29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, İstanbul’da Sultanahmet Meydanı’nda kutlandı. Kutlamaya katılan İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu "Cumhuriyetin ve demokrasinin bu yüce anlamını bilen sizler, 16 milyon İstanbullular, 96 yıl sonra, bir kez daha bütün dünyaya ilham kaynağı olan bir irade sergilediniz. Her türlü adaletsiz koşullara rağmen, hem 31 Mart’ta hem de 23 Haziran’da, iki seçimde birden Cumhuriyetimize, demokrasimize ve özgürlüklerimize sahip çıktınız" diye konuştu.
Binlerce kişi ellerinde bayraklarıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından hazırlanan konser alanını akşam saatlerinden itibaren doldurdu. Kutlamada Şevval Sam da konser verdi.
Sam, konserini, “Bir kadın olarak sahneye çıkıp şarkı söyleyebiliyorsam bunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçluyum. Ekrem Başkan, zor bir yolculuğa çıktı. Hepimiz elimizi taşın altına sokup, ona yardımcı olmalıyız” sözleri ve İzmir Marşı’yla tamamladı.
Sam’ın ardından sahneye çıkan Şehir Tiyatroları sanatçıları Cumhuriyet Oratoryosu’nu sahneledi. Nazım Hikmet’in Kurtuluş Savaşı Destanı şiirinin ve Halide Edip Adıvar’ın 23 Mayıs 1919’da Sultanahmet Meydanı Mitingi’nde yaptığı konuşmanın da oyunlaştırıldığı oratoryo vatandaşlardan büyük alkış aldı.
Ardından sahneye, vatandaşların alkışları eşliğinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve eşi Dilek İmamoğlu davet edildi. İmamoğlu, kutlamaya katılanlara “Sultanahmet Meydanı'nı özgürlük ve bağımsızlık aşkıyla dolduran. Neşesi, enerjisi ve coşkusuyla içimize umut veren. Geceyi ve geleceği aydınlatan, her yaştan gençler. Cumhuriyet sevdalıları. Dünyanın en önemli kentinin dört bir yanından gelerek bu alanı dolduran sevgili İstanbullular… Hepiniz hoş geldiniz” sözleriyle seslendi.
İmamoğlu’nun konuşmasının satır başları şunlar oldu:
İmamoğlu, Halide Edip’i andı
“Bundan 100 yıl önce, Sultanahmet meydanında, Kuvvayı Milliye ruhuyla yine yüz binlerce İstanbullu buluşmuştu. O gün İstanbul işgal altındaydı; ama bu cesur ve asil millet kendisine güveniyordu. Bu güveni Sultanahmet meydanında ifade etmek bir Türk kadınına, Halide Edip'e nasip olmuştu. Onu ve işgal günlerinde Sultanahmet'te ve İstanbul'un dört bir yanında toplanıp direnen yüz binlerce İstanbulluyu, bugün yine bu meydanda hep birlikte saygıyla, rahmetle anıyoruz. Kurtuluş Savaşımız boyunca, Anadolu'nun dört bir yanında canla başla mücadele etmiş kadınları, erkekleri, gençleri, çocukları saygıyla, rahmetle anıyoruz. 100 yıl sonra özgür ve bağımsız bir ülkede cumhuriyetimizi kutluyorsak, bunu kendimize ve önderimize, milletimizin Gazi Mustafa Kemal'e olan bitmek bilmez inancına borçluyuz. 100 yıl sonra özgür ve bağımsız bir ülkede cumhuriyetimizi kutluyorsak, bunu dünyanın büyük güçlerine karşı Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bir araya gelerek cepheden cepheye savaşmış atalarımıza, dedelerimize borçluyuz. Onların inancı, onların mücadele azmi, onların kahramanlıkları olmasaydı, bugün kendi ülkesi olmayan bir halktık. Onlar, karşılarındaki güç ne denli büyük olursa olsun, silahları ve orduları ne denli üstün olursa olsun, bağımsızlık ve özgürlüğe olan inançlarıyla yola çıktılar. Bağımsızlığımızı ve özgürlüğümüzü kazanacağız diye inandılar ve kazandılar. 29 Ekim1923, işte bu inancın sonucudur. 29 Ekim 1923, ulusal egemenliğimizin simgesi Cumhuriyetimizi tüm dünyaya ilan ettiğimiz gündür.”
“Cumhuriyet eşit yurttaşların ortak ilke ve idealler etrafında birliği üzerinde yükselir”
“Biz, tam 96 yıldır özgür ve bağımsız bir milletiz. Her birimiz farklıyız. Çok sesli ve çok renkli bir ülkeyiz. Ama biz ayrışmayı değil, Cumhuriyet değerleri etrafında birleşmeyi seçtik. Cumhuriyet; eşit yurttaşların ortak ilke ve idealler etrafında birliği üzerinde yükselir. Cumhuriyet insan onuruna dayalı, gönüllü bir birliktir. Cumhuriyet; milletin iradesine dayalı bir devlet düzeni demektir. Cumhuriyet rejiminde siyasal iktidarın kaynağı yalnızca ve yalnızca millettir. Millet, iradesini, seçtiği temsilcileri aracılığıyla ortaya koyar. Bu nedenle milli irade, iktidarıyla muhalefetiyle bütün milleti kapsar.”
