İstanbul Teknik Üniversitesi’nde (İTÜ) bir öğrenci, okul yönetiminin koyduğu sebilden içtiği sudan dizanteri kaptığını iddia etti. Söz konusu sebilden hayvanları uzak tutacak herhangi bir önlem alınmadığını ve suya kampüsteki kedilerin de temas ettiğine dikkati çeken öğrenci, yönetime tepki gösterdi. Okulun doktoruna başvuran öğrenci, "Med binasındaki su sebilinden su alma gibi bir hata yaptım, Medikodaki doktorumuz bana dizanteri teşhisini koydu. Bu hastalığın kedi, köpek dışkısının; otlara, yiyeceklere veya sulara bulaş olmasından kaynaklandığını söyledi" dedi. Konu hakkında T24’e konuşan Enfeksiyon Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul ise kedi dışkısı ile bulaşın zor olduğunu belirterek, “Genellikle insan-insan bulaşı söz konusudur” dedi. İTÜ Rektörü Prof. Dr. Hasan Mandal da sosyal medya hesabı üzerinde yaptığı açıklamada öğrenciye geçmiş olsun dileklerini ileterek "benzer bir durumun tekrarlanmaması adına gerekli önlemlerin alınacağını” söyledi. Şikâyetin üzerinde rektörlük ve üniversitenin yapı işleri personeli sebilleri denetledi.
İTÜ'de sınava yetişmeye çalışırken yanına su almadığı için kampüste ortak alandaki su sebilini kullanan bir öğrenci, dizanteri kaptığını ve bu durumun kampüs içerisindeki hayvanların da bu sebillerden su içmesinden kaynaklandığını iddia etti. Öğrenci, yaşadıklarını sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımlarla aktardı.
"Su her canlının hakkı fakat su sebiline kedinin bakteri bulaştırması kabul edilemez"
Öğrencinin yaşananları anlattığı sosyal medya paylaşımındaki ifadeleri şöyle:
"Yaklaşık bir hafta önce finalime yetişmeye çalışırken yanıma su alamadığım için Med binasındaki su sebilinden su alma gibi bir hata yaptım. O günden sonra hafif sancılarım başladı ilk başta umursamadım soğuktandır deyip sıcak su torbasıyla iyileşmeye çalıştım. Sancılarım hiç dinmedi aksine karnımda kocaman bir kitle ateş topu varmışçasına yanmalı bir hale büründü ve beni kıvrandırdı.
Yüksek ateş üşüme titreme, kanlı diyare mide bulantısı kusma semptomlarını yaşadım. Bu sabah finalime girerken de yarıda bırakıp çıktım ve doğruca medikoya gitti. Medikodaki doktorumuz bana DİZANTERİ teşhisini koydu. Akabinde bu hastalığın kedi, köpek dışkısının; otlara, yiyeceklere veya sulara bulaş olmasından kaynaklandığını söyledi. 3 serum ve beş kutu ilaç yazdı daha erken gelmem gerektiğini biraz daha geç kalsaydım çok tehlikeli sorunlara sebep olacağını söyledi. Araştırmalarım sonucunda ise bu hastalığın gelişmemiş ülkelerde yaygın olduğunu hatta tedaviye ulaşılamadığı durumda ölümcül olabileceğini öğrendim.
Ben hayatım boyunca hayvanları seven koruyan hatta çekinmeden öpen birisiyim. Su her canlının hakkı fakat su sebiline kedinin bakteri bulaştırması kabul edilemez. Ben kalp hastasıyım ve bünyem çok zayıf bu süreçte kilo da kaybettim. Bu durumdan sadece ben değil başkaları da rahatsız. Biz güvenli suya erişemeyecek kadar aciz olmamalıyız."
"Memnun olduğumuz bir uygulama ama şu an biz de tereddüt ediyoruz kullanmakta"
Okulun başka bir öğrencisi ise okuldaki su sebili sisteminin yeni başladığını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
"Twitter'da yapılan paylaşımları gördüm. Su sebilleri bu sene koyuldu okulun çeşitli binalarına. Öğrenciler için baya da iyi oldu aslında. Suya para vermeden sürekli onları kullanıyoruz. Kedi ve köpekler de var ama tabii okulda. Kedi suyun geldiği kısmı yaladıysa ya da oraya çıktıysa böyle bir durum yaşanmış olabilir. Memnun olduğumuz bir uygulama ama şu an biz de tereddüt ediyoruz kullanmakta."
