Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu, iyi ve uzun bir yaşam için 70 öneri sıraladı. Yaş gruplarına göre sıraladığı önerilerinin arasında bulunan "Havası ve suyu temiz bir yerde yaşa" ifadesi dikkat çekiyor. Sağlık beslemenin ve spor yapmanın önemine vurgu yapıyor.
Osman Müftüoğlu'nun Hürriyet gazetesinin bugünkü (16 Ocak 2017) nüshasında yayımlanan 'İyi ve uzun bir yaşam için 3 mühim soru' başlıklı yazısı şöyle:
Ömür süresi için kimi “70 yeter, fazlası lükstür” kimi “Hakkımız en az 120 yıl” der... Kim ne derse, ne ümit ederse etsin, ömrün uzunluğu 3 kritik ‘belirleyici’ye bağlıdır... Peki bu üç kritik belirleyici nelerdir?
Geçtiğimiz hafta gazetemiz Hürriyet’te mükemmel bir dizi okuduk. Mesude Erşan ve İsmil Tufan Hoca, ülkemizde 100 yıllık yaşamı sağlıkla devirenlerin keyifle yaşlandığı yerleri incelediler, onların yaşamlarından kesitler verdiler.
Eh ben de “şimdi sıra sende Osman Hoca, okurlara şu huzurlu ve uzun yaşam konusunu bir özetle” deyip bu haftayı “100 Yıl Yaşamanın Sırları”na ayırdım.
Teşekkürler Mesude..
Teşekkürler İsmail Hoca..
Ve emeği geçen herkes...
Buyurun....
"Hayırlı ne ise o olsun"
Şu kesin: Evrendeki en kıymetli şey “insan yaşamı”, hemen her coğrafyada en değer verilen şey “yaşam hakkı”.
En çok merak edilenlerin başında ise bu hakkın “geçerlilik süresi” yani “yaşam süremiz”, mümkün olursa da “bu süreyi uzatma isteğimiz” var.
Fikir ayrılıkları işte tam da burada başlıyor. Kimi “70 yeter, fazlası lükstür; 80 bilemediniz 90 yaş maksimumdur” derken, kimileri “hakkımızın 120 yıl olduğunu” düşünüp “gelin kendinize iyi bakın da bu hakkı kullanın!” diyor. Bitmedi!
İşi abartıp 500, hatta bin yıl bile yaşayabileceğimizi iddia edenler (Auprey De Grey) “ömrümüzün en az 150-200 yıl olması lazım” diyenler de (Ray Kurzweil) eksik değil.
“Hayırlısı ne ise o olsun” deyip beklesek de gelişmelerin ne yöne evirileceğini hepimiz merak ediyoruz.
Beni dinlerseniz gelin dünü ve yarını bırakıp elimizdekilere bakarak başlıktaki soruya yanıt arayalım. Buyurun...
Soru 1: Genetik mirasınız nasıl?
Uzun yaşamın belirleyicilerinden biri genlerimiz olsa da, genetiğin etkisi %20, bilemediniz %30 civarında.
Genler hem taşıdıkları genetik kodları ile hangi hastalığa yakalanacağımız, hangi sağlık şartlarında doğup büyüyeceğimiz, gelişip yaşlanacağımız hakkında karar veriyor, hem de uçlarındaki “telomer” denilen yapılarla ömür süremizi etkiliyor. Hücrelerimiz bölündükçe, DNA’nın telomer bölümü kısalıyor. Telomer kısaldıkça da ölüm yaklaşıyor.
Ama yine de DNA’nın “belirleyici” etkisini abartmamak, ona %30’dan fazla pay vermemek lazım. Ayrıca genetik mirasın değiştirilemez bir kader olduğunu filan da düşünmeyin. Onu olumlu veya olumsuz yönde etkilemek de yine bizim elimizde.
Soru 2: Nerede yaşıyorsunuz?
Nerede yaşadığımız da yaşam süremizi etkiliyor. Onun da en az genetik miras kadar etkisi var.
Bana sorarsanız çevresel şartlar genetik mirastan bile mühim.
