Yaşam

İnternet kafeler gençleri sosyalleştiriyor

Bir araştırmaya göre, gençler internet kafelere 'toplumsallaşma olanağı bulduğu' için gidiyor.

12 Şubat 2009 02:00
Başkent Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyeleri Doç. Dr. Mutlu Binark ve Günseli Bayraktutan Sütçü'nün araştırmasına göre, internet kafeler gençleri asosyal değil sosyal yapıyor; gençler bu kafelere, "toplumsallaşma olanağı bulduğu" için gidiyor.

İnternet kafelerdeki dijital oyun kültürü ile gençlerin internet kafe alışkanlıklarını TÜBİTAK desteğiyle araştıran Doç. Dr. Binark ve Sütçü, Ankara'nın farklı semtlerindeki internet kafelerde, odak grup görüşmeleri ve derinlemesine mülakat yaptı.

İlginç sonuçların ortaya çıktığı araştırmaya göre, gençlerin internet kafelere gelme nedenleri, bu mekanların kullanıcılarına "hem çevrim içi hem de çevrim dışı toplumsallaşma olanağı sağlaması". Çünkü araştırmaya göre, internet kafeler gençlere sadece internete erişim sağlayan mekan değil, gençlerin "sosyalleşebilecekleri kamusal mekanlar" haline geldiklerini belirtiyor.

‘Arkadaş ve alışkanlık demek’

Araştırmaya göre, internet kafe kullanıcılarının büyük kısmı 12-25 yaş arası erkekler. Bunların çoğunluğunu bekar ve lise-üniversite öğrencileri oluşturuyor.

İnternet kafelere gelenlerin yarısından fazlasının evinde bilgisayar ve internet bağlantısı bulunuyor. Ancak gençler, arkadaşlarıyla birlikte oldukları, beraber oyun oynadıkları, arkadaş buldukları ve ucuz olduğu için evi yerine buralarda bilgisayar kullanmayı tercih ediyor. Çoğu aynı internet kafeye gidiyor.

Gençlerin, internet kafenin kendilerinde ne anlam ifade ettiğini tanımlamak için araştırmacılarla görüşmelerinde en fazla "alışkanlık", "arkadaşlarla görüşme", "buluşma yeri", "eve yakınlık", "zevkli", "eğlenme" sözcüklerini kullandıkları dikkat çekiyor. Ancak internet kafelerde, çocuk kullanıcı nüfusu, kullanıcının sosyoekonomik gelir düzeyi yükseldikçe azalıyor.

Alternatif mekânlar

Araştırmaya göre, özellikle genç liseli erkekler için okulun dışında alternatif birlikte olma mekanlarının başında internet kafeler geliyor. Gençler, internet kafelerin içerisindeki çeşitli bölümlerde geleneksel kahvehanelerde görülen okey, tavla, bilardo, iskambil oyunu ile maç yayını yapan şifreli kanalları izlemek gibi etkinliklere da katılıyor.

İnternet kafelerde, oyunlar sayesinde sanal sohbet veya yanındakiyle diyalog kurma durumu oluştuğundan, internetin daha çok "başkalarıyla iletişim kurma amaçlı" kullanıldığı sonucu ortaya çıkıyor.

Binark ve Sütçü, gençlerin özellikle arkadaşlarıyla buluşması, dijital oyunlarla sanal topuluklara girmesi ve yeni çevreler edinmesinin internet kafelerin konumuna etkilerini şu şekilde dile getirdi:

"Görülmektedir ki internet kafeler, bireyin farklı etkinlikler üzerinden toplumsallaştığı bir alan. Ancak ana akım medyaya baktığımızda, internetin bireyi yalnızlaştıran, toplumdan yalıtılmış olmasını sağlan, etkili ve olumsuz bir güç olarak sunulduğunu görüyoruz. İnternete yönelik en önemli kalıp yargılardan birisi, bilgisayar ekranı karşısında geçirilen zamanın bireyin asosyalleşmesinin nedeni olduğu.

Oysa araştırmamıza göre, internet kafede birey, hem aynı mekan içeresinde diğer kullanıcılarla hem de siber uzam dolayımıyla ağ üzerindekilerle toplumsal etkileşime girmektedir. Böylece bu kafeler gençlerin sosyalleşebilecekleri kamusal mekanlar haline gelmekte..."

Topluluk oyunları tercih ediliyor

İnternet kafelere, en fazla oyun oynamak için gidiliyor. İkinci sırayı MSN, e-posta işlemleri, üçüncü sırayı araştırma, dördüncü sırayı sohbet ve ödev yapma alıyor.

