13 yaşındayken elektrik akımına kapılarak 2 kolunu ve bir bacağını kaybeden Selahattin Genli, özel aparatlarıyla 30 yılda yaklaşık 7 bin maket yaptı. “O kazayla kendimi keşfettim” diyen Genli aynı zamanda müzisyenlik yapıyor.
Hürriyet'te yer alan habere göre, "Ben kendi kendimin kahramanıyım!” 13 yaşındayken kollarını ve bir bacağını elektrik akımına kaptırıp kaybeden Selahattin Genli kendini böyle tanımlıyor. “O kazayla kendimi keşfettim” diyen Genli, eski bir müzisyen ve 30 yılda 7 bin makete imza atan bir usta. 56 yaşındaki Genli, kaza sonrası uzun yıllarını hastanede geçirmiş; “Kazadan ya da hastane sürecinden bahsetmenin bugün çok bir faydası yok. Zaten hayatımın o dönemini kayda almadım. Kaza dediğimiz illet en az insanların varlığı kadar eski, herkesin de başına çeşitli şekillerde gelebilir. Bazı şeylerin de yaşanması gerekiyormuş ama önemli olan tat aldığımız şeyleri bulabilmek.” Selahattin Genli, tedavisi tamamlandıktan sonra kaybettiği yılları değerlendirmek için ‘ne yapabilirim’ diye sorarak önce müziğe yönelmiş:
Tencere-Tavadan bateri
“Bağlama çalan bir arkadaşım vardı. Ona o kadar çok şey borçluyum ki... Müzik yapmaya karar verdiğimde ne yaptı etti, evde ne kadar tencere varsa toplayıp bana ilk baterimi yaptı. Yavaş yavaş ekipmanlarımız da gelişti. Bir gün evdeki prova seslerini duyan bir komşumuz düğününde çalmamız için bizi davet etti. Arkadaşımın zoruyla sahne aldım. Bir kez sahneye çıktığımda ne kadar önemli bir adım attığımı fark ettim.”
Genli’nin “Beni hayata bağlıyor” dediği mesleği ve gelir kaynağı ise yaptığı maketler. “30 yıldır maket yapıyorum. Bugüne kadar 7 bine yakın eser çıkardım. Dur durak bilmeden üretiyorum. Aslında karamsarlığa kapıldığım gençlik yıllarımda bir bıçak ve tahtayla yaptığım basit bir çerçeve ile başladı her şey. Şimdi ise Değirmendere’de her sezon ürünleri değişen birçok malzemeden ürettiğim maketlerle dolu bir standım var” diyor.
Hayatı film... Hem de ödüllü
Genli’nin hayat hikâyesi ayrıca ödüllü bir filme de konu oldu. Fikret Fırat imzalı “Kollarımdaki Yaşam” 8. Lions Kısa Film Yarışması’nda 212 film arasında birinci geldi. Genli, engellilerin tutunacak bir dal edinmesi konusuna vurgu yapıyor: “Her engel kolay aşılmıyor. Ben eskiden utanıp, ağustos ayında bile ceketle dolaşırdım. Ciddi bir önyargı vardı. Adım adım engelliler olarak başarılarımızla bu duvarları yıktık. Bazı durumlar yaşanmak zorunda oluyor ve yaşanıyor. Önemli olan daha sonrasında neler başardığımız. Samimiyetimle söyleyebilirim ki benim hayatım sizinkinden farklı değil.”
3 çocuk büyüttü
Genli, hayata tutunduğu maket sanatkârlığıyla üç çocuğunu büyütüp okutmuş. Şimdi “Maketler mi, müzik mi” sorusuna düşünmeden “Maketler” diye cevap veriyor. “Maket yapmak o kadar bireysel bir eylem ki, en ufak hatayı affetmiyor. Bu işi yaparken hep kendi hatalarınız sonucu yaralanıyorsunuz. Bu sizi temkinli ve ayık kılıyor. Ayrıca çıkan ürün birilerinin evinde beni temsil ediyor, her biri göz nuru. İşin ucunda para dışında bambaşka değerler var.”