Karar gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Kiras, üniversite rektörlerini daha önce de cumhurbaşkanının atadığını ancak üniversitenin öğretim kadrosunda seçildiğini belirterek, "15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan ciddi değişiklikler arasına üniversitelere rektör atanması konusu da dahil edildi. O hengamede kamuoyunda çok fazla yankı bırakmadan çıkarılan bir KHK ile üniversitelerde rektörlerin belirlenmesinde öğretim üyelerinin oyu devreden çıkarıldı.
Hatta bilahare YÖK bile devreden çıktı. Artık seçim yapılmıyor üniversitelerde. Cumhurbaşkanı istediği kişiyi istediği yere rektör olarak tayin ediyor. Akademi dünyasından ciddiye alınabilecek fazla bir itiraz da gelmedi bu yeni uygulamaya. Ta ki Boğaziçi Üniversitesi’nde eski rektörün görev süresi sona erene kadar. İlk kez dışarıdan, üstelik parti kimliği taşıyan biri paraşütle rektör makamına indirilince kazan çömlek patladı." diye yazdı.
Cumhurbaşkanının her kurumun başına, kimseye sormadan, danışmadan atama yapmasının doğru bir idare tarzı olmadığını savunan Kiras, "Türkiye’deki 209 üniversitenin her birine kimin rektör olabileceğini düşünmek, araştırmak, soruşturmak tek kişinin yapacağı iş olamaz. Kurumlarla -veya kurumlar aracılığıyla- yapılır bu işler.
Eski sistemin kusurları ve eksikleri vardı ama iyi kötü kurumları çalıştıran bir sistemdi. Kurumların ıslahı ve geliştirilmesi gerekirken devre dışı bırakılması, her konuda kararların tek bir kişinin iki dudağı arasından çıkacak iradeye bırakılması ne tarihte ne de bugün dünyadaki “iyi yönetilen” hiçbir ülkede göremeyeceğiniz bir yönetim tarzı..." ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...