Oyunlarda da internet kafedeki katılımcıların yüzde 90'a yakını, takım oyunlarını tek kişiliklere tercih ediyor. Bu, oyuncular arası diyaloğu artırıyor. İnternette daha çok strateji, spor ve devasa çevrimiçi oyunlara yöneliniyor.

Araştırma, Ankara'da popülerleşmeye başlayan internet kafe kullanım biçiminin büyük ekranlarda çoklu kullanıcılarla Play-Station'un oynanması olduğunu ve Türk oyuncuların, "başarılarını göstermek", "hava atmak", "anı bırakmak" için oyunlardan bazı görüntüleri kaydetmeyi sevdiğini ortayaçıkardı.

İnternetteki oyunlara yönelik diğer ilginç bir yan da bazı oyunlardan para kazanılabilmesi... Bunlardan en çok bilineni geliştirilen sanal karakterlerin, oyun parasının veya oyundaki eşyaların gerçek hayatta paraya endekslenerek satılması.

Veresiye internet

Araştırmanın ilginç sonuçlarından bir diğeri de her sosyoekonomik gelir düzeyinde ebeveynlerin internet kafe sahipleriyle veya mekanla bir çeşit ilişkisi olması... Çocuklar, ya ebeveynlerinin sahiplerini tanıdığı kafelere ya da anne ve babalarca fiziksel olarak her an erişimi kolay olanlara yönlendiriliyor. Araştırmada, bir internet kafe sahibi, bu durumu "Çocukları oyun oynarken kendisi internette sörf yapan bayanlar olduğu gibi sadece çocuğunu getirip teslim eden ve gidip çarşı-pazar işlerini halleden bayanlar da var, gözümüz arkada kalmıyor deyip teşekkür ediyorlar" sözleriyle dile getiriyor.

Ayrıca, düşük sosyoekonomik gelir düzeyine sahip semtlerde, internet kafenin devamlı kullanıcısı, yani müdavimi olma durumu daha yaygın.

Araştırmaya göre, Türkiye'ye özgü bir alışkanlık internet kafelerde de devam ediyor: "Veresiye yazdırma"... Özellikle çocuklar, ailelerinin ödemesi için böyle bir yöntemi uyguluyor. Bu duruma genelde mahallelerdeki internet kafelerde rastlanıyor.

Yarar ve riskleri

İnternet kafe sahipleri ve kullanıcılar medyada sürekli olumsuz yansıtılmalarından yakınıyor. Bu noktada araştırmacılar çevrim içi olanakların gençler için sağladığı yarar ve riskleri şöyle sıralıyor:

"Gençler, internette, eğitim için kaynak ve bilgilere daha kolay ulaşabiliyor ama bunun yanı sıra karşısına yasa dışı içerikler de gelebiliyor. İnternet, toplumsal ağlar ve yeni arkadaşlar sunuyor, var olanlarla iş birliği ve birlikte oyun oynama imkanı sağlıyor ama ırkçı, nefret materyalleri, cinsellik ögeleriyle de karşılaşılabiliyor. Gençler internette yaratıcılık, deneyim paylaşımı, sağlık ve cinselliğe dönük bilgi edinme olanaklarına sahip oluyor ama aşırı şiddet, taciz, kumar, reklam türü bilgilerle de karşı karşıya kalabiliyor."

Binark ve Sütçü, araştırma sonuçlarının, bireylerin internet kafelerde geçirdikleri zamanın ve etkinliklerinin sadece korumacı-kollamacı ve yasakçı düzenlemelerle değil, eleştirel ve yeni medya-okuryazarlığı kavramlarıyla düzenlenmesi gerektiğini ortaya çıkardığını vurguladı.

Böylelikle, medya metinlerini eleştirel okuyan ve üretim sürecine dahil olan yurttaşlık bilincini geliştirmenin mümkün olacağını belirten araştırmacılar şunları kaydetti:

"Bu farkındalık ve duyarlılık, gençlerin sanal uzamı sadece tüketim pratiği olarak görmelerinden öteye geçerek bir üretim alanı olarak kullanmalarını da teşvik edebilir. Bu noktada, bizce internet kafelerin, internete kamusal erişim mekanlar olarak potansiyelleri keşfedilmeli; işletmeciler, aileler ve kamusal aktörler, dijital oyuna ve oyun türlerine dair bilgilendirilmeli, dijital oyun türlerinin sınıflandırılması sistemi bir an önce geliştirilmeli, okullardaki derslerde dijital oyun kültürü tanıtılmalı."