T24 - Türkiye ile Almanya’dan gazeteci ve akademisyenlerin katılımıyla düzenlenen “Yeni Medya Düzeni: Türkiye ve Almanya” başlıklı kolokyumda medyanın ve multimedya basın ortamının geleceği tartışıldı. Kolokyumda, “medya teknolojisinde kaydedilen büyük gelişmelere karşın haberi ve hikâyeyi yazanların klasik gazeteciler olduğu gerçeğinin değişmediği” tespiti, üzerinde en geniş uzlaşma sağlanan görüş oldu. Toplantıda, bağımsız gazetecilik girişimlerinin “alternatif habercilik” yapmasının gençlerin tercih nedeni olduğuna işaret edildi.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde düzenlenen kolokyuma Almanya’dan Der Spiegel, Bild, TV21, Die Zeit gibi önde gelen haber kuruluşları ve Freie Üniversitesi akademisyenleri, Türkiye’den de Doğan, NTVMSNBC, Zaman, Ciner, Google grupları ve akademisyenler katıldı. İki gün boyunca süren ve 30’un üzerinde katılımcının konuştuğu toplantıda, “yeni medya” tanımı üzerinde duruldu, yeni düzenin eski medyanın yapılanışında ne gibi değişikliklere neden olduğu konusunda tespitler yapıldı.
Online gazetecilik ve finansal durum
Toplantıda öncelikli olarak, geleneksel medya ile yeni medyanın artık birbiriyle bir bütün haline geldiği, ancak haber yazma ve haberi okutturma açısından multimedya gazeteciliğin bambaşka tekniklerinin olması gerektiği üzerinde duruldu.
“Online gazetecilik yapan birinin ilk birkaç cümlede bütün haberi anlatabilmesi gerektiği ve ilgili mecraları etkin bir biçimde kullanabilmesi gerektiği” üzerinde konuşan katılımcılar, hem Almanya’da, hem de Türkiye’de bu konuda yetkin gazetecilere daha fazla ihtiyaç duyulduğunu belirttiler.
The European haber sitesinin kurucusu, gazeteci Dr. Alexsander Gorlach, “online medyanın kesin surette bir niş üzerinden yayın yapması gerektiğini, artık ihtiyacı karşılayamayan geleneksel basının eksik kaldığı noktalar üzerinde durarak başarılı olabileceğini” söyledi.
Toplantıda, sadece reklam geliri ile ayakta durabilen, satış geliri elde etme olanağı bulunmayan online gazetecilik mecralarının finansal açıdan desteklenmesi gerektiği görüşü dile getirildi.
Hürriyet İnternet’ten Kürşat Özmen, Türkiye’de internet reklamının reklamverenler tarafından henüz yeterince benimsenmediğini, verilen reklamlarda en büyük payı da Google'un aldığını vurguladı.
Tartışmayı reklamverenler adına değerlendiren Elif Cerit ise, aslında internetin, hem hedef kitleye ulaşma bakımından, hem de fiyatlarının düşük olması nedeniyle daha etkin bir reklam mecrası olduğunu, sektörde rakamların giderek büyüyeceğini vurguladı.
The European'in kurucusu Gorlach da, bu tartışmada, ayakta kalma amacında olan web sitelerinin aynı zamanda yaratıcı reklam çözümleri için alan açmaları gerektiğinin altını çizdi.
Habercilik klasik gazetecilerin işi
Der Spiegel editörü Sebastian Knauer, gündemi belirlemede online gazeteciliğin etkili olduğunu, ancak bu etkide payın klasik gazetecilerde olduğunu vurgularken Wikileaks örneğini verdi. Wikileaks'in sızdırdığı 250 binden fazla dokümanı ayıklayıp haber haline getirebilmek için Der Spiegel’de yaklaşık 50 kişilik bir ekip kurulduğunu anlatan Knauer, haberin içeriğinin mutlak surette klasik gazetecilerden ve muhabirlerden sağlandığını söyledi.
Today’s Zaman'da yazan Nicole Pope, gazetelerin eskisi gibi haberin kaynağına ulaşmaya çalışan muhabirleri teşvik etmediğini, hatta yolculuk harcaması içeren bütçeleri kıstığını belirtti. Toplantıda, bu durumun sonucunun hep birbirini tekrar eden haberler olduğuna işaret edildi.
Bild gazetesi köşe yazarı emektar gazeteci Ernst Elitz de, “online medya”nın sadece teknolojik bir gelişmeyi ifade ettiğini belirterek “online gazetecilik” gibi bir terimin kullanılmaması gerektiğini, haberi ve hikâyeyi klasik gazetecilerin ürettiğini belirtti.
Kolokyumun bir başka tartışma konusu, dijital ve online medyada var olan kalite ve güven sorunu oldu. Okuyucuya ya da kullanıcıya ulaşma hızının, gazetecilerin haber kaynağı kontrolünü yapmalarını zorlaştırması, “etik bir sorun” olarak ortaya kondu.
