Dünyada kalp ve damar hastalıkları yüzünden her yıl 17.5 milyon insan hayatını kaybediyor. Maalesef artık kalp krizi veya inme sebebiyle ölüm oranı HIV pozitif, tüberküloz, sıtma, diyabet, kanser ve kronik solunum hastalıklarının tümünden ölenlerle aynı sayıya ulaşıyor…
Bugün Dünya Kalp Günü
Kalp ve damarlarınızı siyah çikolatayla koruyun
Türkiye’de de her yıl hayatını kaybedenlerin yarısının kalp krizi veya inmeden dolayı öldüğünü tespit eden bilim adamları uyarıyor: “İstatistikler korkutucu ama kalp hastalıkları büyük oranda önlenebilir. Bu yüzden risk taşıyanların erken teşhisi, tedavide büyük başarılara yol açıyor. Riskinizi tanıyın, önleminizi alın.”
İşin acısı eskiden yaş ilerledikçe karşılaşılır gözüyle bakılan kalp ve damar hastalıkları bugün çocukluktan itibaren her yaş grubunu tehdit eder hale geliyor. Bu yüzden kendi yaşam tarzımız ve genetik özelliklerimizin kontrol edilerek riske katkıda bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekiyor.
Akşam gazetesindeki yazıda, Dünya Kalp Federasyonu Başkanı Prof. Dr. Shahryar Sheikh de bu sebeple, “Kalbinize iyi bakmaya başlamak için asla çok erken ya da çok geç değildir” diyor.
İşte bu yüzden 2008 Dünya Kalp Günü’nde tüm dünyada ‘Riskinizin farkında mısınız’, ‘Kalp krizi ve felçten korunmak için önlem alıyor musunuz’ sloganıyla bilinçlendirme aktiviteleri yapılıyor.
Tansiyonunuzu ölçtürün
İstanbul’da da Şişli Belediyesi Konferans Salonu’nda düzenlenen toplantıda İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Karpuz halka, sigara, obezite, fiziksel aktivitesizlik, hipertansiyon, diyabet, metabolik sendrom ve lipitlerin kalp krizi üzerine etkileri ile kalp krizi ve felç riskini önleyebilmek için doğru beslenme, egzersiz ve kan sulandırıcı ilaçların önemini anlattı. Toplantının ardından Bayer’in desteğiyle tüm katılımcılara ücretsiz kardiyovasküler risk taraması yapılarak, onların risklerini tanımalarıyla ilgili önemli bir adım atıldı.
Kalp hastalıkları ve inme için risk düzeyinin en önemlilerinden birinin yüksek tansiyon olduğunu belirten Prof. Dr. Hakan Karpuz da, “Yüksek tansiyon, dünya genelinde halen 1 milyar kişiyi etkilemekte ve çok yüksek olduğu her gün, bedene zarar verebilir. Genellikle yüksek tansiyonun belirgin bir bulgusu yoktur ama sağlık profesyonelleri için belirlemesi çok kolaydır ve çoğu kez yaşam tarzı değişikliği ve/veya ilaçla kontrol altına alınabilir” diyor.
Risk düzeyinin öğrenilmesi ise sizin belki de tüm yaşamınızın hipertansiyon tarafından etkilenmesini önleyecek basit ama önemli bir adım olacak… Tansiyonunuzu ve özellikle kan kolesterol ve kan şekeri düzeylerinizi; boyunuz, kilonuz ve bel ölçünüzü biliyorsanız sağlık profesyonelleri kalp hastalığı ve inmeden etkilenme riskinizi azaltmak için yapmanız gerekenleri size anlatabilecektir. Böylelikle yaşamınız boyunca size yetecek bir kalbiniz olacak.
