Politika

Hüseyin Aygün eleştirilere Seyid Rıza'nın sözleri ile yanıt verdi: Ayıptır, zulümdür, günahtır!

Parti içinden ve Başbakandan gelen eleştirilere yanıt veren CHP Tunceli Milletvekili Aygün, "bu partide daha sol isimlerden biri olarak var olduğumun da bilinmesini isterim" dedi

18 Ocak 2013 16:46

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün son günlerde kendisine yöneltilen eleştirilere twitter üzerinden yanıt verdi. Paris'te Sakine Cansız'ın ailesine yaptığı taziye ziyareti nedeniyle parti içinden gelen eleştirilerin yanı sıra, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da hedef aldığı Aygün, Seyid Rıza'nın, "son sözüm şu: Ayıptır, zulümdür, günahtır!" sözleri ile yanıt verdi.

İşte Hüseyin Aygün'ün mesajları
 
Türkiye Kamuoyuna, CHP sevdalılarına ve Dersim halkına zorunlu bir açıklama: 
Son haftalarda sosyal medyada tanıttığım bir kitaba dair ve Sakine Cansız'ın ailesine yaptığım taziye ziyareti nedeniyle 
başta başbakan Erdoğan olmak üzere milliyetçilik rüzgarından beslenen bazı çevrelerin çok haksız ve maksatlı eleştirilerine uğradım; 
bu kampanyaya üyesi olmaktan gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partili bazı milletvekili arkadaşlarımın dahli ve basın önünde şahsıma karşı 
kimi beyanları beni ziyadesiyle yaralamıştır; basın önünde arkadaşlarıma cevap vermem; bizim iç işimiz içimizde konuşulur; 
ancak haksız bazı söz ve eylemlere cevap vermem zorunludur; Benim "CHP'li olmadığımı";"partiden gönderilmem gerektiğini" söyleyen 
milletvekili arkadaşlarıma Tunceli'deki 2011 seçim sonuçlarına tekrar bakmalarını öneririm; PKK'nın baskıları altında başlayan kampanyamızın 
yüzde 60'ya yakın oy çoğunluğuyla sonuçlandığını; seçildikten sonra da CHP'yi kırlarda,i lçelerde, dağ başlarında, mezralarda anlattığm için 
mesela Ovacık'ın en yüksek noktasındaki arıcıların sorunlarını dinlemeye gittiğim için PKK'nın hedefi olduğumu da kamuoyu iyi bilmektedir;  
bir önceki 2007 seçimlerinde CHP'nin Tunceli'den milletvekili çıkaramadığı sanırım hatırlardadır; ben bu partiye bağlıyım; 
amacım partimizin daha da güçlenmesi ve iktidarıdır;ancak bu partide daha sol isimlerden biri olarak var olduğumun da bilinmesini isterim 
tanıttığım kitap 1913'ten itibaren Rumlara yapılanları anlatır; bu dönemin sorumlusu herhalde Atatürk ve arkadaşları değildir; 
1.Dünya Savaşı sırasında Anadolu'da yaşanan korknç zulümleri Kurtuluş Savaşı'mızla ilişkilendirerek benim sözlerimi çarpıtanları anlamıyorm 
kötüniyet taşıyan eleştirileri zaten kabul etmem;
 Dido Sotiriyu'nun romanının adının bile Türk-Rum kardeşliğini anlattığını bilmem söylememe gerek var mı? "Benden Selam Söyle Anadoluya" 
yazarının 1982'de "Türk-Yunan Dostluğu" adına Abdi İpekçi Ödülü aldığını da hatırlatıyorum; 
son sözüm de taziyeye dair: Bazı konular vardır siyaset dışıdır; ölenle birlikte "suçu", "günahı" da "ölür" 
aileye taziyeye gitmek ne zamandan beri siyasetin konusu oldu? Paris cinayetleri sadece 3 kadının yaşamına son vermemiş Türkiye'nin barış arayışını da hedeflemiştir; durmadan propagandasını yaptığınız "anaların gözyaşına" saygınız bu mudur?
Yoksa Tuncelili ana "ana" mı değildir? Bunu diline dolayan başbakan Tayyip Erdoğan ve onunla aynı düşünceye sahip olanlara
son sözüm şu: Ayıptır, zulümdür, günahtır!