Sabah yazar Hıncal Uluç, Kanal D'de ana haber bültenini sunan Ahmet Hakan hakkında "Sonra geldi. 'Bitti' dedi. Sonra da başlayacak dizinin reklamını yaparak kapattı, her gece olduğu gibi... Pardon araya bir de 'Hava durumu' sokarak, bu ülkenin, belki de dünyanın hava raporu okuyan ilk ana haber sunucusu unvanını elde etti. Ben de ekrana doğru sordum... 'Orda havalar nasıl Ahmet!..'" diye yazdı.
Hıncal Uluç'un Sabah gazetesinin bugünkü (29 Ocak 2017) nsühasınsa yayımlanan 'Birikmiş notlarla nalına, mıhına!..' başlıklı yazısı şöyle:
Birikmiş notları ayıklayayım dedim gene..
Baktım kıyamadığım bir sürü var.. "Tamam" dedim.. "Pazara yazarım, kısa kısa.. Nalından da seçerim, mıhından da.. Kolay okunur. Çeşit de keyif verir..
Buyrun bu pazar burdan yakın!.
***
En yenisi en başta..
Perşembe sabahı, Ahmet Hakan dostumu eleştirdim..
"Yalan olduğunu en başta kendin bildiğin şeyi yüz bin insanın gözünün içine bakarak söyleme" dedim. "Ana Haber sunucusu inandırıcı olmalıdır.
Yalan söylemez, hele reklam hiç yapmaz" dedim.
Perşembe akşamı Ahmet gene "Kısa bir ara" dedi. 15 dakika bekletti. Sonra geldi. "Bitti" dedi. Sonra da başlayacak dizinin reklamını yaparak kapattı, her gece olduğu gibi..
Pardon araya bir de "Hava durumu" sokarak, bu ülkenin, belki de dünyanın hava raporu okuyan ilk ana haber sunucusu unvanını elde etti.
Ben de ekrana doğru sordum..
"Orda havalar nasıl Ahmet!."
***
Canan Karatay olmasa benim medyam ne yapardı..
"Palmiye yağı" diye kırk yıldır pişirilen konu gene ortaya atılınca "Tek/ Baş/ Yegane/ Benzersiz/ Eşsiz/ Uzman" Canan Karatay her yerde göründü ve her şeyi yasakladı.
Şeker yasak, ekmek yasak yahu..
Tehdit de kanser!.
İnsan okumaktan nefret ediyor. O hale geldik..
***
Cengiz Kardeşim (Semercioğlu) "Geçen akşam Muazzez Abacı'nın okuduğu Sezen Aksu şarkılarını dinledim" diyor.
Bayılmış.. Ama o özel dinlemiş. Peki biz?.
"Muazzez Ersoy'dan Sezen şarkıları dinlemek için nisanı beklemek zorundasınız" diye bitiriyor..
Karar ver, Cengo!. Hangi Muazzez?.
Abacı mı Ersoy mu?.
Hadi sen atladın. Hata hepimize mahsus.. Ama "Editör" denen meslek niye var gazetecilikte..
Benim editörüm hemen her gün telefon ediyor. Hatta çoğu zaman telefon bile etmeden düzeltiyor, böylesi maddi hataları..
***
Cengiz gene, İstinye Park'ta Zuma'da yemek yiyormuş. Ayni saatlerde dünyaca ünlü yıldız Lindsay Lohan da ordaymış.
Bu ülkenin en kıdemli, en cin magazin yazarı farkına bile varmamış iyi mi?.
Eee Cengiz!. Bir yemeğe belli bir şeyi dinleyip yazmak için davetli gidersen böyle oluyor işte.. Sonunda kendini teselli ediyor.
"Hoş bir şey kaçırmış değiliz. L.L.
İstanbul'u komşu kapısı yaptı, her dakika burda.." Sen magazin müdürü olsan da olayı atlayan muhabirin böyle dese, ne yapardın Cengiz?.