Hangi şartlarda, kimlerle, ne imkânlarla, nerede ve nasıl doğup büyüdüğünüz, ömrünüzü sürdüğünüz, hangi suyu içip nasıl bir havayı teneffüs ettiğiniz, ne gibi ekonomik imkânlar, eğitim şartları ve sağlık hizmetlerinden faydalanma şansı bulduğunuz, eşiniz, çocuklarınız, akrabalarınız, komşularınız, dost ve arkadaşlarınızla ne gibi ilişkiler kurduğunuz ve “yaşam çevrenize ait daha pek çok şey” ve “koşul” en az genetik miras kadar etkilidir.
Maneviyat da çok önemli
Ayrıca çevre ile ilişkinizi sadece maddi olarak da düşünmeyin. Çok ama çok önemli bir ayrıntı daha var: Maneviyat!
İnanç dünyanızı çevrenizle birlikte zenginleştirmek ve güçlü bir maneviyata sahip olabilmek de mühim bir faktör. Yaşadığınız çevrenin ürettiği besinler, havası, suyu bedeninizi besler ama ruhunuzun da en az bedeniniz kadar beslenmeye ihtiyacı var. Bunu da inanç dünyanızın zenginliği ve manevi yanınız sağlar.
Stres nasıl bir “ömür törpüsü” gibi çalışırsa güçlü bir manevi yaşam da size altın tabak içinde “ömür iksiri” sunar. Sağlam aidiyet duyguları, gelişmiş hoş görü yeteneği, bağışlayıcı bir ruhsal örgütlenmesi, sevgi, hoş görü, affetme ve merhametli olmaya odaklı bir ruhsal zenginlik hem iyi bir hayat sürebilme, huzuru ve mutluluğu yakalama, hem de uzun ömür açısından şansınıza şans katar.
Soru 3: Seçimleriniz neler?
Sağlıklı ve uzun bir hayatın genetik mirasımız ve yaşadığımız çevreyle ilişkili olduğu kesin.
Uzun ömürlü bazı ailelerin varlığı biliniyor. Okinawa (Japonya), Sardunya Adası (İtalya), Loma Linda (ABD), Hunza Vadisi (Pakistan), İkarus Adası (Yunanistan) ve bizde de Nazilli ile Ayvalık’ta olduğu gibi uzun yaşam şansını arttıran “mavi bölgeler”in olduğu ortak bir kanaat ama yine de genetik ve çevrenin etkileri toplasanız %50’yi geçmez.
Kararı 'biz' veririz
Esas koz bizde, hayatımızın süresi de, kalitesi de aslında bizim elimizde.
Hayatla ilgili kararlarımız ve yaşam tarzı seçimlerimizde. Elinizdeki farklı hayat oyunu kâğıtlarının iyilerini mi, kötülerini mi kullanacağınıza biz karar veriyoruz. Mesela mı? Nasıl besleniyorsunuz? Ne kadar hareketli ya da tembelsiniz? Uykunuz nasıl? Stres yönetiminiz, duygu durumunuz ne halde? Sigara, alkol vb zararlılardan, toksik kimyasallardan, ağır metallerden ne ölçüde korunuyorsunuz? Hayatla kurduğunuz duygusal ilişkiler ne durumda? İyimser mi, kötümser misiniz? Endişeli ya da rahat mısınız? Geleceğe yönelik korkularınız var mı, yok mu? Kendinize iyi bakıyor, sağlığınızı izliyor musunuz? Ve daha pek çok şey. Sağlıklı, uzun ve keyifli bir hayata ilişkin daha detaylı bir listeyi verdiğimiz kutularda bulabilirsiniz.
İşte ilk 20: Az ve öz ye!
Havası ve suyu temiz bir yerde yaşa.
Doğal, tam, geleneksel ve yerel besinleri tercih et.
Az ve öz ye, yükte hafif, pahada ağır şeyler tüket.
Yaşın ilerledikçe lokmalarını azalt ve küçült, adımlarını çoğalt ve büyüt.
Yavaş ye, hızlı yürü.
Zeytinyağı ve tereyağını öncele.
Yoğurt, yumurta ve balıktan vazgeçme.
Kahveyi değil, çayı tercih et.
Bakliyat, sebze ve meyveyi ihmal etme.
