İstanbul'da, inme nedeniyle tedavi görmüş hastalar ve yakınları için inme sonrası bakım, rehabilitasyon süreci, iyileşme süreci ve yaşam kalitesinin artırılmasını anlatmak amacıyla "İnme Okulu" etkinliği düzenlendi. Beyin pıhtısı nedeniyle inme geçiren ve tedavi sürecini başarıyla tamamlayan hastalar ve yakınları ise bu süreçteki deneyimlerini anlatarak inmenin erken fark edilmesinin önemini vurguladı. İnme belirtilerinin fark edilmesi ve hemen müdahale edilmesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, tedaviye erken başlandığında, hastaların hayatta kalma oranlarının arttığını ve tedavi sürecinin başarıyla sonuçlandığını belirtti. İnme Okulu'nda konuşan Nöroloji Uzmanı Dr. Nermin Çalışır, "İnme belirtileri ortaya çıktığında, kişinin yakınında bulunan biri vakit kaybetmeden 112'yi aramalıdır. İlk 4,5 ila 6 saatlik süre, tedavinin etkili olabilmesi için kritik önem taşıyor. Güçlü tedavi seçeneklerimiz var ve bu tedavilerin uygulanabilmesi için hastanın 112 aracılığıyla en yakın inme merkezine hızla ulaştırılması gerekiyor" dedi.
Çamlıca'da bulunan Romatem Move Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Merkezi'nde "İnme Okulu" etkinliği gerçekleşti. Etkinlik ile inme nedeniyle tedavi görmüş hastalar ve yakınları için inme sonrası bakımı, rehabilitasyon süreci, iyileşme ve yaşam kalitesinin artırılmasına dair bilgiler verildi. Hasta yakınları ise inme sürecinde neler yaşadıklarını, uygulanan tedavileri ve ilk belirtiler ortaya çıktığında ne yaptıklarını anlattı.
"Hasta ve yakınlarının tedaviye katkısı, başarı oranını artırıyor"
İnme Okulu etkinliğinin koordinatörü ve Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Hülya Şirzai etkinlik hakkında şöyle konuştu:
"Bu etkinlik ile rehabilitasyonun bir ekip işi olduğunu vurgulamayı ve bu ekibin merkezinde ise hasta ve hasta yakınları yer aldığını vurgulamak istedik. Hasta ve yakınları rehabilitasyon sürecine ne kadar fazla katkı sağlarsa, tedavinin başarısı da o kadar artıyor. Biz de rehabilitasyon ekibi olarak bunun için uğraşıyoruz. Rehabilitasyon sürecine aktif katılım sağlamadığında, tedavinin başarısı olumsuz etkileniyor. Bu yüzden, hasta yakınlarının sürece daha fazla dahil olmasını istiyoruz ki tedavide hedeflerimize ulaşabilelim. Bu amaçla da bugün İnme Okulu programını hazırladık. Programımızda, İnme nedir? İnme genellikle ev ortamında gerçekleştiğinde, hastalar bunu nasıl fark edebilir? İnme geçirdikten sonra ne yapmalılar? Taburculuk sürecinde veya inmenin akut dönemini atlattıktan sonra nasıl bir rehabilitasyon sürecine girmeleri gerekiyor? Tedavinin başarılı olması için nasıl bir yol izlemeliler? gibi soruları cevaplayacağız. Hastalarımızı ve yakınlarını inme ve sonrasında oluşabilecek komplikasyonlar konusunda bilinçlendirmeyi, rehabilitasyon süreci hakkında farkındalık kazandırmayı amaçlıyoruz. Ayrıca akıllarına takılan soruları yanıtlayarak onlara rehberlik etmeyi hedefliyoruz. İnme hastaları yalnız değiller. Benzer durumları yaşayan pek çok kişi var ve bu deneyimler paylaşıldığında, destek grupları sayesinde süreç çok daha iyi tolere edilebiliyor."
"İlk 4,5 ila 6 saatlik süre, tedavinin etkili olabilmesi için kritik önem taşır"
Romatem Move Fizik Tedavi Rehabilitasyon Merkezi'nden Nöroloji Uzmanı Dr. Nermin Çalışır ise inme vakalarının, 5 hastadan 4'ünün beyin damalarının tıkanması nedeniyle kaynaklandığını ifade ederek şöyle devam etti:
"5 hastadan 1'inde de kanama sonucu oluşuyor. Burada en önemli nokta, beyin hücrelerinin hayatta kalmasını sağlamak. İnme belirtileri ortaya çıktığında, kişinin yakınında bulunan biri vakit kaybetmeden 112'yi aramalıdır. İlk 4,5 ila 6 saatlik süre, tedavinin etkili olabilmesi için kritik önem taşır. Güçlü tedavi seçeneklerimiz var ve bu tedavilerin uygulanabilmesi için hastanın 112 aracılığıyla en yakın inme merkezine hızla ulaştırılması gerekiyor. İnme belirtileri arasında yüzde asimetrik sarkma, konuşmada bozukluk ve kollardan birinin güçsüzleşerek aşağıya düşmesi yer alır. Bu üç belirtiden herhangi birini fark ederseniz, hemen 112'yi arayın ve hastanın en kısa sürede bir inme merkezine ulaştırılmasını sağlayın."
"Türkiye'de her yıl ortalama 500 bin yeni inme vakası ekleniyor"
Türkiye'de her yıl ortalama 500 bin yeni inme vakası eklendiğini söyleyen Nöroloji Uzmanı Çalışır, şunları söyledi:
"İlk günlerde uygulanan ilaç ve serum tedavilerinin ardından, beyin hücreleri arasındaki iletişimi yeniden kurmak için nörolojik rehabilitasyona başlıyoruz. Ölen hücreleri geri getiremeyiz, ancak sağlam kalan hücrelerin, kaybedilen hücrelerin işlevlerini üstlenmesini sağlayabiliriz. Bu süreci binlerce kez tekrar eden egzersizlerle destekleyerek, sağlam hücrelerin yeni görevlerini öğrenmesini hedefliyoruz. Hastalarımızın iyileşmesi de bu süreç sayesinde gerçekleşiyor. İnme Okulu programı düzenledik. Amacımız, hasta ve hasta yakınlarını inme konusunda bilgilendirmekti. Onlara, inme sürecinde neler yaşadıklarını, tekrar yaşama ihtimallerini, uygulanan tedavileri ve ilk belirtiler ortaya çıktığında ne yapmaları gerektiğini anlattık. İnmeden korunmak için özellikle sigara kullanımının bırakılması, tansiyon ve diyabet kontrolü, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve kaliteli uyku kontrolü gerekiyor. İnme riskini yaş, cinsiyet ve genetik yatkınlık artırıyor. Ancak değiştirebileceğimiz pek çok faktör de bulunmaktadır. Tedavi etmeye çalışmaktansa, inmeye yakalanmamak ve bu riski en aza indirmek en önemli hedefimiz olmalı. Korunma, her şeyden önce geliyor."
"Eğer o anda hastaneye gitmezseniz, ömrünüzü hastanede geçirebilirsiniz"
Erken müdahalenin, inmenin etkilerini azaltmada ve iyileşme sürecini hızlandırmada büyük bir rol oynadığını vurgulayan hasta yakınlarından Diş Hekimi Ayşe Şendir şöyle konuştu:
"1 yıl önce eşimin beynine pıhtı attı ve acilen hastaneye başvurdu. Anjiyografi ile pıhtı alındı, fakat sağ tarafta inme meydana geldi. Diş hekimi olmama rağmen bu konuda oldukça bilgisizdim. Genel anatomi bilgim olsa da nelerin ne şekilde etkilediğini tam olarak bilmiyordum. Bunu, eşimin hastalığı ile deneyimleyerek öğrendim. Yaklaşık 10 ay hastanede kaldık ve ardından eve çıktık. Eve çıkınca tüm sorumluluk bendeydi ve çok tedirgin oldum. O sırada Romatem'den bir telefon aldım. Bir bilgilendirme dersi olduğunu öğrendim ve sevinçle kabul ettim. Bugün buraya gelerek çok şey öğrendim. En önemlisi moralim çok düzeldi. Çünkü bilmediğiniz bir denizde yüzmek gerçekten zor. Ama dibini gördüyseniz, o denizde yüzmek çok daha kolay oluyor. Bugün bana o denizin dibini gösterdiler. Çok teşekkür ederim. Profesörümüz bize pıhtının tekrar atabileceği ve bu hastalığın ikinci kez olabileceğini söyledi. Ayrıca herkesin başına gelebildiğini anlattı. O yüzden her an, her dakika tüm durumumuzu kontrol altında tutmamız gerektiğini vurguladı. Konuşmada bir bozukluk, hareketlerde bir kısıtlık, özellikle yaşlılarda yürümede zorluk veya dilde bir dolaşma gibi belirtiler varsa, mutlaka en yakın hastaneye başvurulması gerektiğini belirtti. Çünkü bu tür durumlar sonrasında her şey kötüleşebilir. Eğer o anda hastaneye gitmezseniz, ömrünüzü hastanede geçirebilirsiniz." (DHA)
Konsey: Vatikan tarihinde bir ilk yaşanmak üzere olabilir mi? (Spoiler içerir) |