Uygulamak kolay değil
Ne dersiniz belki de bu yıl aracınız, bilgisayarınız, cep telefonunuz için gösterdiğiniz özeni kendi vücudunuz için de göstermek için adım atmaya karar verirsiniz. Çünkü yaşam tarzını kalp sağlığı için değiştirebilmek ve bu değişimi korumakta ısrarcı olmak kolay değil. Örneğin önemli bir kadın sağlığı araştırması verileri; kilosunu arzu edilebilir düzeyde koruyan, sağlıklı bir diyet uygulayan, düzenli egzersiz yapan, sigara içmekten kaçınan ve ılımlı düzeyde alkol kullanan kadınların kalp krizi riskini yüzde 84 oranında azalttıklarını öne sürüyor. Ancak, araştırmaya katılan kadınların sadece yüzde 3’ünün bu tavsiyeleri uyguladığı da belirlenmiş!
Yani tavsiyeleri söylemek kolaydır ama “Çok meşgulüm”, “Bu çok zor”, “Daha gencim”, “Artık çok geç” gibi alışılmış bahanelerden vazgeçmek ise zordur. Yaşam tarzınızla ilgili değişiklikler yapmak kesin kararlılık ve pozitif yaklaşım ister. Hedefinize yani ödülünüze kilitlenin. İşte birkaç ipucu:
Hedefleriniz konusunda açık ve gerçekçi olun: Hedefleriniz ulaşılabilir, yaşamınızın ve alışkanlıklarınızın bir parçası haline gelebilecek türde olsun (Örneğin, makul bir egzersiz programı, makul miktarda kilo kaybı).
Kendinize bakmayı bir öncelik haline getirin: Sağlığınızı korursanız işinizde, evinizde ve her yerde olabileceğinizin en iyisi olmaya kendinizi hazırlarsınız.
Sağlığınızı bir ekip olarak ele alın: Kalp sağlığınız için gerekli en iyi tıbbi ilaç kullanımı ve yaşam değişikliklerini ortaya çıkarabilmek üzere doktorunuzla açık iletişim ve düzenli diyalog içinde olun.
Talimatlara uyun: Eğer doktorunuz belirli yaşam tarzı değişiklikleri ya da ilaç kullanımı önermişse doktorunuzun tavsiyelerine tamamıyla uyduğunuzdan emin olun. Sağlığınızda sürdürülebilir gelişmeler olması için tavsiyelere uyum çok önemlidir.
Destek alın: Hedeflerinize ulaşmak için arkadaşlarınızdan ve ailenizden destek alın. Destek gruplarına katılın, eğer gerekirse kalifiye bir terapist ya da danışmandan yardım alın.
Başarınızı kutlayın: Kendinizle ilgili iyi hislere sahip olmanız ve attığınız pozitif adımlara güç kazandırmanız önemlidir.
Olumlu bakışınızı kaybetmeyin: Her seferinde bir kademe ilerleyin ve ulaşmaya çalıştığınız yaşam tarzı değişikliklerinin zaman içerisinde sizin için ikinci derecede önemli hale dönüşeceğini aklınızdan çıkarmayın.
Bilgisayardan kalk, spor yap!
ErİŞkİn yaşta kalp-damar hastalıklarından korunmak, çocukluktan itibaren bazı risk faktörlerinin önlenmesi ile mümkün oluyor. VKV Amerikan Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Dr. Genco Yücel, özellikle yarışmalı sporlara hazırlanan ve ailevi risk faktörleri taşıyan çocukların sağlıklı şekilde spor aktivitelerine katılabilmeleri için bazı testlerden geçmesi gerektiğini belirtiyor. Dr. Yücel, spor aktivitesini ailelerin takip etmesini de önererek şunları söylüyor: “Çocukların çeşitli sportif aktivitelere haftada en az 3 kez, 30-60 dakikalık süreyi kapsayacak şekilde katılmaları gerekir. Ancak spor yapan çocuk ve gençlere, bazı koşullarda kardiyolojik değerlendirmeler yapılması gerekir. Bu koşullar; özellikle çocuğun egzersiz sırasında göğüs ağrısı, çarpıntı, baş dönmesi, bayılma gibi yakınmalarının olması ve ailede 50 yaşından önce ani olarak kaybedilen bir bireyin varlığıdır. Çocukların sağlıklı şekilde spor aktivitelerine katılabilmeleri için EKG, kardiyolojik muayene, efor testi, ekokardiyografik tetkikler gibi bazı testlerden geçmesi gerekir.”
