BirGün yazarı Yaşar Aydın, 27 Şubat'ta PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrı yapmasını "Türkiye’nin, başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu’daki sıkışmışlığını aşma çabası" olarak değerlendirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "terör eylemlerine son vererek lağvedilmesi" çağrısı yaptığı PKK'nın lideri Abdullah Öcalan, aylardır beklenen çağrıyı yaparak, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması gerektiğini açıkladı. Öcalan'ın çağrısında "Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı çağrı, Sayın Cumhurbaşkanı'nın ortaya koyduğu iradeyle diğer siyasi partilerin malum çağrıya dönük olumlu yaklaşımlarıyla oluşan bu iklimde silah bırakma çağrısında bulunuyor ve bu çağrının tarihî sorumluluğunu üstleniyorum" ifadeleri yer aldı. Öcalan, "Devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın" dedi.
Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısına ek olarak gönderdiği "Bu perspektifi ortaya koyarken, şüphesiz, pratikte silahların bırakılması ve PKK'nin kendini feshi, demokratik siyaset ve hukuki boyutun tanınmasını gerektirir" notu da okundu.
PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın, PKK'nın kendini feshetmesi ve tüm grupların silahları bırakması yönündeki açıklamasından sonra, PKK Yürütme Komitesi, Abdullah Öcalan’ın çağrısına katıldıklarını ve gereklerini yerine getireceklerini belirtti. Komite, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılmasını da istedi.
PKK Yürütme Komitesi, 1 Mart'tan itibaren geçerli olmak üzere ateşkes ilan ettiklerini belirterek, saldırı olmadıkça hiçbir silahlı gücün eylem yapmayacağını vurguladı.
Aydın'ın yazısı şöyle:
"CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in “Bir yılı aşkın süredir üzerine çalışıyorlardı.” dediği Öcalan açılımı, mektubun okunduğu 27 Şubat tarihiyle resmileşti. Hiç kuşku yok ki çağrının, silah bırakma ve örgütün kendini feshetmesi gibi siyasal-toplumsal alana pozitif etki edecek yönleri var. Bu anlamda demokrasi için daha büyük bir mücadele döneminin başladığı da ifade edilmelidir. Diğer bir boyutu ise Türkiye’nin, başta Suriye olmak üzere, Ortadoğu’daki sıkışmışlığını aşma çabasının bir parçası olmasıdır.
Bu iki başlığın detaylı tartışmasını gazetenin diğer sayfalarına bırakarak, Erdoğan’ın yol haritasındaki anlamına odaklanalım.
Cumhur İttifakı, Türkiye’de azınlığa düştüğünden bu yana iki alana yoğunlaştı: Birincisi muhalefet blokunu dağıtmak, ikincisi ise dağılan bloktan bazılarını yanına çekmek. Öcalan açılımı, Erdoğan için her iki hedefe de ulaşma potansiyeli taşıyan bir anahtar olarak görülüyor. Önümüzdeki iki yıl boyunca Öcalan’a umut hakkı, PKK’nın kongre toplaması, yeni anayasa taslaklarının hazırlanması gibi birçok konu Türkiye’nin gündeminde olacak. Bazen bu başlıklarda kısmi gelişmeler yaşanacak, bazen tıkanmalar olacak, bazen de Binali Yıldırım’ın açıklamasında olduğu gibi “yol kazaları” yaşanacak. Ancak sonuç olarak, Türkiye’de önümüzdeki iki yıl boyunca bu konu gündemin ilk maddelerinden biri olacak.
Gündemi belirleme dışında, Erdoğan’ın bugünden itibaren en büyük beklentisi, Kürt siyasetinin muhalefetin bir parçası olmaktan vazgeçmesidir. Aslında “Atılacak adımlara bakacağız.” derken bile PKK’dan çok DEM’e seslendiğini söylemek lazım. Kürt siyasetinin bir yandan iktidarla müzakere ederken, diğer yandan da “Seni başkan yaptırmayacağız.” politikasına devam etmesinin zorluğunun farkında olan Erdoğan, önemli bir avantaj yakaladığını düşünüyor. Öcalan açılımıyla kritik anlarda kendisinin yanında ya da en azından tarafsız bir Kürt siyasetinin varlığını kesinleştirmek istiyor. Örneğin, Erdoğan için başkanlık yolunun anayasa değişikliğiyle açılması zor görünüyor. Ancak 27 Şubat itibarıyla herhangi bir tarihte yapılacak erken seçime DEM’in “hayır” deme ihtimali oldukça azaldı. Tek başına bu durum bile Erdoğan’a plan yapabilme rahatlığı veriyor.
Öcalan açıklaması sonrası siyasal alanda yaşanacaklar sadece DEM ile AKP ilişkisini değil, aynı zamanda muhalefet partilerinin ve hatta muhalif figürlerin birbirleriyle olan ilişkisini de etkileyecek. İmralı’dan gelen mektubun okunduğu gün, Ankara’nın Mansur Yavaş’ın talimatıyla bayraklarla donatılması hamlesi bile yeni durumu özetler nitelikte."
Yazının tamamını okumak için tıklayın.