Söylentisi bile sattırıyor ancak araştırmacılar kaktüsün radyasyonu emmesiyle ilgili bugüne kadar bir bilgiyle karşılaşmadıklarını ifade ediyorlar.
Konya Çiçekçiler Odası Başkanı İsmail Dikici, önceleri Konya'da kaktüsün çiçekçilerde fazlaca talep gören bir bitki olmadığını, genelde komşudan komşuya alışverişi yapılarak bazı evlerde yetiştirildiğini belirtti.
Vatandaşların, yaklaşık bir yıl önce kendilerine, kaktüs bulunup bulunmadığını sıklıkla sormaya başladıklarını anlatan Dikici, ortaya çıkan talep üzerine, iş yerinde daha önce sadece görsel zenginlik olarak bir kaç tane bulundurdukları kaktüslerden fazla sayıda getirtmeye başladıklarını söyledi.
Adana ve Yalova'daki bitki seralarından getirttikleri kaktüslerin yoğun ilgi gördüğünü ifade eden Dikici, şöyle konuştu:
''Kaktüsü de diğer gül ve çiçek çeşitleri gibi satmaya başladık. Kaktüse olan bu talep artışına önceleri bir anlam veremedik. Ancak gelen bazı müşterilerin, bilgisayar, televizyon gibi elektronik eşyaların yanına konulan kaktüsün, bu cihazlardan yayılan radyasyonu emerek olumsuz etkisini azalttığını öğrendikleri, kaktüsü bu nedenle satın almaya geldiklerini söylemeleri üzerine durumu anladık. Sonuçta, kaktüsün radyasyonu emdiği şeklindeki internette yer alan haberler nedeniyle son bir yıldır kaktüs satışlarımız arttı. Ancak, kaktüsün gerçekten radyasyon emici bir özelliği olup olmadığını da kesin olarak bilmiyoruz. Vatandaş bizden talep ediyor, biz de satıyoruz.''
Halen kendi iş yerinde ayda yaklaşık 30-40 kaktüs satıldığını ifade eden Dikici, kaktüslerin çeşidi ve büyüklüğüne göre 7.5 ile 10 TL'den alıcı bulduğunu belirtti.
Kaktüsle ilgili net bir bilimsel görüş yok
Selçuk Üniversitesi (SÜ) Meram Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mine Genç, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, vatandaşların net olmayan bilgilerle, ''sözde radyasyonu emdiği için'' kaktüs satın almasının şaşırtıcı olduğunu söyledi.
Bu konuyla ilgili özel bir araştırma yapmadıklarını ifade eden Genç, ''Kaktüsün radyasyonu emmesiyle ilgili bugüne kadar bir bilgiyle karşılaşmadık. Zaten bizim işimiz, radyasyonun olumsuz etkilerini araştırmak değil, radyasyonu kullanarak hastaları tedavi etmek'' dedi.
TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi'nde radyasyonun, iyonlaştırıcı olan ve olmayan olmak üzere ikiye ayrıldığı belirtilerek, ''Atomları iyonlaştıracak kadar yüksek enerjiye sahip olmayan radyasyon, hedef malzeme üzerinde bir miktar ısı artışına yol açar ve bilindiği kadarıyla, canlı organizmalar üzerinde olumsuz bir etkiye sahip değildir'' deniliyor.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ne diyor?
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ise resmi internet sitesindeki ''sık sorulan sorular'' bölümünde, ''Televizyon ekranları ve bilgisayar monitörleri radyasyon yayar mı?'' şeklinde yöneltilen bir soruya şu yanıt veriliyor:
''Katot ışın tüplü televizyon ve bilgisayar monitörleri, x- ışını üretmekle birlikte normal çalışma koşullarında yüzeyinden 10 cm mesafedeki herhangi bir noktada doz hızı 1 µSv/h (0.1 mrem/h) değerini aşmayan x- ışını yaydıklarından dolayı, Radyasyon Güvenliği Yönetmeliğinin 5. maddesinde belirtilen muafiyetler kapsamında olduğundan düzenlemeye tabi değildir.
Katot ışın, tüpsüz televizyon ve bilgisayar monitörleri iyonlaştırıcı radyasyon kaynağı değildirler. Radyasyon Güvenliği Tüzüğü gereğince iyonlaştırıcı olmayan radyasyon kaynakları kurumumuz faaliyet alanı kapsamında değildir.''
Radyasyonla ilgili Türkiye'de eğitim veren akademik kuruluşlarda görevli radyoloji uzmanları ise elektronik cihazların yanına konulan bitkilerin radyasyonu absorbe ettiği (katı veya sıvı bir maddenin bir gazı, ışığı içine alması, emmesi) ile ilgili bilimsel bir bilgiye sahip olmadıklarını, bu konuyla ilgili araştırma yapmanın da kendi görev alanlarına girmediğini söyledi.
(AA)