Kainatın başlangıcı ve yıldızların oluşumunu incelemek amacıyla perşembe günü Fransız Guyanası'ndan iki uydu fırlatılacak.
Planck uydusu, kainatın ilk evresini daha iyi anlamaya çalışırken, Herschel gözlemevi de yıldızların oluşumunu inceleyecek.
Kourou uzay üssünden Ariane-5 roketiyle uzaya gönderilecek uydular, uzak evrenin ilk zamanki şartlarını mercek altına alabilmek için Dünya'dan 1,5 milyon km uzakta Güneş'in aksi istikametinde "mevzilenecek." Bu sayede Dünya'nın gölgesi üzerlerine düşmeyecek ve mutlak sıfıra (eksi 273 santigrat derece) yakın ortamda çalışacak son derece hassas cihazları, Dünya'nın gölgesi veya sıcaklıktan menfi yönde etkilenmeyecek. Uzay teleskobu Hubble ise gölge ve sıcaktan olumsuz etkilenmişti.
3,5 metre çapında aynası bulunan Herschel uydusu, gerek çok uzaktaki yıldızlara, gerekse "yakınlardaki" molekül bulutlarına bakarak, genç yıldızların oluşumunu anlamaya çalışacak.
Paris'teki Astrofizik Enstitüsü Müdürü Laurent Vigroux, "yıldızlararası bulutun yıldızları nasıl oluşturduğunu pek iyi bilmiyoruz. Sıcaklıkları 50 kelvin dereceyi (eksi 223 santigrat derece) geçmeyen bu toz parçacıklarını göremiyoruz..." dedi.
Herschel'deki üç cihaz, en az enerji yayan en soğuk gök cisimlerini tespit edebilmek için kızılötesi ışınımları inceleyecek.
Bu cihazların sağlıklı çalışabilmesi için soğuğun elzem olduğunu belirten uzmanlara göre, cihazlar çalışırken ısınınca kendileri de ışın yayıyor ve ölçümler bu yüzden şaşıyor.
Herschel'e en az üç yıl ömür biçiliyor. Bu süre zarfında dünyanın dört bir yanından birçok astronom, Herschel'in yollayacağı bilgilerden yararlanacak.
Planck uydusu ise, kainatın Büyük Patlamayla doğumundan yaklaşık 380 bin yıl sonra yayılan ilk "fosil" ışınları incelemekle görevli. Bu ışınımdaki dalgalanmaları milyonda bir derece hassasiyetiyle tespit edebilecek kapasiteye sahip Planck, "kozmik ışınım haritasını" çıkaracak. Harita; evren geometrisi, evrenin genişleme hızı ve nihayetinde evrenin kendi üzerine muhtemel çöküşü (Büyük Çöküş), karanlık maddenin tabiatı ve miktarı gibi konuların daha iyi anlaşılmasına imkan verecek.
15 ay ömür biçilen Planck, "kozmoloji ve temel fizik arasında" görev yapacak.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA) ile Avrupa Uzay Ajansı (ESA) arasındaki yakın işbirliğiyle üretilen Planck, selefi WMAP'ın ancak 450 yılda toplayabileceği bilgiyi bir yıl içinde toplayacak.
Bu araştırma, toplam 1,6 milyar Euroya mal olacak.
Kozmik ışınım
Modern kozmolojinin önde gelen isimlerinden Georges Lemaitre'in "dünyaların doğumuyla kaybolan parıltı" olarak tanımladığı kozmik ışınımın, kainatın dünü ve yarınını aydınlatacağı düşünülüyor.
Uzmanlara göre, artık soğuyarak "fosilleşen" ve aslında bütün uzayı dolduran bu ışıma, "kainatın gençlik döneminin silinmez nişanesini"oluşturuyor.
Büyük Patlamadan hemen sonra evren çok yoğun ve çok sıcaktı. İlk fotonlar (ışık tohumları) maddeyle dur durak bilmeden çarpışarak etkileşim halindeydi. Elektronlar oluşum halindeki ilk atomlarla birleşince madde ve ışık ayrıldı, kainat saydam hale geldi. Ve böylece serbest kalan ilk fotonlar, başlangıç özelliklerini muhafaza ederek galaksiler arası boşluğa serbestçe yayıldı. Evren genişlerken fotonların dalga boyu arttı, sıcaklıkları ise düştü. Yaklaşık 3 bin santigrat derece sıcaklıkla yayılmaya başlayan fotonların sıcaklığı, bugün mutlak sıfırın sadece 2,7 kelvin derece üzerinde.
Bu sıcaklıktaki dalga boyu, cep telefonları veya TV yayınlarında kullanılan Hertz dalga boyuna yakın. Bu da, herhangi bir kanala ayarlanmamış TV ekranındaki karlanmanın, kozmik ışımadan kaynaklandığı anlamına geliyor.
Fosil ışınımı, zaten 1965 yılında, bir telefon şirketinde çalışan iki araştırmacı, anten ayarlamaya çalışırken tesadüfen bulmuştu. Araştırmacılar, 13 yıl sonra Nobel ödülüyle taltif edilmişti.
Kozmik ışınımı ilkin COBE, sonra da WMAP uyduları mercek altına almıştı. Planck, kozmik ışımayı çok daha hassas cihazlarla inceleyecek üçüncü uydu oluyor.