T24 Haber Merkezi
Kadına Karşı Şiddet ve Ayrımcılığın Önlenmesine Yönelik Meclis Araştırma Komisyonu Başkanı Mustafa Hulki Cevizoğlu, "Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine karşın, Sözleşme'de yer alan her uygulamayı yerine getirmiştir" dedi.
Kadınların Her Türlü Şiddet ve Ayrımcılığa Maruz Kalmalarının Önlenerek Bu Alandaki Mevcut Düzenlemelerin Gözden Geçirilmesi ve Alınması Gereken Ek Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırma Komisyonu, AKP İstanbul Milletvekili Mustafa Hulki Cevizoğlu başkanlığında toplandı. Toplantıda, komisyonun izleyeceği yol haritası değerlendirildi.
Cevizoğlu, buradaki konuşmasında, 25 Kasım'ın, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olduğunu hatırlatarak, İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye'de tartışıldığını dile getirdi.
Avrupa Birliği'ne (AB) üye bazı ülkelerin İstanbul Sözleşmesi'ni imzalamasına rağmen kadına yönelik şiddetle mücadelede kendi ulusal iç mevzuatlarında hiçbir düzenleme yapmadığını anlatan Cevizoğlu, "Bu ülkeler, Estonya, Finlandiya, Letonya, İsviçre, Norveç, Güney Kıbrıs, Lihtenştayn. Bazı ülkeler de kısmi düzenleme yapmışlar. Örneğin Belçika, Hollanda, Almanya gibi ülkeler. İstanbul Sözleşmesi'ni 45 ülke imzalamasına rağmen imzalayan 26 ülke çekince koymuş. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmesine karşın, Sözleşme'de yer alan her uygulamayı yerine getirmiştir. Türkiye sadece sözel olarak değil yasal olarak, hukuksal olarak her şeyi yerine getirmiş" değerlendirmelerinde bulundu.
Cevizoğlu, Türkiye'nin kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında attığı adımları, yaptığı hukuki düzenlemeleri sıralayarak, bu konuda Türkiye dışında, AB üyesi ülkeler arasında, müstakil bir kanun yapan başka ülkenin olmadığını söyledi.
Kadına yönelik şiddet konusunda Avrupa'daki duruma değinen ve AB Kadın Lobisi'nin kadına yönelik şiddetle mücadele verilerini paylaşan Cevizoğlu, "AB Kadın Lobisi, 6 Şubat 2024'te bir rapor yayımladı. Bu rapora göre Avrupa'da, 2 bin 300 kadın eşleri ya da önceki eşleri tarafından öldürülüyor. Avrupa'da bu oran, haftada 45 kadının öldürülmesi anlamına geliyor. Avrupa'da kadınların 3'te 1'i fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyormuş. 15 yaşından itibaren her 3 kadından biri fiziksel ya da cinsel tacize maruz kalıyormuş" diye konuştu.
Komisyon Başkanı Cevizoğlu, dünyanın her yerinde görülen bu şiddetle mücadeleye yönelik Türkiye'de varsa eksiklikler ve çağın ihtiyaçlarına uygun eklenmesi gereken unsurlara göre düzenlemeler yapılacağını söyledi.
Cevizoğlu'nun konuşmasının ardından milletvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, komisyona gelecek"
AKP Diyarbakır Milletvekili Suna Kepolu Ataman, kadına yönelik şiddete karşı hep beraber çözüm bulunması gerektiğini söyledi. Kadına yönelik şiddetle mücadele kapsamında birçok kanun çıkarıldığını anlatan Ataman, "Burada sosyolojik bir şey var. Bu sorunun köküne kadar inmek lazım" dedi.
CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, daha önce kadına yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla TBMM'de komisyonların kurulduğunu hatırlattı. Bu komisyonların hazırladığı raporları anımsatan Kılıç, "Umarım hazırlayacağımız rapor, bir önceki rapor gibi tozlu raflarda kalmaz" ifadelerini kullandı.
Cevizoğlu'nun, İstanbul Sözleşmesine yönelik sözlerini eleştiren Kılıç, "Çok ciddi sorun var. İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması aslında kadına yönelik şiddeti rahatlatmamış, tam tersine sorunları büyütmüş" görüşünü savundu.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalanması ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Dair Kanun'u, iktidarın yaptığı iki önemli iş olarak nitelendirdi.
İstanbul Sözleşmesi'nin kıymetli bir sözleşme olduğunu ifade eden Kaya, "Yürürlükte olduğu dönemde de ne yazık ki uygulanmıyordu. Kadınlar sokakta, mahkeme salonlarındaki her yerde 'İstanbul Sözleşmesi uygulansın' diye mücadele ettiler" ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun, sorunların çözümünde sadece hukuk metinlerine bel bağlamanın doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, "Hukuk metinlerinin elinde sihirli bir güç yok, sorunları mucizevi bir şekilde çözemezler, sorunların tek sebebi olarak da yorumlanamazlar" dedi.
Özbudun, daha önce yapılan çalışmaları tekrar edecek çalışmaların, zaman kaybı olacağını belirtti.
AKP Çorum Milletvekili Yusuf Ahlatcı, Adalet Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile iletişim içerisinde kadın mağdurların bizzat dinlenmesinin yanı sıra şiddetin faili olan erkeklerin de komisyonca dinlenmesini istedi.
Tanımlama yapılırken "partner şiddeti" ifadesinin kullanılmasını öneren Ahlatcı, "Bir diğer husus, son derece iğrenç bir şekilde tanımlanan 'hayat kadını' gibi başlıklar altında bugün toplumumuzun kanayan yarası olan, bedenleri ile bir cinsel şiddete uğradığını düşündüğüm kadınlarımızın da durumunun komisyonumuz tarafından incelenmesi gerektiğini düşünüyorum" dedi.
İYİ Parti Tekirdağ Milletvekili Selcan Taşcı, komisyonda propaganda dilinin kullanılmaması gerektiğini, komisyonun sahaya odaklanmasında fayda olduğunu söyledi. Daha önceki araştırma komisyonlarında birçok kurum ve kuruluşun dinlendiğini anımsatan Taşçı, komisyonun daha önce dinlenmeyen kuruluşlarla çalışmalarına başlaması gerektiğini de söyledi.
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen, bu yılın 10 ayında 276 kadının hayatını kaybettiğini belirterek, bunun, çok yüksek bir sayı olduğuna işaret etti. Esen, bu yıl 35 kadının da koruma kararı olmasına rağmen öldürüldüğünü belirtti.
Konuşmaların ardından Başkan Cevizoğlu, 3 Aralık'ta Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un, daha sonraki süreçte ise Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının komisyona geleceğini bildirdi. (AA)
"Doğal gıdaya ulaşmanın bir yolu var!" |