Büyükada’da atölye çalışması düzenledikleri sırada gözaltına alınan ve tutuklanan sekiz hak savunucularından Eşit Haklar İçin İzleme Derneği’nden Nejat Taştan, “Hepimiz aynı toplantıdaydık. Arkadaşlarımızı da buraya istiyoruz” dedi.
Büyükada’da atölye çalışması düzenledikleri sırada gözaltına alınan ve tutuklanan sekiz hak savunucusunun avukatları, aileleri ve arkadaşları, polis baskınını, gözaltı sürecini ve soruşturmaya dair gelişmeleri paylaşmak üzere dün Beyoğlu’ndaki Limonlu Bahçe’de basın toplantısı düzenlediler.
Büyükada’da atölye çalışması düzenledikleri sırada tutuklanan sekiz hak savunucusunun avukatları, aileleri ve arkadaşları, soruşturmaya dair gelişmeleri kamuoyu ile paylaştı.
Polis baskını öncesi kapısı açık, otelin bahçesinde havuza giren insanların görüldüğü bir salonda toplantının sürdüğünü anlatan Taştan, “Çarşamba günü sabah o açık kapıdan 20- 25 polis içeri girdi. Bağırarak, ‘herkes ayağa kalksın, kimse telefonlarına dokunmasın’ diyerek... ‘Tuvalet ihtiyacı için de yanımıza polis verdiler. Yakınlarımıza haber verme taleplerimizi reddettiler. Savcı 24 saat iletişim yasağı getirdi. Ertesi gün 14.00- 15.00 saatlerine dek kimseyi aramamıza izin vermediler” diye konuştu. Emniyette 9 gün boyunca hiçbir soru sorulmadan tutulduklarını belirten Taştan, “9 gün boyunca yattık. Bir yatakta iki üç kişi, üç kişilik hücrede altı kişi kaldığımız dönemler de oldu” dedi. 2004 yılında ayrıldığı eski eşinin, telefonunda Bylock yüklü olan biri tarafından aranmış olmasının aleyhinde delil olarak gösterildiğine dikkat çeken Taştan, şöyle devam etti:
“Günal, polis memurlarına insan hakları eğitimine çağrılıyor ve gidiyor. O dönem Günal’ı davet eden emniyet müdürü FETÖ tutuklusu ve telefonunda Bylock yüklü... Aynı Cumhuriyet davasındaki pideci-parkeci olayı gibi... ”
"Biz de tutuklanabilirdik..."
İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Koordinasyonu’ndan Feray Salman, Büyükada toplantısının İHOP tarafından planlandığını, güvenli alanda insan hakları mücadelesini devam ettirmek için bir dizi eğitim programı yapmaya karar verdiklerini ifade etti. Salman, “Gelip bize sorsalardı böyle anlatırdık, bir sır toplantı falan da olmadığı ortaya çıkardı” dedi. Yurttaşlık Derneği’nden Emel Kurma da “Biz de atölyeye katılacaklar arasındayız. Takvimimiz uymadığı için gidemedik. Yani şu an hasbelkader buradayız” dedi.
"Silivri Cezaevi kadınlara alışkın değil"
Avukat Meriç Eyüboğlu, tutuklu sekiz hak savunucusunun cezaevindeki kurslar, kütüphane, diğer koğuşlardakilerle ortak görüş, spor salonu gibi haklardan mahrum bırakıldığını belirtti. Sağlık problemlerine de çözüm bulamadıklarını belirten Eyüboğlu, “En basiti Nalan’ın beyaz etmek yememesi gerekiyor ama iki aydır bu sorunla mücadele ediyoruz. Silivri Cezaevi kadınlara alışkın değil. Kantinden ped dışındaki ihtiyaçlarını karşılayamıyorlar” diye konuştu. Avukat Deha Murat Boduroğlu, tutuklu İsveç vatandaşı Ali Garawi ve Almanya vatandaşı Peter Steudtner’in Türkçe bilmediklerini anımsatarak, “Ali’nin anksiyete sorunu var. Bir kez doktora çıkarıldı ancak doktor İngilizce bilmiyordu ve tercüman da yoktu” dedi.