Fotoğraf galerisi için tıklayınız
Ayşe Arman sansasyonu seven bir kadın mı, yoksa bu, işinin önemli bir parçası mı?
Ayşe Arman sansasyondan hoşlanmayan ama yaptışı işlerin konuşulmasından hoşlanan bir gazeteci. insanın kendinden üçüncü tekil şahıs olarak bahsetmesi de çok komik oluyormuş!
Türkiye'de kadın gazeteci olmanın zorlukları var mı?
Elbette var. Bizimki gibi az gelişmiş ülkelerde kadın olmak, başlı başına bir zorluk, meslek filan fark etmiyor.
Kadınsan; 1- Daha az para kazanıyorsun. 2- Erkekler kadar ciddiye alınmıyorsun. 3- Belli bir yere kadar yükselebiliyorsun. 4- Erken emekli ediliyorsun. Çok sinir yani!
Mercek altında tutulup, her kelimenin didik didik edilmesiyle nasıl baş ediyorsun?
İşi yaparken kendimi o kadar sorgulamış, hırpalamış, üzerine kafa patlatmış oluyorum ki, iş elimden çıktıktan sonra benim değil artık. ilgim kalmıyor, o yüzden insanların yorumları da umurumda olmuyor. insanlar başka bir Ayşe Arman'dan bahsediyor, onların söz ettiği ben değilim.
Var mı böyle bir fark?
E var tabii. Onların kafalarında yarattışı kadın, iç çamaşırı giymeden işe gidiyor. Ben giyiyorum valla! Onu, eli kırbaçlı biri olarak hayal edenler bile var. insanların, kafalarında yarattıkları şeye karışamazsın ki!
Kızmıyor musun?
Yok canım. Beni Türkiye'nin en seksi ikinci kadını da seçtiler. Öyle miyim? Değilim.
Eleştirilme korkusuyla yazmaktan vazgeçtiğin herhangi bir şey oldu mu?
Hiç olmadı. Canım ne istiyorsa yazıyorum valla. Bizim meslekte cesaret olmadan hiçbir şey olmaz.
Hayatında iş olmadan yaşayabilir misin?
Zannetmiyorum. 18 yaşından beri çalışıyorum. Yeni şeyler öğrenmem ve üretmem lazım. Çalışmazsam, boğulurum. Kendi çamurumda üstelik!
Evlilik seksin içine ediyor
Seksi seviyorum, seksle ilgili şeyler okumak ve yazmak ilgimi çekiyor. Bir de nasıl bir şeyse, hayatımızı ya güzelleştiriyor, ya mahvediyor. Hepimizin kafasını bu kadar meşgul eden bir meseleyi niye irdelemeyeyim?
Evlilik seks hayatını baltalıyor mu? Evli çiftler aldatmaya meyilli mi?
Bu işler genellemeye gelmiyor. Benim esas karşı olduşum, insanları yargılamak. Yapılması gereken, onları anlamaya çalışmak. Bir de tabii evlilik seksin içine ediyor; burası kesin.
Senin bir taktiğin var mı heyecanı ayakta tutabilmek için?
Seksten söz etmek...
Gerçekçi misin, romantik mi? Sonsuza dek aynı adamla evli kalmak fikri nasıl sence?
Gerçekçi romantiğim! Eğer mutluysan, sonsuza kadar aynı adamla yaşarsın. Değilsen, mutlu olacağın adamı ararsın. Emin olduğum tek şey var, durduk yerde huzurunu bozmazsın.
Ailenden hiç tepki alıyor musun "Bu da yazılır mı?" diye?
Yoo hayır alıştılar. Babam vardı bazı yazılarımdan rahatsız olan, o da gitti, kızan kalmadı.
Peki Ömer'den?
O da alıştı.
Yazdığın bir yazı yüzünden kavga ettiğiniz veya bozuştuğunuz olur mu?
Hayır. Çünkü Ömer her şeyden önemli. Onun istemediği bir şeyi yapmam.
Ömer senin için neyi ifade ediyor?
Aşk, şans, tutku, heyecan...
Türkiye'de olsak belki evlenmezdik
Hayatta gerçekten çekindiğin bir insan var mı?
Evet, Ömer. Onu incitmekten, kaybetmekten çok korkarım.
İki kez evlendin. İkisinde de düğün yapmadın. Sebep?
Birincisinde adamın boynuna ben çöktüm. 30 oluyordum, evde kalma kompleksine kapılmıştım. Arjantin'de evlendik. Yürümedi tabii. Ömer'le olan evliğime gelince; teklif edince, öldüm, bittim!
Özgürlüğüne düşkün bir kadınsın ama sen bile kendini evlenmek zorunda hissettin yani...
Birincisinde öyle hissettim. Farkında değiliz ama böyle bir baskı var üzerimizde. Evlilik şart değil aslında. Belki de Türkiye'de olsaydım, evlenmezdik, kim bilir. Hamileydim. Dubai'de evli olmadan çocuk doğuramıyorsun, aynı evde bile yaşayamıyorsun. Bunun üzerine Ömer evlenme teklif etti. Gerçekten istedi mi, durum öyle mi gerektirdi bilmiyorum.
Çocukları olanlar neden sürekli çocuklarından bahseder?
O kadar büyük bir aşk ki, ondan öyle oluyor. Ama haklısın, yeni çocuk sahibi olanlarda bir görgüsüzlük oluyor. Bende de oldu, çeneme vurdu.
İstediğin yerde sevişemiyorsun
Senin evliliğinde Alya'dan sonra hangi dinamikler değişti?
Alya bizi güçlendirdi. Daha çok bağlandık birbirimize. Ama bir çocuğun varlığının romantizmin içine ettiği de oluyor! Evin içinde istediğin yerde bile sevişemez oluyorsun!
İkinci bir çocuk planlıyor musunuz?
Ömer bu mevzunun açılmasını bile istemiyor.
Ayşe'nin En'leri
En büyük pişmanlığın?
8 ay önce, rüyamda babamın öldüğünü gördüm ve ağlayarak uyandım. Onun dışında herkese rüyamı anlattım. Babam, o gün öğleden sonra kalp krizi geçirip öldü. Hâlâ merak ederim, beni onu aramaktan alıkoyan neydi? Birbirimizi tam olarak tanıyamadan gittiği için pişmanım.
En büyük başarın?
Ömrümü deli gibi sevdiğim bir adamla geçiriyor olmam. Çok şanslıyım.
En büyük başarısızlığın?
Televizyon yapmayı beceremedim.
En sevdiğin özelliğin?
Pozitifim. Kin tutmam. Affederim. Uyumluyum. Ve çalışkanım. Ha bir de sevişgenim!
En sevmediğin özelliğin?
Kararsızım.
Yaşadışın en büyük acı?
Babamın ölümü.