Politika

İmralı Notları'ndan: Öcalan Erdoğan'dan üç ay önce 'paralel yapı' ifadesini kullanmış

’Paralel devleti cemaat yürütüyor ve bunlar şiddete mecbur kılmaya çalışıyorlar’’

26 Şubat 2016 13:15
Can Bursalı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının ardından Fethullah Gülen cemaatine yönelik olarak kullandığı "paralel yapı" ifadesi, Erdoğan'dan önce İmralı'da yapılan müzakereler sırasında Abdullah Öcalan tarafından kullanldığı belirlendi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17-25 Aralık operasyonunun ardından Gülen cemaatinin devlet içinde ‘paralel yapı’ kurduğunu savunmuştu. Erdoğan’ın sözlerinin ardından ‘’FETÖ/PDY terör örgütü’’ davası açılmış ve davanın bir numaralı sanığı olarak Fethullah Gülen iddianamede yer almıştı. Erdoğan’ın ‘paralel yapı’ ifadesi, çözüm sürecinde İmralı Adası’nda yapılan müzakerelerde, Abdullah Öcalan tarafından 15 Eylül 2013’te kullanıldı. 

Mezopotamya Yayınları tarafından Avrupa’da yayınlanan ‘’Demokratik Kurtuluş ve Özgür Yaşamı İnşa / İmralı Notları’’ adlı kitapta, çözüm sürecinde yapılan müzakerelerin tutanakları yer alıyor. 3 Ocak 2013’ten 14 Mart 2015’e kadar yapılan görüşmelerin notlarının bulunduğu kitabın ‘’Ben siyaseten artık özgür bir insanım’’ başlıklı bölümünde, Öcalan, ‘’Diyarbakır Emniyeti paralel devlet gibi çalışıyor’’ ve ‘’Paralel devleti cemaat yürütüyor ve bunlar şiddete mecbur kılmaya çalışıyorlar’’ ifadelerini kullanıyor.

Kitabın 151. sayfasında başlayan 14 Ekim 2013 tarihli ’’Sosyal muhalefet boşluğunu demokratik sosyalizmle dolduracağız’’ başlıklınotlarda da Öcalan ‘paralel yapı’ya ilişkin şu ifadeleri kullanıyor:

‘’Paralel devlet gizli bir olgudur. İngilizlerin, kapitalistlerin, iki yüzyıllık sızmasıyla bu hegemon güçler, Türkiye Cumhuriyeti üzerinde kurumsallaşmış. Türkiye dört koldan kapama ve kuşatma altına alınıyor. Daha Mustafa Kemal Ankara’ya gelmeden kuşatılmıştır.’’

 

'Cemaat korkunç çalışıyor'

 

Öcalan, "paralel devlet"in 200 yıllık bir olgu olduğunu ve bugün yürütücülüğünü cemaatin yaptığını ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürüyor:

‘’1950’lerde Amerika devralıyor. Kontrgerilla özel eğitiliyor. Sözde Türkiye’yi komünizmden kurtaracaklar, ülkeyi cehenneme çevirdiler. 12 Eylül’den sonra CHP, İsrail, Cemaat sermayenin kontrolünü ele alıyor ve örgütlüyor. Bu plan Türk - Kürt çatışmasını derinleştirmeyi amaçlıyor. CIA, Özel Harp Dairesi, MHP ve Ülkücüleri, lobiler Cemaat’i harekete geçiriyor. Televizyonları, gazeteleri, sivil toplumu var. Bireysel haklar temelinde ele alıyorlar. Cemaat korkunç çalışıyor. Emniyet amirlerinin çoğu Cemaat’in sızmalarıdır. Diyarbakır ve Siirt Emniyet Amirleri özel programla gelmiştir.’’

'Devletle görüşmeye devam edeceğim'

 

‘’Paralel devlete teslim olmayacağız. Devletle görüşmeye devam edeceğim. Paralel devlet KCK operasyonlarını yaptı. MİT yapmadı. Adamlar güçlü. Başbakan çok istedi, bu Balyoz davaları ve benzeri. Başbakan kendi Genelkurmay Başkanını içeri atılmaktan kurtaramadı. 7 Şubat’ta Başbakan da içeri alınmak istedi.’’