Önümüzdeki yüz bin yıl içerisinde insanlar, çizgi film karakterlerine benzeyebilir. Araştırmacıların iddialarına göre, fiziksel-biyolojik gelişim süreçleri, ileride karşımıza daha geniş gözlü ve büyük insanlar çıkarabilir.
New York Daily News'a konuşan ressam Nickolay Lamm "Bu kurgu aslında mantığa dayalı" ifadesini kullandı. Lamm verdiği söyleşiye şöyle devam etti. "Bunu ilk dizayn ettiğimde anime (japon çizgi film sanatı) hiç aklıma gelmemişti, benzerlik sadece bir tesadüf."
Lamm bu teori üzerinden giderek geleceğe dair tahminler yapabilmek için genetik uzmanı Alan Kwan ile bir çalışma başlattı. Öngörüler zigotik ( yarısı anneden ve yarısı babadan gelen has kromozom hücresi) gen mühendisliğinin gelişmesiyle, bir gün insanlar elektronları kontrol edebildikleri gibi kendi gelişimlerini de kontrol edebilecekler."
Kwan konuya ilişkin olarak: "Böyle bir gelecekte insanlar doğal gelişimlerinden ayrı olarak kendi gelişimleri üzerinde çaprazlaşmış bir kontrol kuracaklar ve ihtiyaçlarına göre insan biyolojisini yönlendirebilecekler." diye konuştu.
Araştırmacıların ileri sürdükleri teoriler bu kabiliyetin kazanılmasının sonucu olarak insanların aslında daha çekici, daha belirgin yüz hatlarına sahip olacaklarını öne sürüyor. Bu teoriler, insanların daha net hatlar, düzleşmiş burunlar, büyük ve çarpıcı gözler ve eşsiz bir simetriye kavuşabileceğini, ancak daha başka değişimlerin tamamen fonksiyonel olacağını öne sürüyor.
Kwan kafa tasının, insanların evren konusundaki bilgilerinin artmasına ve bilimsel araştırmalara bağlı olarak insan beyninin genişlemesi sonucu, daha geniş ve büyük olacağını öne sürüyor.
Bütün bunlara ek olarak, gelecekte uzay kolonizasyonunun başlamasıyla ve daha karanlık ortamlara fiziksel olarak uyum sağlamak amacıyla, insanların gözlerinin büyüyeceği belirtildi. Güneşle aradaki mesafe büyüdükçe ve dünyamızın ozon tabakasından uzaklaşıldıkça da, UV radyasyonundan korunabilmek için cilt renginin koyulaşacağı öne sürülüyor.
Belki de en ilginç varsayımlardan biri, gelecekte insanların baykuşlarda olduğu gibi yanlara doğru göz kırpmaya başlayıp gözlerini çevirebilecekleri. Araştırmacılar bunun "kozmik ışınlardan korunma" amaçlı gelişebileceğini öngördüklerini belirtti.
Ancak, Kwan ve Lamm bu araştırmanın bilimsellikten çok varoluşsal felsefeye dayandırıldığında ısrar ediyor.
Nickolay Lam "Aslında bütün bunlar eğlence için başladı" diyerek söyleşiyi sonlandırdı.