Günde 30 dakika egzersizle ömrünüze ömür katın
Bol meyve ve sebze içeren sağlıklı besinler yiyin, tuz/şeker tüketimini azaltın, yüksek ve/veya doymuş yağ içeren besinler yerine doymamış, düşük yağlı besinleri seçin.
Günde an az 30 dakika egzersiz yapın.
Tütün ürünleri kullanmaktan ve ikincil sigara dumanı solumaktan kaçının.
KVH geliştirme riskiniz yüksekse düşük dozda Aspirin kullanmak gibi koruyucu tedaviler konusunda doktorunuza danışınız.
Riskinizi ölçün
Aile öyküsü: Ana-babaları ya da çocuklarında halen kardiyovasküler hastalıklar (KVH) olan ya da bu nedenlerden ölenlerin varlığı halinde bu kişilerin kendilerinde de hastalık gelişme olasılığı yüksektir.
Yaş: Özellikle 40 yaş üstü erkekler ve 50 yaş üstü kadınlarda risk daha fazladır.
Sigara içme: Sigara içmek ani kardiyak ölümleri açısından önemli bir risk faktörüdür; sigara içenlerin kalp krizi geçirme riski içmeyenlerin 6 katıdır.
Yüksek kolesterol: Yaşam tarzı değişiklikleri ve doktor kontrolünde ilaç kullanımı yüksek kolesterolü kontrolde yardımcı olur. Doymuş yağ ve kolesterolü düşük gıdalar yiyin, sağlıklı kilonuzu koruyun ve LDL ya da ‘kötü’ kolesterol miktarını düşürmek üzere egzersiz yapın.
Yüksek tansiyon: Yüksek tansiyon; inme, kalp krizi, böbrek yetmezliği ve konjestif kalp yetmezliği riskini artırır. Meyve ve tam tahıl oranı yüksek yağ ve kolesterolü düşük bir diyet uygulayın.
Fiziksel aktivite yokluğu: Fiziksel aktivite sadece kalbinize yararlı olmakla kalmaz; akciğerlerinizi güçlendirir, kaslarınızı geliştirir, kemik kaybını yavaşlatır ve diğer yaşla ilgili sağlık sorunlarını geciktirebilir.
Obezite: Aşırı kilolu insanlar kalp hastalığı ve inme geçirmeye daha yatkındırlar. Daha besleyici bir diyet için yüzde 5 ya da daha az sodyum, yağ ve kolesterol içeren gıdaları tercih edin
Diyabet: Tip 2 diyabetli olmak; böbrek hastalıklarına, körlüğe ve tüm bunlar arasında yaşamı en çok tehdit eden sonuca kalp-damar hastalıklarına sebep olabilir. Diyabet hastalarının yüzde 50’si kalp hastalığı, inme ya da diğer KVH nedeniyle yaşamlarını yitirir.
Aspirin’i doktorunuz önerirse kullanın
Aspİrİn tedavisinin, yüksek risk grubundakilere bir doktor tarafından önerildiğinde kalp krizi ve inme riskini önlemede etkin olduğuna dair araştırma sonuçları elde edilmiştir. Aspirin’in ilk kalp krizi riskini yüzde 32’ye kadar önlediği gösterilmiş olup olası bir kalp krizi sırasında alındığı ve en az 30 gün alımı sürdürüldüğü takdirde Aspirin, ölüm ihtimalini yaklaşık yüzde 23 oranında azalttığı ifade ediliyor. Amerikan Kalp Kuruluşu ve Avrupa Kardiyoloji Derneği dahil birçok büyük sağlık kuruluşu tarafından yayınlananlarda dahil güncel klinik uygulama kılavuzlarında doktorlara uygun hastalar için Aspirin tedavisini düşünmeleri önerilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki Aspirin, herkese uygun değildir; bu yüzden kardiyovasküler risk düzeyinizi belirlemesi ve Aspirin rejiminin size uygun olup olmadığını belirlemek için doktorunuza danışınız.