Murat Tuzcu
(Milliyet - 26 Nisan 2012)
Yeşil sahada trajedi
İtalya’da Livorno takımının 25 yaşındaki oyuncusu Piermario Morosini’nin lig maçı sırasında sahada yere yıkılıp hayatını kaybetmesi sadece ülkesinde değil tüm dünyada şok etkisi yarattı. Ne yazık ki bu trajik olay hiç de ender değil.
İngiltere’de Bolton takımında oynayan 23 yaşındaki Fabrice Mumba’nın 7 Mart 2012’de maç sırasında kalbi durmuş, futbolcu 1 saatten uzun süren ölüm kalım savaşından sonra hayata döndürülmüştü. Spor sırasında ani ölüm sadece profesyonel sporcularla sınırlı değil. 28 Mart’ta, İstanbul’de halı sahada futbol oynarken hayatını kaybeden 26 yaşındaki Muhittin Kılıç buna taze bir örnek. Konunun güncelliği nedeniyle, bu konuda 15.9.2008’de yazdığım bir yazıyı bazı değişikliklerle yeniden yayımlıyorum.
Çoğu zaman hayatı tehdit eden kalp çarpıntılarının sonucu olan ani baygınlık ve bilinç kayıpları, kısa süre içinde geçmezse veya tedavi edilmezse ani ölümle sonuçlanabilir. Sporcuların sahada aniden ölmesi, çok ender de olsa, hepimizi derinden sarsan, beklenmeyen olaylardır.
Sonrasında, neden olduğunu bilmek isteriz, ne yapsak da böyle bir trajediyi bir daha yaşamasak diye düşünürüz. Ani ölen sporcuların çoğunda altta yatan ciddi bir yapısal kalp hastalığı vardır. Bunların ne olduğunu bilmek trajedileri önlemek için atmamız gereken ilk adımlardır.
Kalp kası kalınlığı
Spor sahasındaki ani ölüm nedenlerinin başında kalp kasının kalınlaşmış olduğu, genetik bir bozukluğun sonucu oluşan özel bir kalp hastalığı gelir. Kalp kasının bir bölümünün kalınlaşması, kanın aorta damarına atılmadan önce geçtiği koridoru daraltır. Kan akımını kısıtlayan bu durum eforla daha da ağırlaşır. Önceden hiçbir belirtisi olmadığı için hastalığından habersiz olan genç, ağır efor gerektiren bir spor karşılaşmasının ortasında sahaya yığılıp kalır. Spora başlamadan yapılacak sistematik taramalarda ya kalpte duyulan bir üfurüm ya da EKG’deki bir anormallik, testi kırılmadan önlem almaya fırsat verir. Şüphe duyulan kişilerde yapılacak eko testi teşhis koydurur.
Anormal koroner damarlar
Kalpten çıkan büyük damar aortun ilk 2 dalı kalbi besleyen sağ ve sol koroner damarıdır. Adı üstünde, biri aortun sağından, biri de solundan çıkar. Ender de olsa bazı insanlarda soldan çıkması gereken damar sağ taraftan çıkar ve akciğere giden büyük damar ile aortun arasından geçip besleyeceği bölgeye ulaşır. Ağır efor sırasında genişleyip gerilen iki koca damar, arada kalan sol ana koroner damarı sıkıştırıp daraltır. Bu damarın daralmasıyla kalp kasının üçte ikisinden fazlası kansız kalacağı için durum çok ciddidir. Anormal koroner damarı olanların çoğunda ağır efor dışında hiçbir belirti yoktur. Bir kısmında ise iyi bir sorgulama yapılırsa zaman zaman gelen göğüs ağrısı, nefes darlığı gibi şikâyetleri olduğu ortaya çıkar. Bilgisayarlı tomografiyle kalbin resmini çekmek kolayca teşhis konulmasını sağlar.
Kendini aniden gösterebilir
Kalbin sağ alt odasının (sağ karıncık) duvarının yağ dokusuyla dolup zayıflaması uzun süre hiç belirti vermeyebilir. Antrenman sırasında çarpıntıdan şikâyet eden veya bayılma hissi ilk şikâyetler olabilir. Kalbin MRI ile görüntülenmesi teşhis koydurur. Kalp kasının daha sıkça rastlanan bir hastalığı da çoğu zaman neden olduğu bilinmeyen kas zayılığı ve bunun yol açtığı kalp büyümesidir. Öldürücü çarpıntılara yol açan bu durum çoğu zaman belirti verse de bazen kendini ilk kez sahada, oyun sırasında aniden gösterebilir.
