İzmir'de Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek amacıyla basın açıklaması yapmak isterken polisin sert müdahalesiyle gözaltına alınan 49 öğrenci ve 2 avukat, savcılık tarafından serbest bırakıldı.
Darp ve ters kelepçeye maruz kaldığını anlatan öğrencilerden Emine Akbaba, "Çok ciddi bir öfkeyle saldırdılar. Bir arkadaşımızın burnu kırıldı. Ben de yüzümün ortasına yumruk yedim. Bileğimde kelepçe izleri halen duruyor" derken, olaylar sırasında başından yaralanan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat da "Bu şiddet olaylarını Gezi'de ve diğer üniversite olaylarının hiçbirinde görmedim. Bunların İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı ve MHP liderinin hedef göstermesi sonucunda olduğuna inanıyorum" ifadelerini kullandı.
İzmir Alsancak'taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde dün akşam Boğaziçi öğrencilerine destek amacıyla basın açıklaması yapmak istedikleri sırada, polisin sert müdahalesiyle gözaltına alınan 49 öğrenci ve 2 avukat, emniyet müdürlüğündeki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edildi. 51 kişi, savcılıkça serbest bırakıldı. Ancak, çok sayıda görüntüye de yansıyan, polisin uyguladığı şiddet tepki çekti.
TIKLAYIN: İzmir'de Boğaziçililere destek eylemine polis müdahalesi: Gözaltılar var
"Burnu kırılan arkadaşımız var; ben de yüzüme yumruk yedim"
Gözaltına alınan ve bu sabah serbest bırakılan Ege Üniversitesi öğrencisi Emine Akbaba, "İlk gözaltına alınan kişilerden biri benim. Çok yakın mesafeden yüzümüze gaz sıktılar. Sonra karga tulumba araca götürdüler. Orada çok sıkı bir şekilde ters kelepçe uyguladılar. Halen kelepçe izleri duruyor... Polis, çok ciddi bir öfkeyle bize saldırdı. Burnu kırılan bir arkadaşımız var. Ben de sağlık muayenesinden tekrar emniyete götürülürken yüzümün ortasına bir yumruk yedim. Burnumda incinme var. Ancak bunlar darp raporlarına düzgün bir şekilde geçirilmedi" diye konuştu.
"Devlete karşı slogan olmaz" dediler
Yoğun gaz sıkılan arbede sırasında başından yaralanan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, polisin öğrencilere yönelik darp ve ters kelepçe uygulamasına sert tepki gösterdi. ANKA Haber Ajansı'na konuşan Polat, polisin hiçbir öğrencinin elinde taş ve sopa yokken saldırıya geçtiğini savundu. Polat, "Polis öğrencileri hedef göstererek saldırdı.. Ben milletvekili olduğumu söyleyerek yanlarına gittim. Yerde ters kelepçeyle yatırılıp üzerine basılmış gençleri kaldırmaya çalışırken polis benim milletvekili olduğumu bildiği halde üzerime gaz sıktı, boşalttı.. Bildiğiniz tartaklandık. Öğrencilerimiz, bizim filizlerimiz kafaları yerlere vurularak sürüklendi. Bunlar, ortada bir şey yokken uygulanan bir polis şiddetiydi. Arayıp sorduğumuzda Emniyet yetkililerini 'devlete karşı slogan olmaz' dediler. Devlete karşı slogan dedikleri Boğaziçi Üniversitesi Rektörünün istifa talebi bir de 'faşizme karşı omuz omuza' idi. Bunlara bile tahammül gösterilmedi" diye konuştu.
"Gezi'de bile böylesini görmedim"
Yoğun gaz bombasından sıradan yurttaşların da olumsuz etkilendiğini vurgulayan Polat, "İzmir'de sokaklar bile bile terörize edildi. Koca Kıbrıs Şehitleri Caddesi gaz bombasına boğuldu. İnsanlar evlerinden çıkamadı. Eylemle ilgisi olmayan çok sayıda yurttaşımız da etkilendi. Ben bu şiddet olaylarını Gezi'de ve diğer üniversite olaylarının hiçbirinde görmedim. Bu da İçişleri Bakanı, Cumhurbaşkanı ve MHP Lideri’nin hedef göstermesi sonucunda olduğuna inanıyorum. Umarım Türkiye'de daha kötü şeylerle karşılaşmayız. İnsanlarımızın burnu kanamasın istiyoruz. Ama bu doğrudan hedef almanın sonunun çok hayırlı olmayacağını düşünüyorum" diye konuştu.
CHP'li Kani Beko: Erdoğan ipleri elinden kaçıracağını düşünüyor
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko ise Boğaziçi direnişinin önemine işaret ederek, şöyle konuştu:
"AKP İktidarı en küçük demokratik hak arayışından korkuyor. Hak arayışının meşru haklı ve yasal olması onlar için bir şey ifade etmiyor. Korkuları çok büyük. Çünkü Boğaziçi direnişi sonuç alırsa; sorunlar sıkıntılar içinde boğulan emekçi halkımıza, işçiye, memura, köylüye, küçük esnafa, işsize örnek olacaktır. Bir bilinç taşıyacaktır. O nedenle olayın haklı olup olmaması, iktidarın yaptıklarının yanlışlığının alenen ortada ve anlaşılır olması bir şey ifade etmiyor. Erdoğan da biliyor ki Boğaziçi'nde yaşananların ve uygulamalarının elle tutulur bir yanı yoktur. Ne var ki az önce söylediğimiz gibi bu yanlıştan dönmemekte ısrar ediyor, edecektir de. Yanlıştan döndüğünde toplumun her kesiminin hak arayışı mücadelesinde moral bulacağını ve ipleri elinden kaçıracağını düşünüyor. Demokrasi güçleri açısından da bu direniş çok önemlidir. Kazanım açısından bir kırılma noktasını oluşturacaktır. Diren Boğaziçi diyorum. Diren Türkiye.”
CHP İl Başkanı Deniz Yücel: Teröriste, sapıklara uygulanmayan muamele
CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel de sosyal medya üzerinden şu açıklamayı yaptı:
“Kimsenin 'ben ne dersem o olacak' diye direterek polisi orantısız kuvvet kullanmaya sevk etmeye, üniversite öğrencilerimize teröriste, sapıklara ve kadın katillerine uygulanmayan muameleyi uygulatmaya hakkı yoktur. Bu gençlerin mücadelesi Türkiye’nin daha özgür, daha adaletli bir ülke olması ve üniversitelerin bilim yuvası olarak kalması içindir. Ülkesini seven ve geleceğini düşünen herkesin bu sese kulak vermesi ve bu gençlerimize sahip çıkması gerekir. Bir rektörün koltuğu ve bir iktidarın inadı üniversite gençliğinin ve ülkenin geleceğinden daha kıymetli olamaz.” (ANKA)