Blogform Grubu’nun kurucusu ve CEO’su Michale Maier, dile getirilen sorunlar karşısında korkuya kapılmamak, aksine gazetecilik mesleği açısından çok heyecanlı bir dönem yaşandığının farkında olunması gerektiğini anlattı. Maier, “Gazeteciler olarak insanların ne istediğini anlamamız lazım. Bu teknolojik gelişmeleri kötülemek yerine, onları nasıl etkin bir biçimde kullanacağımızı öğrenebilmemiz lazım” dedi.
Maier'in Google’ın artık “gatekeeper” (kapı bekçisi) olduğu görüşü, diğer katılımcılar tarafından paylaşılmadı. Katılımcıların görüş birliğine ulaştıkları temel konu; “basılı, görsel, işitsel ya da internet, hangi mecrada olursa olsun haberi yapanlar ile analiz edenlerin profesyonel gazeteciler olduğu” oldu.
Bağımsız gazetecilik ilgi görüyor
Toplantıda Almanya’daki Türk göçmenler konusu da ele alındı. Alman medyasının Türkiyeli göçmenlerin temsiliyeti konusunda neler yapabileceği sorusu, sadece sembolik göçmen kadınların varlığı ve birkaç bilinen başarı öyküsü ile yetinilmemesi gerektiği yorumuyla tartışıldı. Alman medyasının, Alman ekonomisine, sanatına, edebiyatına, iş dünyasına katkıda bulunan Türkiyeli göçmenlerin temsili üzerinde de durması gerektiği vurgulandı. Bu noktada, Alman medyasının büyük bir eksiği olduğunu belirten Yeşiller Partisi Berlin Milletvekili Özcan Mutlu kolokyum katılımcılarından, önemli yayın kuruluşlarının yöneticileri olarak hassasiyet beklediklerini söyledi.
Kolokyumda ele alınan diğer bir başlığı, Alman ve Türk izleyici, okuyucu ve kullanıcı kitleleri arasındaki farklar oluşturdu. Bu bölümde, Türkiye’deki toplam gazete okuru sayısının Almanya’daki Bild gazetesinin okurlarından az olması tartışma konusu edildi.
Doç. Dr. Nilüfer Timisi ve Doç. Dr. Beybin Kejanlıoğlu, online mecraların Türkiye’de özellikle genç nüfus tarafından tercih edildiğini, bu tercihte özellikle bağımsız girişimlerin alternatif gazetecilik yapmalarının etkili olduğunu vurguladılar.
Michael Maier, Türk-Alman kimliğini taşıyan kitleye ulaşma hedefi için Türk meslektaşlarından yazı, fikir ve işbirliği beklediğini belirtti.
Toplantıda, Türkiye’den Almanya’ya işçi göçünün 50. yılının hem Berlin’de, hem de Bahçeşehir Üniversitesi ve Freie Üniversitesi’nin ortak festival organizasyonunu yapacağı İstanbul'da kutlanması kararı alındı.
Diğer yandan Berlin Freie Üniversitesi ile Bahçeşehir Üniversitesi İletişim fakültelerinde okuyan öğrencilerin, göçün 50. yılında yayınlanmak üzere orta metrajlı bir belgesel çekimine başlayacakları bildirildi.
Kimler katıldı?
TÜRKİYE: Ev sahibi Bahçeşehir Üniversitesi’nden İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Gürgen, Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Burçe Çelik, Doç. Dr. Süheyla Kırca-Schroeder, Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nden Doç. Dr. Beybin Kejanlıoğlu, ORSA Stratejik İletişim Yönetimi’nin kurucusu Salim Kadıbeşegil, NTVMSNBC Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Yeşiltepe, Hürriyet Daily News Baş Editörü David Judson, Forbes Dergisi ve Eklerin Baş Editörü Burçak Güven, Google Türkiye Endüstri Lideri Sedat Kılıç, Zaman gazetesinden Haydar Durusoy, Today’s Zaman yazarı Nicole Pope, Time-Out İstanbul Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Zeynep Güler-Tuck.
ALMANYA: E-Plus Grubu Kurumsal İlişkiler ve Halkla İlişkiler Direktörü Dr. Gunnar Bender, BILD yazarı Prof. Ernst Elitz, TV21 Baş Editörü Markus Föderl, Der Spiegel Dergisi Editörü Sebastian Knauer, Brigitte Dergisi Baş Editörü Andreas Lebert, Blogform Grubu’nun kurucusu ve CEO’su Michael Maier, Die Zeit Gazetesi Yönetim Direktörü Moritz Müller-Wirth, Niederssachsische Allgemeine Zaitung Baş Editörü Horst Siedenfaden, Yeşiller Partisi Berlin Milletvekili Özcan Mutlu. Freie Üniversitesi Medya ve Kültür Yönetimi Bölümü Başkanı Prof. Dr. Klaus Siebenhaar, doktora öğrencisi Elias Sievernich, STEG Komünikasyon’un kurucusu ve CEO’su Thomas Steg.