Ümit Kıvanç*
Sukur el-Şam, Ceyş el-Mücahidin, Tecemmü Festakim, Ceyş el-İslâm'ın İdlib örgütü ve Şam Cephesi'nin Batı Halep örgütü, Ahrar el-Şam'a katıldılar. Ahrar merkezi, bu örgütlerden herhangi birine yapılacak saldırının kendilerine savaş ilanı anlamına geleceğini duyurdu. Son iki günün büyük çatışmalarından önce, Suvvar el-Şam örgütü de Ahrar bünyesine katılmıştı. Bunlar, sözkonusu birleşmeyi sevinçle karşılayanlara göre yaklaşık on bin, daha tarafsız bakanlara göre yaklaşık beş bin silahlı militanın Ahrar'ın emrine girmesi demek. Her hâlükârda en az dört bin militandan sözediyoruz.
Ancak bu katılma ve birleşmelerde su götürür bir yan da var. Anlayabildiğim kadarıyla, örgüt liderliklerinin Ahrar'a katılma kararı alması, örgütün bütün elemanlarının buna uyması anlamına gelmeyebiliyor. ŞFC bazı yerlerde bu örgütlerin yerel birimlerinin kendilerine silahlarını teslim ettiğini falan iddia ediyor.
Bugünün dikkat çekici gelişmeleri arasında biri, dünkü bazılarıyla birlikte, Şam'ın Fethi Cephesi'nin (ŞFC) gerekirse halkla karşı karşıya gelmekten çekinmeyeceğini gösteriyor: İdlib'in 25 km kadar kuzeyindeki Helezan (El-Helzun ??) köyünde ŞFC kendilerine karşı gösteri yapan sivillere ateş açtı. Bir kişi öldü, yaralılar var. Maaret el-Numan'da geçen yıldan beri yerel ahaliyle ŞFC'ciler (o zaman el-Nusra'ydı) arasında kavga gürültüler oldu. İki-üç gündür bazı köylerde halk ŞFC askerî konvoylarının geçişini engellemek için yollara çıktı.
ABD (uluslararası koalisyon), ŞFC'yi vurmayı sürdürüyor. Bugün bir önemli şahsiyetleri daha Türkiye sınırındaki Atme'de havadan vurulup öldürüldü.