Yeşillikleri ve baharatı ciddiye al.
Şekerden, undan, tuzdan, kızarmış yağdan uzak dur.
Kilonu dikkatle izle.
Kahvaltıyı atlama.
Akşam az ve erken ye.
Sofradan biraz aç kalk.
Ev yemeklerini tercih et ve sofranı kalabalık tut.
Elliye kadar et (hayvansal), elliden sonra ot (bitkisel) ağırlıklı beslen.
Duygusal açlığını, besinlerle giderme.
Uykundan taviz verme.
Erken yat, erken kalk.
İite ikinci 20: Aileni sağlam ve büyük tut
Stresten uzak dur.
Her gün yürü. Paslanmamak için 5 bin, kiloya karşı 7500, sağlıklı yaşlanmak için 10 bin adım at.
Ellisine kadar beslenmeye, elliden sonra aktiviteye ağırlık ver.
Günde 15-20 dakika güneşlen.
Evinden, köyünden, kentinden ve de ülkenden kopma.
Aileni sağlam ve büyük tut.
Evlen, çocuk sahibi ol.
Oku, yaz, gez, dolaş, izle, öğrenmeyi bırakma.
İşini ve eşini çok sev.
Arkadaşsız, dostsuz, komşusuz kalma.
Gamlı, kederli olma, neşeli ol ki genç kalasın.
Yüzünden gülümsemeyi, ağzından kahkahayı eksik etme.
Eğlenceli ol, eğlenmeyi bırakma, fırsat buldukça kendinle ve hayatla dalga geç.
Geleneklerinden kopma, anneannenin mutfağından şaşma, geleneksel besinlere öncelik ver. Altın çilek değil, Osmanlı çileği, mango değil, kavun de!
Âşık ol.
Hazdan kopma, keyfi bırakma ama ikisine de asla tutku derecesinde bağlanma.
İşe stres yükleme, eve iş götürme.
Mahcup ve çekingen biri olma.
Oturma ve “Ayakta kal, hayatta kal” mottosunu asla unutma.
Ruh ve bedenini bir arada tut, birbirinden ayırma, zira beden un, ruh su, oluşan hamur ise sensin.
Ve üçüncü 20: İncitme, incinme!
Müzikten kopma.
Duasız uyuma.
Tartışma, tartışırsan uzatma.
Kendine yetmeye çalış.
Bazen işi oluruna bırak.
Az dert bol arkadaş edin.
Dertleşmekten çekinme ama çok da mızmızlanma.
İncinme, incitme.
Az konuş, çok dinle.
Sıkıntılarını paylaş, paylaşabileceğin insanlarla dost, arkadaş ol.
Unutmayı bil, anı yaşa.
İhtiraslı olma, eleştiride kıskanç, övgüde cömert ol.
Övmeyi de övgüyü kabullenmeyi de bil.
Hoş sohbet biri ol.
Hayırı evetle eşitlemeye çalış.
Sağlık kontrollerini ihmal etme.
Gereksiz ilaç kullanma.
Kanserojenlerden korunmayı bil, hayatında kimyasalları azalt.
Fırsat bulursan öğleden sonra kısa bir uyku çek.
Korunmayı ihmal etme: Emniyet kemerini tak, kaskını kullan…
Son 10: Durma, düşme, üşütme!
Yaşın altmışı geçince “Durma, Düşme, Üşütme” üçlüsünü unutma.
Aklında olsun, yaş yetmişi geçince can boğazdan gelmez, gider!
Geleceğini görmek istiyorsan geçmişine bak, genetik mirasını mutlaka öğren.
Düzgün bir cinsel yaşamın olsun.
Evrendeki her şeye ve herkese saygılı ol.
Her şeye değer ver.
Yük taşıma; bağışla ve unut gitsin!
Ellisinden sonra “az çoktur”u benimse ve her bakımdan hafifle.
Huzurun en etkili un yaşam iksiri olduğunu aklından çıkarma.
Bulmaca çöz, şarkı, şiir ezberle ve beynine sürekli yeni ve olumlu bilgiler yükle.
Not: Listeyi daha da uzatmak için sizin tavsiyelerinizi de bekliyorum…