Gündem

İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil için Edirnekapı Surlarında 'saygı nöbeti': Bir cinayet, başka kadının sokağın köşesini dönene kadar arkasına bakmasıdır

"Terazisi şaşmış adalet için buradayız"

13 Ekim 2024 20:04

T24 Haber Merkezi

Hürriyet ve İstikbal Derneği Milliyetçi Kadın Hareketi üyeleri, Semih Çelik tarafından öldürülen Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner için Edirnekapı Surlarında 'Saygı nöbeti'nde bir araya geldi. 

Hürriyet ve İstikbal Derneği Milliyetçi Kadın Hareketi üyeleri, 4 Ekim'de Semih Çelik tarafından öldürülen İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil için, olayın meydana geldiği Edirnekapı Surlarında 'Saygı nöbeti'nde bir araya geldi. İkbal Uzuner'in katledildiği yere çiçek bırakan grup adına konuşan Milliyetçi Kadın Hareketi Başkanı Özlem Açıkgöz, şunları söyledi:

“İstikbal için Hürriyet gerek diyerek çıktığımız bu yolda, bir hürriyet nidasını daha buradan haykırmak, istikbali korumak için bulunuyoruz. Bir cinayet yalnızca birini hayattan koparmak değildir. Diğer insanlarında bu yaşamdan güvenini koparmak, huzurunu baltalamaktır. BBir annenin gençliğini yaşayabilsin ama güvende de olsun diye çabalamasıdır. Sokağın köşesini dönene kadar arkasından bakmasıdır. Hayat koruyanı için de bir yere kadar çekilebilir olurken yalnız başına bir insan olunamaz mı? Yalnız başına bir kadın olunamaz mı? Her insanın ilk hakkı olan yaşama hakkını ellerinden nasıl alabilirsiniz? Katledilenin sadece isimleri ya da katledilme şekilleri değişiyor. Onlarca sabıkalı, suçlu ve suç unsurlarında tek değişen şey artan dosyalar, savrulan tehditler geriye kalan bir çift gözyaşı, yaralı bir ana yüreği."

"Benim kardeşim, 16 yaşında cinsel saldırıya uğrayıp öldürüldü"

Tacize uğrayıp öldürülen Ayşegül Aydın'ın abisi Esat Aydın, şunları söyledi:

“Benim kardeşim henüz 16 yaşındayken, hiç tanımadığı biri tarafından gündüz vakti cinsel saldırıya uğradı, buna direnmesi sonucu başı taşla ezilerek öldürüldü. 4 ay süren yaşam mücadelesi sonucunda, hayatını kaybetti. Benim kardeşimin yaşama sevinci vardı, hepimiz gibi onunda hayalleri vardı, üniversite okuyacak, pilot olacaktı, Sabiha Gökçen olacaktı. Bugün İkbal ve Ayşenur kardeşimiz için buradayız. Dün katana ile sokak ortasında hiç tanımadığı bir kadını kesen, bugün; kız arkadaşının kafasını annesinin önüne atılması toplumun yozlaştığının bir göstergesidir. Terazisi şaşmış adalet için buradayız. 26 suç kaydı olmasına rağmen sokakta gezen, defalarca ihbar edilmesine rağmen önlem alınmayan kimliği, adı, sanı, neci olduğu belli olmayan kişilerin yarattığı yozlaşma neticesinde buradayız."

Ne olmuştu?

Diyarbakır'ın Bağlar ilçesi Tavşantepe Mahallesi'nde, 21 Ağustos'ta Kuran kursuna gittikten sonra kaybolan ve 19 gün sonra cesedi dere kenarında çuval içinde bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetiyle ilgili gelişmeler takip edilmeye devam edilirken, İstanbul Fatih'te 4 Ekim Cuma günü akıllara durgunluk veren bir vahşet yaşandı.

Fatih ilçesindeki surlara çıkan 19 yaşındaki katil Semih Çelik, 19 yaşlarındaki Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner’i canice öldürülmesinin ardından kendini surlardan aşağı atması sonucu hayatını kaybetti. Ülke gündemini sarsan vahşice işlenmiş cinayetlerin ardından belirli internet siteleri, Discord ve Telegram’da örgütlenen kadın düşmanı, erkeğin üstünlüğünü savunan “incel” gruplar gündeme geldi. 

Türkiye'nin pek çok ilinde kadınlara yönelik erkek şiddetine karşı eylemler düzenlenmeye başladı. 

TIKLAYIN - Ayşenur Halil’in abileri, T24'e konuştu: Kardeşim içine kapanık biriydi; neden gitti, tehdit mi edildi, şantaj mı yapıldı?

TIKLAYIN - Semih Çelik'in yarım saat arayla öldürdüğü Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner gözyaşları içinde defnedildi; katilin adı mezarına yazılmadı

TIKLAYIN - İstanbul'daki çifte kadın cinayetinde yeni detaylar: Fail kasapmış, işleyeceği cinayetin resmini önceden çizmiş

TIKLAYIN - İstanbul'da yarım saatte iki kadının öldürüldüğü olaya ilişkin yayın yasağı getirildi

TIKLAYIN - Yarım saat arayla iki kadını katleden Semih Çelik 5 kez psikolojik tedavi görmüş!

TIKLAYIN - İkbal ve Ayşenur'u vahşice katleden Semih Çelik, o gün mahalle esnafına "Üstüm nasıl olmuş, iyi mi?” diye sormuş