İyi Partili Aytun Çıray, "AKP'den daha olumsuz tehlike Cumhur İttifakı'dır" dedi.
Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar, İyi Parti Milletvekili Aytun Çıray ile yaptığı söyleşiyi köşesine taşıdı.
Dündar'ın "Geçen yıldan, gelen yıla bir değerlendirme yaptığınızda neler söylersiniz?" sorusunu yanıtlayan Çıray "Yeni yılın başlangıcında ise maalesef, gerek Sayın Cumhurbaşkanı, gerekse Sayın Bahçeli'nin safları sıklaştırmak için takip ettikleri kutuplaştırma politikalarına devam edeceklerinin ortaya çıkması umut kırıcı oldu. Bir de buna aşı sürecini bile yönetemeyen beceriksiz AKP iktidarını ekleyin… Ama AKP'den daha olumsuz tehlike Cumhur İttifakı'dır" diye konuştu.
Dündar'ın “Olumsuz tehlike” sert bir tanımlama değil mi? yorumu sorusuna da Çıray "Çünkü daha önce Sayın Bahçeli için hedef Sayın Erdoğan'dı. Bu da Sayın Erdoğan'ın kutuplaştırma söylemlerinin etkisini nispeten hafifletiyordu. Fakat ikisi bir araya gelince adeta toplumu aktif anlamda düşmanlaştırmaya yöneldiler. Kendilerinden yeni yılda ricam, er geç geri tepecek olan alıştıkları bu yıkıcı siyaset yapma tarzını değiştirmeleridir. Bunun için önlerinde fazla bir zaman kalmadı" yanıtını verdi.
Aynı söyleşide Aytun Çıray AKP'li ailelerin çocuklarının büyük bir kısmı bile AKP'ye oy vermeyecekler" dedi.
Söyleşiden bir bölüm şöyle:
Erken veya zamanında… Gerilim siyaseti güven, huzur ve refah zeminini ortadan kaldırır. Milletler, önünde sonunda içine düşürülmüş olduğu bu durumu idrak ederler. Bu demektir ki, Cumhur İttifakı'nın üyelerinin önümüze gelecek ilk sandıkta tatsız bir yüzleşme yaşama ihtimalleri çok yüksek.
Kesin mi demek istiyorsunuz?
Muhalefet de bu gerçeği tam anlamıyla kavrayıp gereklerini eksiksiz yerine getirirse kesin.
"Yolsuzluklar tavan yapmış"
Sayın Cumhurbaşkanı'nın adalet ve ekonomi alanında sözünü ettiği reformlar, belki de bu gerçeğin nihayet kavranmış olması ve ön almayla ilgilidir, ne dersiniz?
Öyle olmasını gönülden temenni ediyorum. Ne yazık ki, bu konudaki ilk emareler, çok da umut verici değil.
Sizde bu kanaati oluşturan temel faktörler neler?
Bu idare için “Vahşi kapitalizm” tanımlaması hafif kalıyor. Yolsuzluklar tavan yapmış. Dolar milyarderlerine vergi affı gelirken, vatandaşlarımız Cumhuriyetimizin en ağır yoksullaşmasını yaşıyorlar. Bu gerçeği TÜİK'in ne maskelemesi ne makyajlaması örtemiyor. Malatya'da “Eve ekmek götüremiyoruz” diyen esnaf, Sayın Erdoğan'ın düşündüğü gibi abartı falan yapmıyor. Covid-19 salgını işte bu yıkılmakta olan orta direğin manzarasını daha da netleştirdi ne yazık ki!
"AKP'li ailelerin çocukları bile AKP'ye oy vermeyecek"
Gerilim ve kutuplaştırma siyasetlerinin artık işe yaramayacak olmasını sadece derin ve yaygın yoksullaşmaya mı bağlıyorsunuz?
Şüphesiz hayır. Aynı zamanda bizi içine soktukları ucube “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”nin ve o sistemi getirmek için yaptıkları Anayasa'nın da bedelini ödeyecekler. Tüm yetkilerin tek insanda toplanmasının ne anlama geldiğini milletimiz yaşayarak gördü. Bir de dil engelini dahi Google veya Yandex çeviri gibi uygulamalarla aşmış kuşaklar var. Onlar bu iktidarın onları nelerden mahrum ettiklerini görüyorlar. Bana göre AKP'li ailelerin çocuklarının büyük bir kısmı bile AKP'ye oy vermeyecekler.
Bu durumda Sayın Akşener'in ifade ettiği gibi seçimler 2021 Haziran'ında mı olur?
Sayın Akşener'in tahmini özel bir bilgiye dayanıyor olabilir. Eğer öyle değilse, Tayyip Bey için erken seçim normal seçim zamanından 3-6 ay öncesi olabilir ve kararı parlamentodan çıkarmak isteyecektir. Böylece “Bir kişi iki defadan fazla seçilemez” diyen Anayasa'nın 101. Maddesi'ni aşmaya çalışacaktır. Diğer yandan ekonomide bir reform programıyla ortaya çıkardıkları hasarı nispeten de olsa telafi etmeye çalışıyorlar. Bunun için de zaman gerekiyor.