Hürriyet yazarı Kanat Atkaya, IŞİD saldırılarıyla ilgili olarak "Türkiye’deki önceki saldırıların emrini veren Yunus Durmaz’ın ele geçirilen notlarında yazılanları hatırlıyor musunuz? O notlarda Durmaz Gaziantep’te 150 kişiye canlı bomba, bombalı saldırı ve silah eğitimi verdiğini aktarıyordu.120 dolar ila 690 dolar arası değişen maaşlarla bağladığını yazıyordu, 400 kişiyle Gaziantep’i işgal etmek gibi planlarının olduğunu anlatıyordu. Saldıracak 400 kişi için adresler bulunmuş, kılıflar hazırlanmıştı kâğıt üzerinde. Bunları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 500 sayfalık iddianamede detaylı şekilde görmek mümkün" dedi. Atkaya, "Bir randevu vermedikleri kaldı herhalde gelecek saldırı için, bu rahatlıkla onu da yaparlar" ifadesini kullandı.
Kanat Atkaya'nın "IŞİD'in bir randevu vermediği kaldı herhalde" başlığıyla yayımlanan (23 ağustos 2016) yazısı şöyle:
İki yıl önceydi.
Yoğun trafiği aşıp gazeteye ulaşmak için Bağcılar’ın ara sokaklarında ilerlerken, önümüze çıkan aracın arka camında IŞİD bayrağı gördüğümü “sandım” bir an.
“Sandım” dediğime bakmayın, net ve sarih bir şekilde IŞİD bayrağıydı işte...
Ama gündüz gözüyle bu kadar pervasızca bayrak dalgalandırarak filan gezmenin mümkün olmayacağını düşünmeyi tercih ettim ve “Yok artık canım, bana öyle gelmiştir” dedim.
Şaşırmadım, tedirgin oldum.
Mağaza açtılar
Bir süre sonra şöyle bir haber okudum: “İstanbul’da IŞİD mağazası açıldı...”
Haziran 2014’te yayımlanan haberde, Bağcılar’da açılan bir mağazada IŞİD bayraklarının yanı sıra bayrağın basılı olduğu siyah tişörtlerin de “Peygamber efendimizin mührü” diyerek satıldığına dikkat çekiliyordu.
Daha sonra IŞİD başta olmak üzere bölgede aktif olan silahlı grupların üniformalarının da Türkiye’deki tekstil atölyelerinde seri şekilde üretildiğini ve Irak’a, Suriye’ye satıldığını okudum...
Şaşırmadım, tedirgin oldum.
Niye şaşırmadığımı tahmin ediyorsunuzdur ama açıklayayım kısaca...
Lojistik merkeze döndük
IŞİD’in sınırlarımızı rahatça kullandığıyla, “adeta” bir lojistik merkeze çevirmesiyle, devşirdiği elemanları aktarmak için kullandığıyla ilgili onlarca haber okumuştum.
20 Mart 2014’te, Niğde’de rutin bir trafik kontrolünde bir askeri, bir polisi bir de sivil vatandaşı katleden IŞİD militanları Türkiye sınırları içinde ilk kanı dökmüştü. 2015’te, özellikle de 5 Haziran’da 4 kişinin öldüğü, 279 kişinin yaralandığı HDP’nin Diyarbakır mitinginden sonra hızla yükselişe geçti IŞİD eylemleri.
Suruç, Ankara Garı, Sultanahmet, İstiklal Caddesi, Atatürk Havalimanı ve son olarak Gaziantep’teki düğüne yapılan saldırıda yaklaşık 1 yıl içinde 265 vatandaşımızı kaybettik, 1256 kişi de yaralandı.
Peki bu süreçte ne yapıldı IŞİD’le mücadele için?
Araştırmayalım, böyle kalsın
Operasyonlar yapıldı, ters kelepçesiz gözaltılar ve tutuklamalar yapıldı, güvenlik güçleri IŞİD’in hücre evlerinin peşine düştü.
Siyaset kurumu ne yaptı?
Eylemler sonrasında yoğunlaşan demeç yağmurlarını saymazsak pek bir şey yaptığını söylemek pek mümkün değil.
Dün Çiğdem Toker Cumhuriyet’teki sütununda 14 Ağustos 2014-29 Haziran 2016 arasında CHP ve HDP’li milletvekillerinin parlamento çatısı altında beş kez “IŞİD’i araştıralım” önerisi sunduklarını, beşinin de reddedildiğini hatırlatıyordu.
Şaşırır mısınız, tedirgin mi olursunuz, kınar mısınız, lanetler misiniz siz karar verin.
Gaziantep’te bir çocuğa çoğu çocuklardan oluşan 54 kişiyi öldürttü IŞİD.
Kahrolduk, acısını artık içimizde sığdıracak yer bulamadığımız acıların yanına yazdık.
Ama şaşırdık mı?..
İşgal planı iddianamede
Türkiye’deki önceki saldırıların emrini veren Yunus Durmaz’ın ele geçirilen notlarında yazılanları hatırlıyor musunuz?
O notlarda Durmaz Gaziantep’te 150 kişiye canlı bomba, bombalı saldırı ve silah eğitimi verdiğini aktarıyordu.
120 dolar ila 690 dolar arası değişen maaşlarla bağladığını yazıyordu, 400 kişiyle Gaziantep’i işgal etmek gibi planlarının olduğunu anlatıyordu.
Saldıracak 400 kişi için adresler bulunmuş, kılıflar hazırlanmıştı kâğıt üzerinde...
Bunları Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı 500 sayfalık iddianamede detaylı şekilde görmek mümkün.
Bir düğüne saldırmayı planlamış oldukları da biliniyordu.
Dahası var...
3 Mayıs 2016’da gelmişti haber. O günlerde Gaziantep’te Emniyet Müdürlüğü’ne bomba yüklü araçla saldırıp 3 polisi şehit etmiş olan IŞİD’in okuttuğu cuma hutbelerine dikkat çekiliyordu.
Haberde şunlar yazıyordu:
“Geçen hafta cuma namazında IŞİD imamlarının Suriye’nin IŞİD kontrolündeki bölgeleri olan Bab, Menbiç, Cerablus bölgelerinde okudukları hutbelerde, Gaziantep, Nizip, Karkamış ve Kilis’in bundan sonra IŞİD’in en büyük hedefleri arasında olduğu duyuruldu. IŞİD imamları hutbede bu merkezlerde halkın çok yakında mülteci konumuna düşeceğini, bu durumun IŞİD ile Türkiye savaşının yeni bir boyutu olduğunu da öne sürdü. Kilis’e yönelik roket saldırısının artması ve Gaziantep’teki bombalı araçla yapılan intihar saldırısı IŞİD’in harekete geçirildiğinin işareti olarak kabul ediliyor...”
Bir randevu vermedikleri kaldı herhalde gelecek saldırı için, bu rahatlıkla onu da yaparlar...