Çeşitli şirketlerin yönetim kurulu başkanları, eski başbakanlar ve maliye bakanlarından oluşan Küresel Ekonomi ve İklim Komisyonu (The Global Commission on the Economy and Climate), iklim değişikliğiyle çare üretilmesinin maliyetinin yüksek olmayacağını savunuyor. Her yıl enerji ve ulaştırma projelerine harcanan 6 trilyon dolara, yüzde 5 oranında fon eklenmesiyle temiz teknolojiye kavuşulabileceği kaydediliyor. Eleştirel çevrelerse raporun fazla iyimser olduğu görüşünde.
BBC Türkçe'de yer alan habere göre, dünyadaki birçok araştırma örgütünden veri desteği alan Küresel Ekonomi ve İklim Komisyonu yedi hükümet tarafından kuruldu. Komisyonun başkanlığını eski Meksika Cumhurbaşkanı Felipe Calderon yapıyor. İngiltere hükümetinin eski ekonomi danışmanlarından ve daha önce iklim değişikliği ekonomisi konusunda yazıları bulunan Lord Stern de komisyona danışmanlık desteği veriyor.
Raporda iklimi korumanın temel unsurunun yeni altyapılara yönelik harcama önceliklerinin değiştirilmesi olduğu belirtildi. Otomobille ulaşıma dayalı ve giderek genişleyen kentler yaratılmasının, yüksek düzeyde hava kirliliğini içinden çıkılmaz hale getireceği; iyi bir kamu ulaşımına dayalı yoğun yerleşimli kentler planlanmasının ise karbon salınımını ve yerel düzeyde kirliliği düşük düzeyde tutacağını, yaşam kalitesini geliştireceği vurgulandı.
3 trilyon tasarruf
Komisyon, bu şekilde hareket ederek, hükümetlerin gelecek 15 yılda, 3 trilyon dolar tasarruf edebileceklerini kaydediyor. Yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle iklim değişikliğine karşı önlem alınmasının maliyetinin düştüğü; rüzgar ve özellikle de güneş enerjisinin maliyeti önemli ölçüde azalırken, fosil yakıtlarının yol açtığı kirlenmenin küresel ekonomik üretimi yüzde 4 azalttığı belirtiliyor.
300 sayfalık raporda, yeni teknolojilerin kırsal kesimlerde yaşayan ve elektrik şebekelerine bağlı olmayan bir milyar insana yardımcı olabileceği ifade edildi. Avrupa Birliği'nde yüksek voltajlı elektrik süpürgelerinin yasaklanması gibi, araç gereç ve otomobillere yeni standartlar getirilmesinin, çevre için daha temiz ürünler geliştirilmesini sağlayabileceği savunuluyor.
Raporun önde gelen yazarlarından Jeremy Oppenheim, "Bir seçim yapmamız gerekmiyor, hem daha iyi büyüme sağlamak hem de iklim değişikliğiyle baş etmek mümkün. Hazırlanan yeni rapor, kuramsal değil. Uzun erimli projelere değil, uygulamaya dayalı" dedi.