“Cumhuriyet, hiçbir gruba ayrıcalık tanımaz”
“Cumhuriyet; ne kanunla ne de uygulamalarla hiç kimseye hiçbir gruba ayrıcalık tanımaz. Cumhuriyet ve demokrasi birbirlerinden güç alır; birbirlerine anlam, değer ve güzellik katar. Demokrasi için ‘sandık’ şarttır ama yeterli değildir. Seçimle gelmiş olmak, yöneticilere demokrasinin temel ilkelerini ihlal etme, rafa kaldırma hakkını vermez. Demokrasilerde vatandaşın yönetime katılımı, yöneticileri seçmekten ibaret olamaz. Vatandaşlar yalnızca seçimden seçime iradelerini ortaya koyarak değil, merkezi ve yerel iktidarların tüm karar alma süreçlerine etki ederek de yönetime katılabilmelidir. Demokrasi, vatandaşların din ve vicdan özgürlüklerinin de güvencesidir. Bir rejimin demokrasi olabilmesi için, özgür ve dürüst seçimlerin yanı sıra kuvvetler ayrılığı, hukuk devleti, çoğulcu ve katılımcı bir siyasi ve sosyal yapı, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması, yöneticilerin hesap verebilir olmaları gibi ilkelerin de hayata geçirilmesi gerekir.”
“96 yıl sonra bir kez daha dünyaya ilham kaynağı oldunuz”
“Cumhuriyetin ve demokrasinin bu yüce anlamını bilen sizler, 16 milyon İstanbullular, 96 yıl sonra, bir kez daha bütün dünyaya ilham kaynağı olan bir irade sergilediniz. Her türlü adaletsiz koşullara rağmen, hem 31 Mart’ta hem de 23 Haziran’da, iki seçimde birden Cumhuriyetimize, demokrasimize ve özgürlüklerimize sahip çıktınız. Sizlere dayatılan tek renkli ve tek sesli yönetim anlayışını elinizin tersiyle iterek, dünyaya örnek olacak bir seçim sonucunu gelecek nesillere armağan ettiniz. Bugün dünyanın her tarafında sizlerin bu yıl yapılan iki seçimde birden ortaya koyduğunuz o cesur sonuç konuşuluyor. Hep beraber ve son derece gür bir sesle tüm dünyaya, demokrasiden ve özgürlükten yana olduğunuzu göstermiş oldunuz. Demokrasinin, hukukun, özgürlüğün, birlik ve beraberliğin yanında olduğunuzu, bu güzel cumhuriyetin ve bu güzel ülkenin gerçek sahibi olduğunuzu herkese bir kez daha ilan ettiniz. Sizler, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada demokrasiye öncülük ettiniz. Tüm dünyaya 96 yıl sonra bir kez daha örnek olacak yüce bir millet olduğunuz ispat ettiniz. Bunun için hepinize içtenlikle minnettarım. Sağ olun, var olun.”
“Yeni nesillerin yerel demokrasiye katılımının yolunu açacağız”
“Sizin bu muhteşem iradeniz, bu güzel ülkenin ve bu yüce milletin geleceğinin teminatıdır. Bu iradeyle bu ülkede artık hiç kimse kendini vatandaştan üstün göremez. Sizlerin iradesiyle bu ülkede yeni nesil bir siyaset ve cesur bir demokrasi anlayışı kazandı. Bizler de bu iradenin farkında olarak yerel demokrasi için daha cesur adımlar atacağız. Yeni nesillerin daha yüksek bir tutkuyla yerel demokrasiye ve yönetime katılımının yollarını açacağız. Daha özgür fikirli, daha demokrat ve daha iyi kalpli nesiller yetiştirmek için çalışacağız. Bu büyük bayramın bizden beklediği budur. Bu büyük millete bağımsızlığını yeniden armağan etmiş aziz önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının bizden beklentisi budur. Sözlerimi bitirmeden önce bu bayramı güzelleştiren, bugüne anlam katan tüm sanatçı dostlarımıza ve siz Cumhuriyet sevdalılarına çok teşekkür ediyorum. Cumhuriyet Bayramı’mız kutlu olsun. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi. Şimdi benimle birlikte tekrar etmenizi istiyorum… Yüksek sesle ve inanarak… Yaşasın Cumhuriyet… Yaşasın demokrasi! Yaşasın Cumhuriyet… Yaşasın demokrasi! Yaşasın Cumhuriyet… Yaşasın demokrasi!”
İmamoğlu'dan Athena Gökhan'a: Her gün çok güzel olacak. Daha başlangıç
İmamoğlu, kutlama programının sunucusu Fahir Atakoğlu ile sahne alacak Athena grubu üyelerini kuliste ziyaret etti.
İmamoğlu, Özoğuz kardeşlerin, “Nasılsınız” sorusuna, “Çok iyiyiz. 10 numarayız. Her şey çok güzel olacak. Devam edecek olmaya. Ben diyorum ki, ‘Öyle her şey çok güzel oldu’ ucuz olur. Öyle yok! Her gün çok güzel olacak. Daha başlangıç” yanıtını verdi. Gökhan Özoğuz da İmamoğlu’na, “Ama çok güzel bir noktada, çok güzel bir ilerleyiş var. Hepimiz, hislerimizle beraber sizinle beraberiz” karşılığını verdi.