2015-2016 yılları arasında Sur, Cizre, Şırnak, Yüksekova, Nusaybin ve Van’daki çatışmalı döneme tanıklık eden 18 kadının yaşadıkları ‘Kadınların Göç Hikâyeleri’ ismiyle kitaplaştırıldı. Kitapta, Cizre’deki sokağa çıkma yasakları sırasında hayatını kaybeden ve cenazesi günlerce derin dondurucuda kalan Cemile Çağırga’nın annesi Emine Çağırga’nın da anlattıklarına yer verildi.
Bas News’ten Rabia Çetin’in haberine göre Çağırga, kızının hayatını kaybettiği 7 Eylül 2015’i ve sonrasında yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Hendek dönemi 1,5 yıl sürdü. Bazıları destekliyordu, bazıları karşı çıkıyordu. Ama hepimizin iteği Cizre’nin artık sakin olması, evlerin basılmamasıydı. İlk sokağa çıkma yasağı 9 gün sürdü. 9 gün boyunca evimizden çıkmadık. Yasak kalkınca hepimiz sokaklara çıkıp aynı şeylerin tekrar yapılmaması için yürüdük. Cemile de çıkmıştı sokağa. Hatta bana ‘Sen de gel’ diyordu. Kardeşiyle beraber gitmişti yürüyüşe. Yürüyüş sonrasında Botan diye birinin taziyesi vardı. Yürüyüş bittikten sonra Cemile geldi evin önünde oturdu.
"Kızımı kucağıma aldım ‘Ah anne’ dedi, sonra bitti…"
“Sonraki gün yine akşam saatlerinde Cemile evin önünde sandalyede oturuyordu. Kalabalıktı. Akşam 8 sıralarıydı. Yine yürüyüş yapılıyordu, ben de Cemile’ye ‘kızım kalk içeri gir’ dedi. O daha otururken ben eve girdim. Tam o sırada silahlar patladı. 7-8 insan düşmüştü. ‘Cemile’ diye seslendim ses çıkmadı. Koştum, kızımı kucağıma aldım ‘Ah anne’ dedi. Sonra bitti…
“Yengeme ‘Cemile öldü’ dedim. Her taraf toz, duman içerisindeydi. Biz gaz attıklarını sanıyorduk ama aslında yıkılan duvarların tozu kalkıyordu. O gün ne babası ne de kardeşi yoktu evde. Aldık Cemile’yi alt kata indirdik. Sonra oğlu ve babası geldi. Elini tutuyordum, ‘Cemilem bir şey olmamış’ diyordum. Kurşun bir taraftan girmişti ve içeride kalmıştı. Gidip buz getirdim, göğsüne koydum. Babası su getirdi, yıkadık, kefenledik. Babası ambulans çağırdı gelmedi. Kimi çağırdıysak gelmedi. 1 hafta boyunca öyle bekledik. Sonra babası derin dondurucuya koydu…
"Kızımızı onunla aynı kaderi paylaşan insanlarla birlikte gömmek istedik"
“1 hafta sonra yine aradık ambulansı ve polisi, ‘Nusaybin Caddesi’nden İdil’e giden yola getirin’ dediler. Bir tabut hazırlayıp onu oraya götürdük. Nusaybin’den, Batman’dan bir sürü insan gelmişti. Hep beraber onu İdil Caddesi’ne götürdüler. Ama ambulanstakiler babasına ‘Kimse gelmesin’ yasak demiş. Sonra insanların dağılması için ateş etmişler. Oğlum, ‘Kurşunlar ayaklarımızın dibine düşüyordu’ dedi. Devlet kalabalıktan cenazeyi alıp Şırnak’a götürmüş. Cenaze orada 8 gün kaldı. Sonra yasak kaldırıldı. Şırnak Devlet Hastanesi’ne gittik. Cemile ile birlikte 22 cenaze vardı. Biz kızımızı onunla aynı kaderi paylaşan insanlarla birlikte gömmek istedik. Yasak kalkınca hepsini birlikte gömdük.”