Kalp kasının iltihaplanması
Daha önce sapasağlam olduğu bilinen genç bir sporcuda, yeni bir kalp hastalığı ortaya çıkarsa ilk akla gelen, kalbin virüs enfeksiyonu sonucu iltihaplanmasıdır. Bu hastalık bazen kalp kasını zayıflatıp genişletse de, bazı kişilerde kalp normal gibi görünür. MR görüntülemesi kalp kasındaki iltihap hakkında fikir verebilir. Bu da yeterli olmazsa alınacak küçük bir parçanın (kalp kası biyopsisi) mikroskopta incelenmesi teşhise yardımcı olur. Bu hastaların çoğunda tam iyileşme sağlanabildiği için dikkatli bir takipten sonra tekrar spora dönmeleri mümkündür.
Kalp kapak ve damar hastalıkları
Daha ender de olsa daha önce fark edilmemiş kalp kapak hastalıkları özellikle aort kapağında doğuştan var olan darlık ağır efor sırasında çok tehlikeli olabilir. Bazı genetik hastalıklarda kalpten çıkan aort damarının duvarı hiçbir belirti vermeden incelip genişler. Ağır eforla yırtılan duvar telafisi mümkün olmayan bir felakete yol açabilir.
Sahada yıkılıp kalan genç sporcuda, ender de olsa sorunun damar sertliğine bağlı kalp krizi olabileceği de akılda tutulmalıdır. Yaş ilerledikçe bu ihtimal güçlenir.
Damar sertliği de olabilir
Kalp krizi çoğu zaman tıbbi adı miyokard enfarktüsü olan hastalık için kullanılır. Kalbi besleyen damarlardan birinin aniden tıkanıp, beslediği kalp kası bölgesinin ölmesiyle sonuçlanan bu hastalık çoğu zaman 40 yaşının üstünde görülür. Yaşın yanında önemli bir etken de forma girmeden, ara sıra yapılan ağır sporun kalbe yüklediği stresin büyüklüğüdür.
Bu nedenlerle hafta sonları halı sahada futbol oynayan orta yaşta bir adam yere yıkıldığında aklımıza ilk gelmesi gereken neden enfarktüstür. Buna karşılık maçın ortasında yere yıkılan 25 yaşında ve formda olan bir futbolcuysa, damar sertliğine bağlı damar tıkanması en son düşünülecek ihtimaller arasında olmalıdır.
Elektrik donanımına dikkat!
Sahada aniden ölen genç futbolcunun kalbinin kasının kasılıp gevşemesi, kapaklarının açılıp kapanması, damarlarındaki kan akımı mükemmel olabilir. Otopside yapısal hiçbir anormallik bulunmayabilir. Ölümün nedeni her kalp atımını başlatıp ilerleten elektrik sistemi hastalığı olabilir. Çoğu genetik olarak belirlenen hücre düzeyindeki bazı anormallikler ender de olsa gençlerde ani ölümlere yol açabilir. Bu durumların bazılarını sezon öncesinde çekilecek bir EKG ortaya çıkarabilir. Gelecek hafta çok daha geniş bir kitleyi ilgilendiren, spor sahası dışındaki ani ölüm trajedisine değineceğim.
Nasıl önleyebiliriz?
Ortaokulda, lisede spor yapacak, halı sahada amatör olarak top oynayacak milyonlarca gencin hepsini ayrıntılı testlerden geçirmenin mümkün olmadığı açık. Ama yapabileceğimiz hiçbir şey mi yok? Bu konudaki uzmanların anlaştıkları nokta, spora başlamadan önce her gencin sağlık kontrolünden geçmesi. Göğüs ağrısı, aşırı nefes darlığı, çarpıntı, baş dönmesi, baygınlık gibi şikâyetler var mı, ailede genç yaşta kalp hastalığı veya, genç yaşta ani ölen var mı diye sorulur. Muayenede özellikle kalpte üfürüm var mı, nabız ve tansiyon normal mi diye bakılır. Bunun ötesinde bir inceleme gerekli mi sorusuna uzmanlar farklı cevaplar veriyorlar. Özellikle Avrupa’da mutlaka EKG çekilmesini tavsiye ediyorlar. Bunun nedeni de İtalyanların, EKG çekimini de içeren ve tüm sporculara uygulanan bir tarama yöntemiyle son 20 yıl içinde spor sahalarındaki ani ölümleri % 90 oranında azaltmış olmaları.
Hazır olunması gerek
Ani ölüm riski yüksek olan sporcuları önceden saptamak her zaman mümkün değildir. Müsabaka sırasında oluşan ani ölümü teşhis edip müdahale etmek için sadece birkaç dakikalık bir zaman olduğu düşünülecek olursa hazırlığın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkar. Yetişmiş ve her türlü acil müdahale için provalarla eğitilmiş olan sağlık elemanlarının saha kenarında hazır beklemesi, solunuma yardım etmek ve kalp çarpıntısını derhal düzeltmek için gerekli araç gerecin her zaman el altında bulundurulması, en önemlisi acil senaryolar için düzenli provalar yapılması ölüm kalım mücadelesinde yaşamı galip taraf yapabilir. Bu hazırlık şartı yalnız profesyonel takımlar için değil, amatör sporcular için de geçerlidir.