“Genellikle insan-insan bulaşı söz konusudur”
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Ertuğrul kedilerin dışkısından bulaşının mümkün ancak zor olduğunu belirtti. Prof. Dr. Ertuğrul daha çok insandan insana bulaşın söz konusu olduğunu belirterek şöyle konuştu:
“Dizanteri bir bakteri veya amip dediğimiz bir parazitin bağırsaklara yerleşmesi durumunda oluşan bir tablo. Diğer ishallerden onu ayıran özellik burada bakteri veya amip bağırsak duvarına yapışır ve bağırsak duvarında harabiyete yol açar. Bu duruma bağlı olarak kanamaya yol açar ve kanlı ishale neden olur. Farklı ishal durumlarında bu söz konusu değildir. Dizanteriform hem ishalde kan olur hem de dışkıda iltihabi hücreleri de görebilirsiniz. Bulaşma yolu, hatta tek bulaşma yolu diyebileceğimiz yol fekal-oral yol diyebileceğimiz dışkısında bu bakteri bulunan insan ya da hayvanların su kaynaklarını veya gıdaları kontamine etmesi sonucunda sağlıklı bireylerin bu su veya gıdaları alması sonucunda oluşur. Kediler bu bulaşa yol açma potansiyeline sahip ancak kedi dışkısı bu bakteri veya amip formları için çok da beklenen bir bulaş kaynağı değildir. Onlarda çok taşıyıcılık yoktur. Genellikle insan-insan bulaşı söz konusudur. Örneğin nerelerde çok yaygındır bu bulaşılar; altyapısı çok iyi olmayan yerleşim yerlerinde veya hijyenik suya erişimin çok olmadığı yerlerde bu tip dizanteriform vakalarını daha çok görürüz.
“Bu denetimlerin yalnızca kağıt üzerinde değil gerçek anlamda yapılması gerekiyor”
En önemli önlem sağlıklı gıda ve suya erişimin sağlanmasıdır. Su tesisatları gerekli arıtma işlemlerinden geçiyor olması gerekir. Eğer su tesisatınız yeterli arıtmayı sağlayamıyorsa yalnızca bu tür dizanteriform ishal değil başka gastroenterit hastalıklara da açık hale gelirsiniz. Benim ilk aklıma gelen eskiden sağlık ocağı sistemlerinde klorlama sistemlerini denetlerdik. Ayrıca gıdaların portör taramalarının da düzgün bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu etkenlere yönelik periyodik taramaların düzgün gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Bu gıda veya kişilerin taramalarının çok iyi yapılması ve kontamine olan kişinin bu alandan uzaklaştırılması çok önemlidir. Bu denetimlerin yalnızca kağıt üzerinde değil gerçek anlamda denetimlerden geçirilmesi gerekiyor demek istiyorum. Denetimci kişilerin denetleme yapmadan imza atması ülkemizde ne yazık ki çok sık karşılaşılan durumlardan bir tanesi. Kimseyi suçlamıyorum ancak böyle durumların önüne geçmek istiyorsak düzgün denetlememiz gerekiyor.”
Rektör Prof. Dr. Hasan Mandal: Benzer bir durumun tekrarlanmaması adına gerekli önlemleri alacağız
İTÜ Rektörü Mandal konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamasında öğrenciye geçmiş olsun dileklerini iletirken gerekli önlemleri alacaklarını belirtti. Rektörün açıklamasının tamamı şöyle:
“Sevgili Öğrenci Arkadaşlarım, Rahatsızlık geçiren öğrencimize geçmiş olsun dileklerimi iletiyor, bir an önce sağlığına kavuşmasını temenni ediyorum. Süreç boyunca kendisiyle iletişimde olacağımızı ve durumunu yakından takip ettiğimi bilmenizi isterim. Her daim siz öğrenci arkadaşlarımızın arasında olan ve gelişim alanlarımızdaki sorunlara ortak, hızlı çözüm arayışında bulunan bir hocanız olarak, benzer bir durumun tekrarlanmaması adına gerekli önlemlerin alınacağını özellikle vurgulamak isterim. Öğrencimize acil şifalar diliyor, hepinize sağlıklı ve huzurlu günler diliyorum.”
Rektörlükten su sebillerine denetim
Şikâyetlerin ardından rektörlük su sebillerini denetlemeye başladı. Rektör Prof. Dr. Mandal’ın bizzat katıldığı denetimlerde üniversitenin yapı işleri başkanı Sis Alkan da yer aldı.
Televizyonlarda ‘Gassal’ gördük de ne oldu? Ölünce bizi yıkaması için en az 3 çocuk mu yapmalı? | Ekran Aşkına |