecek hastalıkların ön belirtisi şeklinde olabilir."
Sertleşme sorunu
Cinsel işlev bozukluklarının diyabet ya da gizli şeker hastalığının da belirtisi olabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Demirkesen, sorunun hem omurilik yapısıyla, hem de omurilik üstü bir takım rahatsızlıklarla ilişkilendirilebileceğini belirtti.
Demirkesen, şöyle konuştu:
"Bu durum, gerek sertleşme bozukluğu, gerekse ejekülasyon (boşalma) bozukluğu şeklinde gündeme gelebilir. Bu, idrar kaçırmayla birlikte oldukça karmaşık bir durum oluşturmakta. Antidepresan kullanan hastalarda da ilaç kullandıkları sürece işlev bozukluğu olabilir. Bunun geçici olduğunu belirtmek gerekiyor. İlaç kullanımının sona ermesinin ardından bu geri dönüşümler ya da bu fonksiyonel durumun yeniden kazanılması gündemde olabilir. Sertleşme problemleri olanlar, bunun altında yatan nedenlerin belirlenmesi için gerekli laboratuar incelemelerini yaptırmalılar. Altında yatan sebeplere uygun tedbirler alınırsa, sertleşme işlevinde de gelişmeler kaydetmek mümkün gibi gözüküyor."
Cinsel işlev bozukluğu olanların bilinçsiz ilaç kullanmalarının yanlış olduğunu da anlatan Demirkesen, muayene olmadan ve altında yatan sebepler ortaya çıkmadan kullanılacak ilaçların sorunu çözemeyeceğini dile getirdi.
Prof. Dr. Oktay Demirkesen, cinsel işlev bozuklukları yaşayanların birtakım ilaçları edinmelerinin eskiye göre daha kolay olduğunu belirterek, şu bilgileri verdi:
"Bir hekime gidilerek altta yatan sebep ortaya konulabilirse daha etkili, daha yüz güldürücü tedaviler ortaya çıkarmak ya da hastaya uygulamak mümkün. İlaç kullanarak bunu geçiştirmek yerine sorunun altında yatan sebeplerin ortaya konulması ve belki de başka hayati durumların da tespit edilmesi mümkün. O açıdan ilaç kullanmak yerine mutlaka bir hekime başvurarak uygun tedavi neyse onun uygulanmasını kesinlikle tavsiye ederim."
Özellikle genç yaşlarda yaşanan sorunlarda, altında başka bir sebebin yatması olasılığının yüksek olduğunu kaydeden Demirkesen, genç hastaların mutlaka hekime başvurmaları gerektiğinin altını çizdi.
Prof. Dr. Oktay Demirkesen, şöyle konuştu:
"İşlev kaybının önlenmesinde beslenme çok önemli. Yaşam tarzının değiştirilmesi çok önemli. Kişilerin damar hastalıkları yaratacak beslenmeden kaçınmaları gerekir. Sigara tüketimi de kötü beslenmeyle çok önemli bir risk faktörü. Sigara hem kalp ve damar hastalıkları için hem de sertleşme konusunda önemli bir sorun olarak gözüküyor."
(AA)