Geçen Ağustos ayında Ankara’da bir intihar olayı yaşandı. Hayatına son veren önemli bir iş örgütünde 20 yıla yakın finans uzmanı olarak çalışan Arzu Köksal'ın ölümünden sonra ilginç olaylar yaşandı. 80 kişi, Köksal’a aylık yüzde 10 faiz vaadiyle verdikleri paraların peşine düştü. Köksal’dan geriye kalan kayıtlara göre ise toplanan para 108 milyon lira. Köksal, yaşamına son vermeden önce yazdığı mektupta, para toplama işinden aynı kurumda çalışan finans müdürünün sorumlu olduğunu öne sürdü. Savcılık konu ile ilgili soruşturma başlattı.
Aylık yüzde 10 kâr payı
Toplanan para 108 milyon lira
Savcılık dosyasında yer alan bir ifadeye göre, para toplama faaliyeti en az 3-4 yıl öncesine dayanıyor. Toplanan paranın nasıl değerlendirildiği ise şu aşamada belli değil. Toplanan paranın tutarı ise 108 milyon lira. Sisteme 50 bin lira vererek dahil olan da var, yakınlarını ikna ederek milyonlarca lira vererek dahil olan da... Edinilen bilgilere göre bir tür ‘Ponzi’ olan sisteme girmek için evini satan da oldu, düğün altınlarını bozan da. Ancak geçtiğimiz mayıs ayından itibaren ödemelerde sıkıntı yaşanmaya başladı.
"Nasıl bir son bekliyor biliyorum"
Köksal'dan geriye kalan el yazısı mektup, para alınan kişilerin listesi, cep telefonu yazışmaları da ödeme sıkıntısı yaşandığını ortaya koyuyor. Hürriyet’in ulaştığı evraklara göre Köksal, en son, intihar edeceği gün dahi, para veren bir kişi ile yazıştı. Bu yazışmada, B. isimli kadın çok zor durumda kaldığını, mutlaka parasını alması gerektiğini belirtiyor. Köksal ise mesajında "Hiçbir şeyin nasıl olacağını bilmiyorum. Beni nasıl bir son bekliyor bilmiyorum" diyor.
İki mektup bıraktı
Köksal’dan geriye kalan iki mektup, para veren kişilerin listesi ve WhatsApp yazışmaları savcılık dosyasına sunuldu. Köksal, mektubun birini ailesine yönelik yazıyor. Eşinden ayrı yaşayan Köksal’ın 12 Ağustos’taki intihardan önce iki kez daha benzer girişimde bulunduğu öğrenildi.
Kimsenin vebalini ödeyemiyorum
Köksal, iki sayfadan oluşan ikinci mektupta ise, “Hiç kimse için bir şey yapamadım” diyor. Mektubunda kullanıldığını söyleyen Köksal, halen aynı kurumda çalışan kişinin ismini vererek şunları yazmış: “N.Ş. hayatımı mahvetti. Bunca insanın hayatını mahvetti. Kendisinin bu işteki bağlantısını ortaya koyduğumu anladığında, hayatında benimle bağlantısı olduğu bütün izleri silmiş. Hepimizin masum hayatlarını, beni kullanarak çaldı. Hiç kimsenin vebalini ödeyemeyecek duruma getirdi beni.”
Kurye dahil isimleri verdi
Aynı zamanda Arzu Köksal’ın çocukluk arkadaşı da olan emekli öğretim üyesi H.F.’nin 8 Şubat günü polise verdiği ifadede ilginç ayrıntılar yer alıyor. H.F., N.Ş.’nin şikâyeti sonrası verdiği ifadede ev almak için biriktirdiği parayı Köksal’a verdiğini ifade ediyor. H.F., Köksal’ın kendisine “Bizim kurumda, bize tanınan imkanlardan yararlanarak senin paranı ben burada işletirim” dediğini öne sürdü. H.F. ifadesinin devamında Köksal’ın kendisine “Bütün kontrol N.Ş.’de. Aynı bölümde çalışan F.T., ben ve A. İsimli arkadaşım birlikte yapıyoruz. Veznedar M.A. ise bize kuryelik yapıyor” dediğini anlattı. Konu ile ilgili ulaşmaya çalıştığımız N.Ş.’den ise dönüş olmadı.
Büyük bir organizasyon
Bir kısım mağdur adına suç duyurusunda bulununan Tevfik Görkem Şenel, "Arzu Köksal'ın aracı olarak kullanıldığını düşünüyoruz. Organizasyonun, görünenden daha büyük bir boyutu olduğunu düşünüyoruz. Etkin bir soruşturma ile tüm bunlar ortaya çıkacaktır" dedi.
İlk olarak ABD'de ortaya çıktı
Ponzi sisteme adını veren Charles Ponzi ilk olarak 1920 yılında ABD’de 10 bin kişiyi katarak ‘Ponzi Oyunu’nu gerçekleştirdi. Ancak ortada olmayan bir kâr yalanı uzun sürmedi ve binlerce kişi parasını kaybetti. Ponzi yöntemi, yatırımcılara kendi paralarından geri dönenle veya sonraki yatırımcılardan gelen paralarla ödeme yapıyor. Bu sistemde kişi, finansal kurumların vadettiğinden daha fazla faiz getirisi öneriyor. Ancak bu siteme para yatıran hemen herkes bir süre sonra parasını kaybediyor. Sistem, çeşitli adlar altında Türkiye’de de sıklıkla uygulanıyor.