Hürriyet yazarı Fatih Çekirge, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrasında, Muğla Valisi Amir Çiçek ile konuştu. "Operasyonun başında olan Muğla Valisi Amir Çiçek’le detayları konuştum. İlk çarpıcı cümlesi şu: 'Misafirimiz (Cumhurbaşkanı Erdoğan) henüz ayrılmıştı ki helikopterlerle darbeci askerler baskın yaptılar. Ben o sırada Gökova tarafına doğru yoldaydım. Hemen geri döndüm'" dedi. Çekirge, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otel baskına uğramıştı. Oranın en büyük mülki amiri olarak Vali bölgedeki askerlerin ne kadarının darbeci olduğunu anlamak durumundaydı. Bu yüzden de Muğla’ya bağlı askeri birlikleri aramış ve şu talimatı vermiş: 'Bir kalkışma var, birliklerinizden çıkmayın. Kontrollü olarak hareket edeceğiz' Bir süre sonra Jandarma Komutanı, Vali Çiçek’e telefon açıyor: 'Sayın Valim, emrinizdeyim' Gördüğünüz gibi tarihi anlar yaşadık" diye yazdı.
Fatih Çekirge'nin "Cumhurbaşkanı'na saldırı gecesini anlattı: 'O helikopterlere yakıt aldırtmadık eğer aldırtsaydık'" başlığıyla yayımlanan (23 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
Operasyonun başında olan Muğla Valisi Amir Çiçek’le detayları konuştum...
İlk çarpıcı cümlesi şu:
“Misafirimiz (Cumhurbaşkanı Erdoğan) henüz ayrılmıştı ki helikopterlerle darbeci askerler baskın yaptılar. Ben o sırada Gökova tarafına doğru yoldaydım. Hemen geri döndüm.”
Vali Çiçek, Cumhurbaşkanı’nı koruyan polislerin nasıl kahramanca mücadele ettiğini ve o dakika ne emirler verdiğini ise şöyle anlattı:
“O an hemen benim bölgemdeki askeri birlikleri aradım. Çatışma var, kimse bu yukarıdaki helikopterlere destek vermesin dedim. Önemli olan helikopterlerin inip tekrar yakıt almalarıydı. Yakıt alabilecekleri bütün yerleri aradım, devletin bu teröristlere karşı duruma hâkim olduğunu söyledim ve polislere de gereken talimatları verdim.”
Çatışma sürerken bir yandan jandarma bir yandan kışla komutanlarını arayan Vali Çiçek’in şu talimatı bütün birliklere iletilmiş:
“Havadaki helikopterlere yakıt ikmali yaptırmayalım.”
Ondan sonrasını Vali Çiçek şöyle anlatıyor:
“Allah muhafaza, Cumhurbaşkanımıza saldırılan yerde çok şehit verebilirdik.
Çünkü orada korumaları kalmıştı. Bunun önüne geçmek için helikopterleri yakıtsız bırakmak gerekirdi.
Çünkü helikopterler bir yandan destek getirmek bir yandan da yerdeki darbecileri almak için çalışıyordu.
O destek nereden gelecekti?
Bu nedenle yakın illeri de aradım.
Ulaşabildiğimiz bütün kışlaları uyardık.
Yakıt vermeyin.
Aynı anda çevredeki kışlalardan bir katılım olmaması için polisle önlemler aldık. Helikopterlerden bir tanesi Dalaman’a indi ve yakıt aldı.
Sonra Dalaman’ı da tuttuk, bir daha hiçbiri yakıt alamadı.
Böylece uzaklaşmak zorunda kaldılar. Eğer yakıt alabilselerdi... Allah büyük bir faciadan korudu.”
Soruyorum: Peki şu an durum nedir?
“Şu anda kaçak darbeci askerler var. Denizden kuşattık, havadan kontrol ediyoruz, karada da birliklerimiz arama yapıyor. Bir kısmını yakaladık.
Diğerlerinin de tamamının bilgisi var. Bir yere kaçamazlar.”
‘SAYIN VALİM EMRİNİZDEYİM’
Vali Amir Çiçek en kritik anı anlatırken önemli bir detay daha verdi:
Öyle ya...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaldığı otel baskına uğramıştı...
Oranın en büyük mülki amiri olarak Vali bölgedeki askerlerin ne kadarının darbeci olduğunu anlamak durumundaydı...
Bu yüzden de Muğla’ya bağlı askeri birlikleri aramış ve şu talimatı vermiş:
“Bir kalkışma var, birliklerinizden çıkmayın. Kontrollü olarak hareket edeceğiz.”
Bir süre sonra Jandarma Komutanı, Vali Çiçek’e telefon açıyor:
“Sayın Valim, emrinizdeyim.”
Gördüğünüz gibi tarihi anlar yaşadık.
Türkiye Cumhuriyeti devletinin varlığına ve demokrasisine kasteden bir ihanet çetesinin her yerdeki uzantılarıyla büyük mücadeleler olmuş.
Bu mücadelenin en kritik yeri, Cumhurbaşkanı’na saldırı bölgesi, yani Muğla bölümü de işte böyle gelişmiş.