***
THY, yeni reklam yüzü olarak Morgan Freeman'ı seçti..
Gene Cengiz (Adamı hergün okuyorum, ne yapayım?.) "Clinton destekçisi Morgan Freeman doğru isim mi" diye yazdı.
Ona göre, kazanan Trump'ı değil, kaybeden Clinton'u seçmek stratejik bir hata.. Clinton'un seçim kampanyasını seslendiren biri nasıl seçilirmiş.. THY Başkan Trump'a böyle mi hoş geldin, dermiş..
Sevgili Cengiz!.
THY'nin muhatabı, Başkan değil, dünya halkı. Amerikan halkı da tabii. Bilet alacak onlar..
..Ve de seçimde Clinton, Trump'tan 3 milyon oy fazla aldı. Seçim sistemi, azınlıkta kalanı Başkan yaptı. O zaman çoğunluğu seçen THY niye hatalı olsun?.
Sana tavsiyem 26 Ocak tarihli HaberTurk'te İpek Durukal'ı okuman..
Freeman'ın seçiminin nasıl bir tam isabet olduğunu, Freeman'ı tanıtan yazısı ile öyle güzel anlatmış ki..
***
Nusr-et, hali tavrı ile pek sempati duyduğum biri değildi. Dükkanın önünden bile geçmedim. Ama geçen hafta sonu Ayşe Arman'a söylediklerine bayıldım.
"Benim hayatta üç şansım oldu.
Birincisi Cüneyt Asan. Benim ustam.
Onun yanında (Günaydın'ı kast ediyor) yetişmemiş olsam, bugün burada olamazdım.
Kendisine teşekkür ederim.." Yani günümüzde vefa öylesine unutuldu ki, Nusret birden gözümde devleşti..
***
Demet Akalın "Hülya'yı yeniden yaratacağım" diye magazin sayfalarına manşet oldu. Şaşırdım.. Ama Hülya bu sözleri "Tık" demeden kabullenince, işte o zaman şoke oldum..
Devir insanları nasıl değiştiriyor..
***
Çok hoşuma giden bir şeyi de İpek Yezdan'ın satırlarından öğrendim.
(Hürriyet). Fenerli basketçi Udoh tam bir kitap kurduymuş meğer.
Nâzım Hikmet'i, Yaşar Kemal'i, Oğuz Atay'ı tanırmış. Sabahattin Ali'nin 'Kürk Mantolu Madonna'sını okuyup, sosyal medyada takipçileriyle kitabı tartışmış..
Kafka'dan Caelho'ya okumadığı yazar kalmamış..
Bir milli maç dönüşü, önümdeki koltukta oturan o zaman futbolcu Tolunay'ı Kafka okurken görüp ne kadar şaşırmış ve bu köşede yazmıştım, yıllar önce..
"Vizyon" büyük sporcu olmanın bilinmeyen sırlarından biri.. Okumak da vizyonu en çok genişleten şey.
Bunu aklınızdan çıkarmayın, bizim sporcular..
***
Yüksel Aytuğ, kardeşim Gaf kürsüsüne Kibariye'yi yazmış.
"Hani bir şarkı vardı, 'Ömrüm seni sevmekle geçti nihayet' demiş, jüri olduğu yarışmada.. 'Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır' şarkısını hatırlamaya çalışıyor şarkıcımız" diyor Yüksel..
Bana başka şey hatırlattı..
Babamın en sevdiği Yesari Asım şarkısından, Ümit Yaşar, üniversitede kız arkadaşlarıma çok okuduğum bir şiir çıkarmıştı.
"Modası geçmiş bir şarkı bilirim
Eski günlerin hatırasını taşır
Bir şarkı ki; yalnız senin
Dudaklarına yaraşır.
Elbet her şarkı gibi,
Bir gün o da unutulacaktır.
Sesim güzel değil ki ben söyleyeyim,
Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır."